• bir objenin, insanın veya bir davranışın kıymetini, önemini anlayamama, fark edememe durumu.
  • hep elinde olan şey nedense[?!] yitirilince anlaşilan olgudur değer....bir insanı veya hayatimizda sürekli olan ve bize sıradan gibi gelen çoğu şeyi kaybettiğimizde anladiğimiz olgudur değer..hep geç kalinmişliklardan sonra ortaya çikar..düşüncesizce yapilmiş davranişlarin sonradan kafaya dank etmesi ama bi anda artik bişeyleri düzeltmek için çok geç olduğunu fark etme durumudur aslında..değer bilmemek hep geçmişte yapilmiş hatalarin,'keşke'lerin yetersiz kaldiği dawranişlar bütünüdür...geri dönüşü yoktur ne yazik ki..kırılan kırılmış,giden yürek parçalari çoktan yok olmuş ve yerini boş birakmiştir bile...

    değer bilmemek [veya sonradan anlamak bazen]yapilan en büyük zamanlama hatalarindan biridir insan hayatindaki...
    (if only i could turn back time..)
  • bilinmemiş değerin, değeri görülememiş şeylerin son noktaya getirilmesi ile insanın içine büyük bir üzüntü çöker. geri dönüşü olmayan şeyler, keşkelerdir. en sonunda pişmanlık duymak anlamsızdır aslında, o duruma getirmek de körlük ve kapristir. her seferinde baştan başlamak imkansız olduğundan, insanın içindeki yanık bir iz bırakır, bu iz zamanla akkorluğunu yitirir ama karartısı kalır.

    değer bilmemek diğer yandan şımarıklıktır. elindeki ile yetinmeyenin ve elindekini güzel şekilde kullanamayanın, elindekinden daha çoğuna sahip olamayacağı gerçeğini kanıtlar.

    saygısızlıktır.
  • bir sonraki adımı pişmanlık olan eylem.
  • aslında bir çoğu için - ya da en azından benim için- olay değer bilmemek değil de, değeri her an hatırlayamamak. misal bugün elektrik gitti sabah ve uzun bir süre gelmedi. o kadar alışmışım ki elektrikli yaşama gidip su ısıtıcısının düğmesine bastım kahve yapmak için. ve bekledim iki üç dakika falan kaynasın diye. normalde ben elektrikle çalıştığını elbette biliyorum ama o kadar benimsemişim ki onun şartsız koşulsuz hayatımın bir parçası olmasını, çalışmayacağını idrak edemedim. bi de bu değer bilmek olayı da küçük detaylarda saklı bence gidip ışığı yakmaya çalışmadım, televizyonu açmadım. fark ettim ki hayatın bir çok alanında bir şeye/kişiye değer vermediğimizden ya da onu değerli görmediğimizden değil sadece o olmasa hayatta ne kadar çok şey değişir yeterince tahayyül edemediğimizden bu duruma düşüyoruz.
  • değer bilmeyen insanı sallıyorsanız epey üzücü olan durum.

    davranışçı psikolojide, şema terapisine göre; ailede gördüğün davranış biçiminden çıkamayan insanlar geri kalan hayatlarında da aynı tipte duyguları yaşatacak insanları seçerler.

    yani, hep değerimi bilmeyen insanlara rastlıyorum.. delisi hep beni bulur zaten gibi söylemler aslında kader kısmet değil sizin kıramadığınız çarkın tekrar edişinden ibarettir. siz bu tip sizi üzecek olan insanlara çekilirsiniz çünkü gelişim sürecinde yaşadığınız şemayı yaşam stiliniz haline getirmişsinizdir.

    yani değerim bilinmiyor diye üzülen insanların hepsi m tipi kişiliktir. (bkz: mazoşist)
  • dost kaybetmekle sonuçlanacak bilmezliktir.
    o zaman anlarsın, değer miydi diye ama...
    o zamandır ki bu zaman, artık çok geç olmuştur bile.
  • tecrübeyle sabittir ki olgun, yetişkin dediğin insan evladı bile çocukça davranıp değer bilmezmiş.

    insan hayret ediyor bazen :))
  • değer verdikçe değersizleşen kişiler var sebastian.
  • kıymet verirsen götü kalkıyor çoğu zaman ve sen kendin değersiz oluyorsun. o yüzden iyisi mi kendine kıymet ver hep kazanırsın.
hesabın var mı? giriş yap