• sigmund freud bunu keşfetmiş miydi daha önce bilmiyorum ama tam olarak ne olduğunu anladığına emin değilsek de türk edebiyatının ünlü kalemşörlerinden murat menteş (ruhi mücerret) konuya örnekler bile vermişti.
    mültefit: kelimenin anlamı, güler yüz gösteren ve ilgilenendir. dilimize arapçadan geçmiştir. ''psikopatlar; iyi hatiptir, sadistler; tatlı dilli, caniler; mültefit..''

    lakin halkımız muhtemelen bu kitabı (ruhi mücerret) okurken sayfaları çevirip ortamlarda biraz kültürlü görünmek ve ''ay son kitabı müthiştii'' demek için okuduğundan halkın fark ettiğini sanmıyorum.

    bazı insanların etraflarınca bilindikleri karakteristik özellikleri ile bazı davranışları örtüşmez ki bu birdenbire vukuu bulup önümüze çıktığında hepimiz ''o yapmaz öyle bi şey'' deriz. bu davranışlar asla kahramanlık, cömertlik, fedakarlık ya da benzeri toplumun algısında pozitif değeri olan ve kişiye saygınlık kazandıracak davranışlar değildir.

    hırsızlık, gasp ya da benzeri başka bir çeşit yapmak için ar damarı çatlamışlığa ihtiyaç duyulan olumsuz davranışlar da değildir. çünkü bir hırsız hırsızsa hırsızdır. bunu pek de umursamaz hırsız çünkü hırsızlık yapabilen adam zaten biraz utanma duygularının vidaları ile oynanmış adamdır.

    tutarsızlık gösteren kişiler kimdir ?
    1- katiller
    2- tecavüzcüler (vb. cinsel sapkınlar)
    3- siyasetçiler
    davranış tutarsızlığı gösteren insanların çoğunun etraflarınca bilinen karakteristik özellikleri abartılıdır genellikle.

    neden ?
    çünkü hasta ruhlu insan suç işlemeye meyilli bir bomba olarak toplumun içinde gezinebilmek için kendine bir kamuflaj arar ve zamanla bu kamuflajın toplum tarafından beğenildiğini gördükçe o kamuflaja daha fazla sarılır. sarıldıkça sarılır ve sanılan özelliği bir abartıya dönüştürür.

    mesela tarikat liderlerini inceleyecek olursak etraflarındaki insanlarca kabul edilen karakterleri:
    dindar
    dürüst
    cömert
    saygıdeğer
    bla bla bla..

    ama birçoğunun hele ki günümüz türkiyesinde %90ının davranışlarını değerlendirirsek;
    müritlerini, cehennem azabından kurtarmayı vaad ederek onlarla cinsel birliktelik yaşayan hocalar..
    cemaat din diyanet sloganları ile terör örgütü kurup her yere sızan hocalar..
    allah, kitap, din anlatıp televizyonda kadın oynatan ve şantajcılık yapan hocalar..
    hocalık yaptığını ve ilim yaydığını iddia ederek para toplayıp villalarda oturan jiplere binen hocalar..

    halbuki bu davranışların hiçbirinin din ile alakası olmadığı gibi tamamen de tezat davranışlardır!.. bu karakterden yoksunlar ise içlerindeki o lanetli hisleri kimsenin dikkatini çekmeden ve lince uğramadan ortaya çıkarmak için din kamuflajına sarılmaya bayılır..
    işte bu dindarlara bir örnekti!

    tecavüzcüler peki ? size 2 örnek vereceğim:
    ankara polatlı'da, kaçırılan ve tecavüz edilerek öldürüldükten sonra başı kesilerek öldürülüp gömülen 8 yaşındaki kız çocuğunun katili
    imam hatip mezunu... aman ne de şirin bir imaj!

    dışarıya dindar imajı çizen ve çocuklarını zorla imam hatibe gönderen ama aslında bilinçsiz kültürsüz ve dengesiz bir ailenin oğlu olduğuna yemin ederim size! hadi diyelim adamların günahını aldık öyle değillerdi..

