• (bkz: dehidrasyon)
  • yalan yanli$ entryler dedikten sonra hidratasyon olayinin tersi oldugunu belirtiyorum. hidra ayri hidrat ayri.
  • kusma, diyare, terleme, yanik, sicak carpmasi, alkol kullanimi ya da adh eksikliginden vucuttan fazla sivi kaybedilmesi durumudur.
  • vücuda giren sıvı miktarının çıkan sıvı miktarından az olduğu durumlarda ortaya çıkan vücut su hacminin azalması durumu. bu özellikle hücre dışı sıvıdan oluşacak yani kanama olmadığı halde kan hacmini, kan sıvısını da azaltacak bir durumdur. bu da vücut beslenmesi, oksijenasyonu ve alışveriş trafiğinin ciddi olabilecek bozulması demektir. aşamalı olarak ve gereğince ya ağızdan sıvı alımıyla, ya da tıbbi müdahele ile tersine çevrilmeye çalışılır. (dehidratasyon sağaltımı/rehidratasyon). serumlar bu işlemler için geliştirilmiş, her biri farklı tip tıbbi bozulma denklemini çözmeye yardımcı sıvılardır.

    dehidrasyon kısmen bu özel dehidratasyon anlamını da içeren daha şemsiye nitelikli genel terim sayılabilir.
  • 1 haftadır mide üşütmesi hastalığıyla başbaşayım. ilk 3 gün ben de destekledim, "ulan sadece kusuyorum, hoş ne yesem kusuyorum ama geçer herhalde" dedim, günde 1 öğün yemek yedim, günde 10 kupaya yakın içtiğim çayı 0'a düşürdüm, sakin bir hayatı seçtim ama baktım geçmiyor. ne yesem, hatta düşünsem midem bulanmaya başlıyor, mide hastalıklarının tedavisi olan nane limonu bile kusuyorum. bastım gittim doktora. "mideni üşütmüşsün" dedi, ilaçları verdi, 2 litre serumu kanıma karıştırdı, "1 haftaya geçer maksimum" dedi. ben de güvendim. yediğimi kısıtladım dedim ya, içtiğimi de kısıtladım. günde 10 kupa çay, minimum 1.5 lt su içen ben bunları neredeyse 0'a indirdim.

    dün venedik'e geldim ama ruh gibiyim, halimi görseydiniz üzülürsünüz. başım dönüyor, güneşe çıktığım anda elim ayağım boşalıyor, korkudan yemek de yiyemiyorum. yürüyemiyorum da. doktora mesaj attım, "ben bu ilaçları içiyorum içmesine ama hiçbir iyileşme belirtisi yok, üstüne üstlük kramplar giriyor mideme" dedim. "yemek yemeden 2 hafta yaşarsın, susuz ancak 24 saat, bol bol su iç" dedi. "lan ben gerçekten su içmiyorum" dedim, hızlı hızlı 1 litreye yakın su içtim. 1 haftadır korkudan su içemeyen ben "lan her yer kanal, her yer su, kusuveririm bi köşeye" diyerek içtim suyu. içtikçe rahatladı midem, içtikçe bulantım azaldı.

    hemen baktım internetten, midem geçmiş, susuz kalmışım. o hissiyat ne kadar kötü, evlerden ırak. sürekli bir baş dönmesi, sürekli bi bulantı hissi ama kusamamak, halsizlik, yorgunluk, kızgınlık.

    için arkadaşlar, bol bol su için. özellikle bu sıcak yaz günlerinde daha da çok su için.
  • tıbbi olarak susuz kalma durumudur. eğer uzun sürerse böbrek üstü bezinden yanıt olarak aldosteron salgılanır. bu da sodyumu tutup, potasyum ve hidrojen iyonunu atarlar .

    böylece hipokalemik metabolik alkaloz gelişir.
  • şiddetli kusma, ishal, terleme ve yeterli miktarda su alınmadığında oluşabilen sıvı kaybetme, susuz kalma durumu. bol sebze-meyve ve su tüketimiyle önüne geçilebilmektedir.
  • vücut sıvılarından aşırı su kaybı; çoğunlukla sodyum, potasyum, klorür, ve diğer elektrolit dengesizliği eşlik eder. yetişkinleri de etkileyen dehidratasyon özellikle yenidoğan ve süt çocuklarında tedavi edilmezse ölümcül seyirlidir. bebeklerin vücut yüzeylerinin göreceli olarak fazlalığı,derilerinin inceliği, böbrek su tutma kapasitelerinin yeterince gelişmemesi ve enerji metabolizmalarının hızlı olması nedeni ile günlük su kayıpları yüksektir ve patolojik sıvı kaybı durumunda dehidratasyona eğilimleri daha fazladır.

    yaş ile toplam vücut ağırlığı içindeki su oranı arasında ters ilişki mevcuttur. yenidoğan döneminde vücut ağırlığının yaklaşık %75’i sudur. 3 yaş civarında bu oran %60’a iner ve orta yaşlara kadar bu oran korunur. çocuklarda minimal sıvı gereksinimi erişkinin iki katı iken, maksimal su toleransı erişkinin yarısı kadardır.

    türkiye'de özellikle 50'li-60'lı yıllar arasında pek çok bebek dehidratasyon yüzünden kaybedilmiştir. halkın batıl ve yanlış inanışları bu duruma çok ciddi zemin hazırlamaktadır. hijyen koşullarının günümüzdeki kadar iyi olmadığı geçmişte ishal çok yaygın bir halk sağlığı problemidir.

    anneannemden çok trajik bir örnek vermek istiyorum. bundan 65 yıl evvel -ataerkil ve sözde sofu ama aslında çok yobaz bir ailede hiç bir söz hakkı olmayan ve ezilen genç bir kadın düşünün- ikiz bebekleri şiddetli ishale yakalanıyor. muhtemelen basit bir enfeksiyon fakat halk arasında yaygın ve korkunç derecede yanlış bir inanış olan "ishalli bebeğe su ve anne sütü verilmez" mantığı ile anneannemin 3 aylık bebeklerini emzirmesi yasaklanıyor, günlerce susuz bırakılarak nişastalı mamalar ile besleniyorlar ve durumları gün geçtikçe kötüleşiyor. anneannem zaten kayınvalidesi ile birlikte yaşıyor ve onun yanında bebeklerin bakımı konusunda söz sahibi değil ,ailenin maddi durumu çok iyi olmasına rağmen , ne kadar yalvarıp ısrar etse de çocukları doktora değil , sözde hoca olan şarlatan bir şahısa götürmeyi tercih ediyorlar üstelik tüm bu olaylar batıda bulunan bir şehrin köyünde gelişiyor yani isteseler çok seri bir şekilde hastaneye ve doktora ulaşabilirler ama yapmıyorlar ve bir kaç hafta içerisinde de bebekler acı çekerek hayatlarını kaybediyor.

    işin en üzücü kısmı çok basit bir sıvı replasman ve elektrolit desteği ile bu durum hızlı ve etkili şekilde tedavi edilebiliyor . düşündükçe aklım almıyor. bu da böylesine acı bir anı olarak zihnimize kazınıyor.
  • bazı hastalıkların ya da ilaçların yol açabileceği durumdur. dikkat etmekte fayda vardır.

    (bkz: diabetes insipidus)
hesabın var mı? giriş yap