• klasik koşullamaya benzer bir koşullama, farkı başlıkta yatıyor, değerlerde şartlamanın geliştirilmesi. üstelik bu tür şartlamanın sönmeye daha az duyarlı olduğunu araştırmalarda kanıtlanmış. bir ara öğrenme psikologları klasik şartlamadan farkları ve benzerliklerine takmışlar bu meselenin.
    neyse efenim olay şöyle gelişiyor, elimizde nötr değerlenmiş bir obje var diyelim bu bir koku, tat veya bir resim olabilir. onun yanına pozitif veya negatif değer almış bir başka obje konuluyor, bu değerlendirmelere deneklerin rate' leri ile varılıyor. ardından nötr olan obje ile değer almış obje eşleştirilerek deneğe sunuluyor ve deneğin nötr objeye ilişkin değerlendirmeleri eşlik eden obje yönünde pozitif veya negatif değer kazanıyor işte buna değer şartlaması diyoruz.
    eminim reklamlar dediğimde kullanım alanlarını rahatlıkla hatırlayacaksınız.
    bu konuda yapılmış deneyleri bir ara ayrıntılı olarak yazıvereyim.
    (bkz: arkası yarın)
  • ülkemizde çok yaygın olarak yapılan bir kavram var: değer koşullaması yani değer şartlaması. deneysel olarak uyaranla karşı karşıya kalınmadan, başkasının bir değer üzerinden bizi koşullamasına denir. örneğin; kurbağayı hiç eline almamış ya da deneyimi olmamış birinin kurbağadan korkması gibi. özellikle medya üzerinden çeşitli reklamlar, diziler, programlar aracılığıyla hayatımızda hiç görmediğimiz şeylerden korkuyor ya da onlara delice sahip olma arzusu içinde oluyoruz. ve bu durum, insanoğlunun uyarıcı ile tepki arasında bulunan düşünme, yorumlama gibi bilişsel süreçleri ne kadar es geçtiğini ve çoğu zaman pavlov'un köpeği kadar prefrontal korteksini kullandığını göstermektedir.
hesabın var mı? giriş yap