• maalesef doğru bir sözdür. anneme iki hafta önce pankreas kanseri teşhisi kondu. hem de son safha. hem de en fazla 6 ay ömür biçtiler. nazım'ın şiiri geldi aklıma hani diyor ya;
    ...bir kurşun kalemim vardı, ben içeri düştüğüm sene
    bir haftada yaza yaza tükeniverdi.
    ona sorarsanız: 'bütün bir hayat...'
    bana sorarsanız: 'adam sende bir hafta...'

    6 ay annem için kalan bir ömür, herhangi biri için sadece basit bir mevsim geçişi.

    duyunca koşturursun, gitmediğin doktor kalmaz en ünlü prof.lara gösterirsin raporları ama hepsinin yorumu aynı. biri dese ki şu paraya hallolur bu hastalık veya şu hastane ya da filanca doktor çözüyor. öyle bişey demiyorlar aksine dünyanın en zenginleri bile kurtulamıyor bu lanet illetten.

    hal böyle olunca ne kadar istemesende bu durumu değiştiremeyeceğini kabullenmek zorunda kalıyorsun. tek amacın annem acı çekmesin, bari bunu engelleyelim oluyor.

    gelecekteki bana not: bu entry'yi hastanede annenin başucunda beklerken girdin, unutma.
  • degistiremeyeceginizi bildiginiz durumu kabullenmek sancili olur. sinirlenirsin. ilk önce baskalarini suclarsin daha sonra kendini. sonralari bir dinginlik oturur icine degistiremeyecegini kabul ettiginde. böylece olgunlastigini hissedersin. icinden bir parca kopmustur artik. eskiden sahip oldugun, gencligin de getirdigi o umut yoktur artik. kabullenmissindir artik. bu kadar.
  • bazen, bazı durumlarda çok zor olsa da, her şeye rağmen kendini akışa bırakmaktan başka yol olmadığını anladığında yapılması gereken.

    ne demiş marlo morgan: tanrım, bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etme gücü, değiştirebileceğim şeyleri değiştirme cesareti ve bu ikisi arasındaki farkı anlayabilme sağduyusu ver.
  • "kontrol edemediğiniz herhangi bir şey size nasıl bırakmanız gerektiğini öğretiyordur" demiş jackson kiddard. bırakın siz de kontrol edemediklerinizi akışına, zamana, kadere, kendi haline veya olduğu yere.
  • kime ait olduğu tartışmalı da olsa şu söz güzeldir : tanrım, bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etme gücü, değiştirebileceğim şeyleri değiştirme cesareti ve bu ikisi arasındaki farkı anlayabilme sağduyusu ver.
  • "artık bir durumu değiştirebilme imkanımız kalmadığında; bu, değiştirmemiz gerekenin kendimiz olduğuna işarettir."

    viktor e. frankl
  • teslim olmaktır.

    daha az yoruluyorsunuz. bir yerden sonra uğraşmak dahi gelmiyor içinizden. en azından eskiye nazaran bir nebze huzurlu oluyorsunuz.
  • (bkz: 30 yasindan sonra anlasilan gercekler)

    mutlu etmez ama en azından yorulmaktan da azad eder insanı bu alışkanlık.
  • yanlış başa çıkma yöntemleri:
    (bkz: karşıt saldırı)
    (bkz: teslimiyet)
    (bkz: kaçış)
  • ölümden başka her durum değişir, yeter ki değiştirebilecek cesaretimiz ve değiştirmek için isteğimiz olsun; yeter ki önceden var olan düzenimizi yerle bir etmeyi göze alabilelim...
hesabın var mı? giriş yap