• arthur miller'ın american dream kavramını eleştirdiği ve tam bir kaybeden profilindeki willy loman'ın öyküsünü anlattığı eser.

    loman soyadının aslında "low man"i çağrıştıran bir karakterizasyon örneği olması -aynı durum ironik bi şekilde happy loman'ın isminde de vardır- , willy'nin yavaş yavaş aklını yitirirken görüp duyduğu hayal ürünü şeyler, aile içindeki dalgalanmalar, çocukların hayalleri, vs. ilginçtir. miller, hayatta tek gayesi çok çalışarak saygı kazanmak ve toplumdan kabul görüp, sevilmek olan willy'yi böyle üzücü bi şekilde anlatır. üzücüdür çünkü loman, azim ve sıkı çalışmanın eninde sonunda ona hakettiği mutluluğu getireceğine inanan, vefanın varlığına güvenen, iyi niyetli ve çalışkan bir adamdır.
  • "cevremdeki insanlar o kadar alcak ki devamli ideallerimi kucultmek zorunda kaliyorum"*.
  • merak edenler için oyunun özeti olarak charley'nin "the only thing you got in this world is what you can sell"("bu dünyada sahip olduğun şeyler satabildiklerinden ibarettir") repliği fazlasıyla açıklayıcı ve düşündürücüdür.
  • film versiyonunda dustin hoffman oynar, performansini takdir etmeye kelimeler yetmez..
  • kapitalizm ile ne kadar savaşsanız da, ona yenileceğinizi gösteren tiyatro oyunu. hayaller kurmak yerine kendinizin farkına varın öğüdünü verir. fazla uçmayın hepiniz sıradan insanlarsınız.

    --- spoiler ---

    biz saati 1 dolar eden adamlarız baba.

    --- spoiler ---
  • eğer ilk önce oyununu okuduysanız willy loman'ın nerede daydream yaptığını nerede gerçekten yaşadığını tam olarak kestiremiyeceğiniz, ancak filmini izlerken nerelerde hayaller alemine daldığının farkına varabileceğiniz arthur miller oyunu. oyunun son sahneleri çok acıklıdır, willy loman eliyle tuttuğu hiç bir şeyde başarılı olmadığından dünyada kendinden geriye adını, şanını bırakamayacağını anlar ve evlerinin arka bahçesine fidanlar dikmeye başlar kendince deli gibi söylenerek, ardından da evden fırlayarak arabasıyla ölüme marş basar.
  • oldukça etkileyici bir aile dramını konu alan bir oyun. özellikle baba will'in oğullarıyla olan ilişkisi yürek parçalar. kitap ne kadar 1950'lerde ikinci dünya savaşı sonrasındaki buhran döneminde geçse de, günümüzde de benzer aile dramlarına rahatlıkla rastlayabiliyoruz. çünkü özel sektörün insan sömürme politikaları şu anda da tüm hızıyla devam etmekte.
  • geçen hafta ankara dt kapsamında izlediğim oyun. her ne kadar arkamda oturan ve öndeki kız arkadaşlarına sempatiklik yapmak adına bıdır bıdır konuşan öküze ve yanımda sürekli mesaj yazan, bir de eliyle bunu kapatmak isteyen kıza rağmen gayet izlenebilirliği olan şükela oyun; ki bence hedda gablerden iyiydi

    linda karakterine oyunun sonuna kadar ısınamadım, lakin o nasıl finaldi. helal olsun dedim.
    'anlamıyorum', 'ağlayamıyorum', 'bana yardım et willy' cümleleri nasıl bu kadar anlamlı ve nasıl bu kadar duygusuz söylenilebilirdi ki.

    erdal küçükkömürcünün performansı ise takdire şayandı
  • 1949 da arthur millera pulitzer ödülünü kazandıran eser.
    --- spoiler ---

    modern amerikan tiyatrosunun en önemli eserlerinden biridir. willy loman adlı karakterin trajik hikayesini anlatır.geçmiş hayatı ve şimdiki hayatı birbirine karışmıştır.savaş sonrası ekomideki değişiklikler hayatını fazlasıyla değiştirir.geçmişe dair olaylarla ilgili halusinasyonlar görmeye baslar.sonunda ölmesinin hayatta kalmasından daha çok işe yarayacagını karar verir ve intihar eder.çünkü sigorta parasının ailesinin ve daha da önemlisi oglunun yeni bir hayata başlaması için faydalı olacagını düşünmüştür.
    bu eserle ilgili farklı görüşler mevcuttur:willy'nin intiharı bir korkaklık olarak mı ele alınmalı yoksa buna american dreamin kurban ettiği bir kişi daha diye mi bakılmalı?
    --- spoiler ---
  • arthur miller tarafından kaleme alınmış edebi eser, willy loman'ın hazin öyküsü, muhteşem bir tiyatro uyarlaması.

    öykü büyük bunalım yıllarından new york'ta geçiyor. kumaş satıcısı willy ilerleyen yaşına rağmen new england kentlerinde seyahat ederek işini icra etmektedir. oğulları biff ve harold ise ilerleyen yaşlarına rağmen bir baltaya sap olamamış iki umutsuz aynı zamanda eğlenceli karakterdir. amerika ortadireği ailenin iç sorunlarına bir de büyük bunalım eklenince bitmek bilmez huzursuzluklar başlıyor. öykü ileri ve geri sıçramalarla ilerliyor, yer yer willy'nin hayal dünyası aktarılıyor. aile bağları, dostluklar, özgürlük ve kapitalizm oldukça başarılı bir şekilde sorgulanıyor, izleyiciler çok yakın oldukları konuların içine ustalıkla çekiliyor. willy ve biff'in kavgalarında, biff ve harold'un atışmalarında, ev sohbetlerinde her insan rahatlıkla kendi hayatını görebiliyor.

    çok iyi düşünülmüş, karakterlerin ve olayların özüne inilmiş, belki de gerçekten yaşanılmış bir aile dramı satıcının ölümü. ailesine karşı bu denli fedakar ve gözüpek willy için, onu tanıdıktan sonra, bir damla olsun gözyaşı kim dökmez acaba?
hesabın var mı? giriş yap