    daha somut bir örneği ile karşılaştım:
    16 yaşında bir genç ve annesi diyor ki: ''benim oğlum yalan söylemez elim değdi diyor sadece. hem de televizyon izlerken öpüşme sahnesi çıksa kafasını çeviren bir çocuk benim çocuğum ahlaklıdır yapmaz öyle bi şey'' diyor.

    evet! şimdi gel gelelim ahlak abidesi 16 yaşında bebeğimize;
    14 yaşında bir genç kıza, açıkça cinsel tacizde bulunmuş ve güvenlik kameraları da bu olayı çekmiş ama çocuk bütün gücüyle inkar ediyor ve ailesi de henüz kamera kayıtlarını izlemedi. çocuğuna %100 güveniyor...

    ailesi henüz küçük yaşta iken sürekli onun üzerine titredi her ortamda onu baskıladı ve davranışlarını baskı altına alarak sürekli yönlendirdi. mesela ortaokula gidiyordu halası onu bir kızla konuşurken gördü ona takılmak için
    ''hşşşt kız arkadaşın mıydı lan o kız pek de güzelmiş'' dedi güldü. annesi hemen atladı: ''ahlaklıdır benim çocuğum yapmaz öyle şeyler.'' aslında kız arkadaşın olması kötü bir şey değilse de çocuk bunu yapmaması ya da yapsa bile saklaması gerektiğini düşündü.

    bazı davranışları bastırabilir aileler bu yöntemlerle mesela çocuk arkadaşının silgisini beğendiği için çalmıştır ve yakalanınca ''sen ahlaklı bir çocuksun bir daha sakın yapma böyle bir şey.'' derse ona bir ahlakî değeri öğretebilir ve hayatının geri kalanında bu değeri taşımasını bile sağlayabilir..

    lakin 2 şeyi bastıramazsın:
    ''cinsellik ve şiddet''
    bunlar doğuştan gelen temel içgüdülerdir.

    güdüsel davranışlar ise adeta kalıcı şekilde kodlanmış sonradan öğrenilmeyen kişinin fabrika çıkışında yüklü olan programlardır.

    cinselliğe temel içgüdü olarak sahibiz çünkü neslimizin devamlılığı için buna ihtiyacımız var. vahşeti ise saldırarak avlanmamız sürümüzü korumak için dövüşmemiz ya da kendimizi savunmak için kullanırız aslında. her durumda varlığımızın bu ikili sigorta poliçeleridir. onlar olmazsa bizim varlığımız riske girer..

    önce şiddete değineyim:
    küçük çocukları kavga ederken mi ? gördünüz onları ayırmayın bırakın dövüşsünler. doğaya bakın aslan yavruları sabahtan akşama kadar kavga ederler mesela çünkü kavga onların doğasıdır.

    biz sabahtan akşama kadar kavga etmeyiz belki ama bizimde karnımızı doyurmak için modern dünyada dahi kavga etmemiz gerekir..
    eğer küçükken kavga etmeyip kavga etmeyi öğrenmezsek ve gereken cesareti kazanamazsak büyüyünce etrafında soyutlanmış sessiz sakin vur ensesine al ekmeğini olur çıkarız.

    hayır çocuklara kavga etmeyin demek doğru değil. çocuklara ne için kavga etmesi gerektiğini öğretmektir doğru olan. sonra bırak doğru şeyler için kavga etsin ve doğru bir hayat yaşasın.. tabii kavga örneği cinsellikle birebir örtüşmez çünkü aldous huxleyin, cesur yeni dünyasını gerçeğe uyarlayalım diyecek değiliz ama bir çocuğa önce ailede sonra okulda cinsellik eğitimi verilmesi gerekir. (cinsellik eğitimi deyince ortaokul müfredatına haftada 4 saat kamasutra eğitimi eklemekten bahsetmiyorum.)

