• thomas bernhard romanı

    yky'da kireç ocağı adı ile yayınlanmıştır.

    kitabın arkasında da yer alan insan insanlarla sadece kirlenircümlesi çok vurucu.

    --- spoiler ---

    demiş konrad fro'ya, bağlacıyla örülmüş bir bernhard eseri.

    ben de bazen bir işe başlamak istiyorum ama sonra hep bir şeyler mani oluyor da yapamıyorum diyorum o bakımdan kahramanımız konrad gibi olur muyum diye korktum kitabı okurken.

    --- spoiler ---
  • "soğukluk olmadan netlik olur mu?"

    bernhard'ın ışıkları yaktığı, buzdan roman.
  • şimdiye kadar okuduklarıma hiç benzemeyen bir yazım stili ile yazılmış, okuması ve anlaması zor bir roman. okurken paragraf olmadığı görünce insan kendini bir garip hissediyor. nokta da az kullanılmış, virgüllerin yoğunlukta olması insana düşünce denizinde yüzüyormüş hissiyatı yaratıyor, ama içinden olayları çıkarmakta bir o kadar zor, takip etmekte zorlanıyor insan, birçok sayfayı baştan okudum. romanda aksiyon beklemeyin sonu zaten başında söylenmiş, düşünceler üzerine kurulu.

    "insan insanlarla sadece kirlenir"

    "bu dünyada komedi timsalinden başka bir şeyimiz yok ve ne yaparsak yapalım, komediden çıkamıyoruz, komediyi trajediye çevirme yolundaki binlerce yıllık çaba doğal olarak başarısızlıkla sonuçlanmak zorunda" demiş thomas bernhard.

    ben kendi adıma kitaplarda çok önbilgi sahibi olmayı sevmiyorum, başlayıp ilerleyip anlamaya çalışınca yaşadığım duygular daha yoğun oluyor böylece, sadece okumaya değer mi? insanları etkilemiş mi? ona bakıyorum, ama bu sistem aynı zamanda yanında hayal kırıklıkları getirebiliyor, ama okumayı asla bırakmıyorum, bu roman beni biraz aşsada kesinlikle okumaya değer, belki de herşeyin bir zamanı var.

    ileride bu kitabı daha dikkatli ve yoğun olarak tekrar okuyacağım.
  • "insanlarla münasebetimiz olduğunda akıllı insanlarla münasebetimiz olmuş olmuyor, insanlar akıllı olduklarını iddia ediyorlar ama akıllı değiller, insanlar bir şeyler bildiklerini iddia ediyorlar ama hiçbir şey bilmiyorlar, insanlar her şeyi yalnızca iddia ediyorlar."

    ...yalan bu ülkede her şeymiş, gerçekse sadece şikayete, yargılanmaya ve alay edilmeye değermiş..."

    "...toplum yalnızca ahmakça dalgınlıklara açıkmış, başka hiçbir şeye değil. insanlar rahat bırakılmak istiyor ve hiçbir şeyden kulak ve beyin kadar nefret etmiyorlar..."
  • bugün 3. defa okumaya başladığım thomas bernhard romanı. ilaçtır ve aynı zamanda hastalık sebebidir.
  • sayfa 73: "insan insanlarla sadece kirlenir..."
  • "konrad, beş yıl boyunca kendini ve tekerlekli sandalyeye mahkûm eşini hapsettiği, metruk kireç ocağında tuhaf işitme deneyleri yürütürken işitme başlıklı sanatsal-bilimsel-yazınsal başyapıtını yazmaya hazırlanır. sonunda, kaç kurşunla olduğu bilinmemekle birlikte, karısını öldürür. gün geçtikçe karanlığa gömülen bir ses labirentini andıran, dış dünyadan yalıtılmış kireç ocağının öyküsü bu "bilinmez son"la başlar...

    thomas bernhard, en vurucu romanı kireç ocağı'nda, gözde temalarından biri olan kusursuz başyapıt tasarısıyla yaşama eylemi arasındaki çatlağı gösteren zihinsel çalışmanın kâğıda dökülmesindeki imkânsızlığı, saplantı, öfke, delilik eşiklerinde gidip gelen insanların karanlık, sakatlanmış, tekinsiz karakterini açığa çıkaracak "vuruş"larla araştırmaya girişiyor. belki de yazar en can alıcı işitme deneyini okurla yaparken en dehşet verici cümle yine okurun kulağında çınlıyor: insan insanlarla sadece kirlenir."
  • (bkz: kireç ocağı)

    (...) oysa aslında ikisi de aralıksız olarak katlanılmaz bir hayatın içinde hapismiş, fakat konrad’ın fro’ya söylediğine göre kendilerini katlanılırlıkla kandırmazlarsa, katlanmazlıklar katlanılır gibi olmazmış, sürekli bir katlanılmazlık halinde sürekli bir katlanılırlık yanılsaması ilerlemenin tek yoluymuş. (...)
  • (bkz: kireç ocağı)

    -bizim ülkemiz bir fikirler mezarlığı ve engellenmiş yüksekten uçmalarla dolu sapıkça bir boşluk, güzelliğiyle bizim vatanımız sürekli bir çuvallamadan, aşağılamadan, büyük olanın bastırılmasından başka bir şey değil.
  • (bkz: kireç ocağı)

    (...) hangi birliktelik yanlış değil ki, hangi evlilik bütünüyle yanlış, ters, yani artık bir kez oluşmuş, ikiyüzlü, korkunç, hangi arkadaşlık yanılgı değil ki, birlikte yaşayan hangi insanlar kendilerini gerçekten mutlu ya da en azından geçinip gidiyor diye niteleyebilirler? hayır, sevgili fro, birlikte yaşam kime, hangi zümreden, hangi kökenden, hangi meslekten hangi insanlara ait olursa olsun, neresinden bakarsak bakalım, sürdüğü müddetçe zorlu, doğası itibariyle acılı, aynı zamanda bildiğimiz gibi en anlaşılır, en dehşet verici doğa kanıtıdır.
    fakat en büyük işkence bile alışkanlığa dönüşüyor, demiş konrad, ve böylece birlikte yaşayanlar, birlikte bitkisel hayat sürenler gitgide birlikte yaşamlarına, birlikte sürdükleri bitkisel hayata ve bizzat kendilerinin doğa işkencesine hizmet amacıyla doğanın aracı olarak yaratıp birlikte katlandıkları ortak işkenceye alışıyor ve en sonunda bu alışkanlığa da alışıyorlar. ideal birlikte yaşam denilen şey bir yalanmış, ideal birlikte yaşam denilen şey olmadığı için de kimsenin böylesine hakkı yokmuş, bir evliliğe girmek, bir arkadaşlığa girmek gibiymiş, çifte umutsuzluk ve çifte sürgün halini tamamen bilinçli olarak üstlenmek, yalnızlık arafından birliktelik cehennemine girmek. ve birliktelik konusunda tamamen susmak. çünkü iki zeki insanın, akıl vasıtasıyla her şeyi, her zaman olmasa da bir süreliğine bütünüyle idrak eden iki kişinin çifte umutsuzluğu ve çifte sürgünü, çifte çifte umutsuzluk ve çifte çifte sürgünmüş. (...)
hesabın var mı? giriş yap