    çocuğun cinsel organının işemek dışında temel işlevlerini de tanıması o işlevleri nerede ? ne zaman ? nasıl ? kullanması gerektiğini öğrenmesi gerekir. bunları öğretmezsen kavga edemeden büyüyen sessiz çocuğun kimsenin dikkatini çekmeden bir sürü insan öldüren bir seri katil olabilir veya cinsel organının ne işe yaradığını anlamaya başladığında nasıl doğru kullanacağını bilemeyen bir yaratığa dönüşebilir hatta onu kullanmayı senin üzerinde bile deneyebilir.

    ve bir gün bu çocuk büyük pot kırdığında ve akşam haberlerinde tefsir edildiğinde ise komşuları akrabaları ve arkadaşları: ''ay inanmıyorum o asla yapmaz öyle şeyler nasıl olur nasıl yapmış o sessiz sakin dürüst ahlaklı ya da dinine bağlıydı.'' tepkisi verirler.

    neticede ise twitter hastaglerinde #idamistiyoruz trend topic olurken ''idam çözüm olsa idi mekke topraklarında çözüm olurdu. bırakın eğitimciler psikologlar işini yapsın ancak eğitimle çözülür bu mesele.'' anlayışını yansıtan bir selim akıl linç edilir hakkında savcılık soruşturma başlatır. zaten savcı bilinçli olsa, hakim bilinçli olsa, doktor, öğretmen, cumhurbaşkanı veya anne baba bilinçli olsa bunların hiçbiri yaşanmaz ama bu bilinçsizlik yüzünden bunlar yaşandıktan sonra bir bilinçli hakkında soruşturma başlatılır..

    başarısızlar bir araya gelip sahte bir başarı algısı oluşturarak başarılıları safın dışına iter ve başköşelere otururlar ancak bu şekilde başarı algısı kısa vaadede süslü ve güzel görünse de uzun vadede kurumların çökmesine, toplumların dejenere olmasına, yasaların ortadan kalkmasına ve önüne geçilmez dev bir yıkıma sebep olur!
  • çözümü; kuantum drama.
    kadersel yaklaşım ile yapıp çürütebileceğiniz tez konusu
  • aslında tutarı tutarsızlığı boşver...
    şunu kabul et. “ herkesin her şeyi yapma ihtimali var.” iyi ya da kötü...
    o çok sevdiğimiz arkadaşlarımızın aile yakınlarımızın büyük kötülülükler yapabileceğine inanmak istemiyoruz. ama yapabiliyorlar. zor değildir emin olun. siz bile çalabilirsiniz, kırmızı ışıkta geçebilirsiniz, taciz edebilirsiniz.
    olamaz dememek daha tedbirli olmak lazım...
    hiç aklıma dahi gelmeyecek şeyler yaşadım sebebi de hiç aklıma gelmiyor oluşu da olabilir kısmen. he paranoyak gibi gezmezsin ama... 10 senedir tanırsın son 2 sene görüşmemişsindir bıraktığın gibi bi insan değildir.
    mağdur olmamak için çok da güvenmeyin özetle, sadece imam hatip mezunları yapmıyor bunları...
    ki katil katilim diye de gezemez... tabi ki reddedecek.
  • olmak istediğiniz kişi için uğraşırsınız fakat etraf sizi gördüğü gibi görmekten öteye gidemez ve siz de buna örnek olursunuz.
  • biz toplumca ikiyüzlüyüz zaten. adamlar hacı hoca takılıp hayvana- çocuğa tecavüz ediyor. eşcinsellere “ibne” diyen adam arabada travestiye sakso çektiriyor. “erkek adam aldatmaz” diyenler çatır çutur başka kadınlarla sikişiyor, kocasını aldatan kadın gelip sözlükte evli adamlarla ilişkiye giren kadına “ahlaksız” diyor vs vs.

    bizim rutinimiz bu yani. ne kadar çok yasak-ayıp-günah diye insanlara baskı yapılırsa bu denli ters teper işte. konuştuğu gibi yaşamayan, yaşadığı gibi konuşmayan insanlar olarak yuvarlanıp gideriz.
hesabın var mı? giriş yap