• herkes bunu anlatmaya çalışıyor. demokrasinin başındaki yönetici, mutlak monarşideki kadar özgür değildir, kanunlara ve prosedürlere bağlıdır. kararları meclis onayına tabidir. kurumlar yönetimi, bir tür bürokrasidir. yani devlet başkanı bir teknokrat kadar özgürdür, kendine saray yaptıramaz mesela, kurumlar sürekli usulsüz kararları durdurur, denetler ve kararları iptal eder. normalde tabi, bizde değil. bizdekine demokrasi demeye çalışmak inadı nedendir anlamış değilim.

    gerçi bizde de öyleydi 10 yıl öncesine kadar, sonra yetmedi evet dedik. daha da yetmedi evet demeyi sürdürdük, anayasa mahkemesi, meslek odaları v.s. bütün kurumların yetkileri ellerinden alındı. hemen de unutmuşuz demokrasiyi.

    *revize: 10 yıl önce de bokmuş. hep bokmuş, gerçekten.
  • türkiye'nin demokrasi ile yönetildiğini zanneden birinin çıkarımı.

    demokrasi bu değil .

    demokratik bir ülkede seçilmiş olmak kafana göre takılabileceğin anlamına gelmez. en ufak bir hata , yanlış( hele de bedeli insan canı olmuşsa ) , skandal , yolsuzlukta adamın aklını alırlar aklını. özgür medya ve bağımsız yargı gibi demokrasinin iki temel saçayağını çekerseniz denklemden elinizde işte o zaman elinizde kalan şey çoktan seçmeli monarşi olur.
  • türkiye’de yaşadığı düzeni demokrasi zanneden birinin yaptığı yanlış çıkarım
  • demokrasi defektleri ile ilgili serzeniş başlıklarından bir diğeri. oysa sorun demokraside değil toplumda. toplum hastalıklı ise sağlıklı bir seçim yapamayacaktir. bu noktada sıklıkla arzulanan aristokrasi de çözüm değil. mesela din etkisinde kalmış bir halkın aristokratlari da anasının diz kapağından yada genç kayınvalidesinen tahrik olan tiplerden oluşacaktır.
  • gerçek bir demokrasiyi hiç görmemiş nesillerin ileri sürdüğü, hem hak verdiğim hem de elinin altında internet gibi bir imkan olmasına rağmen "başka türlüsü olabilir mi acaba?" diye araştırmadıkları için sinirlendiğim, gerçekleri yansıtmayan varsayım.

    siyasetle ilgilenmeye başladığı dönemler türkiye'nin koalisyonlar yüzünden doğru düzgün yönetilemediği bir dönem olduğu için, ülkenin başında tek adam olmasının iyi bir şey olduğunu düşünen versiyonları da var bunların; ama onların mazereti internetin yeni çıktığı ve çok kısıtılı olduğu bir dünyada bu tip bilgilere kolay erişilememesi olduğu için yine de biraz hak verilebilir.

    demokrasi dediğimiz şey, yukarıda başka bir yazarın da söylediği gibi, her şeyin bir kurala bağlandığı ve devletin en yetkili kişisinin bile bu kuralları çiğneyemediği bir sistemdir. ancak özünde her şeyi yasaklamak değil, herkese söz hakkı, herkese kendi haklarını savunma fırsatı, herkese, yanlış olduğunu düşündüğü bir kuralı değiştirmeye çalışması için eşit şans vermek yatar.

    türkiye eskiden de böyle bir yer değildi. böyle bir yere dönüşmesine de herhalde en az üç nesil vardı. ama akp, iyi kötü kurumsallaşmış her şeyi yıkıp yerine resmen "kahvede oturan amcaların aklına gelenler sistemi" getirdiği için, en az 50 yıl geriye gittik. bir daha da toparlar mıyız, o konuda çok karamsarım işte.
  • zaten öyleydi.

    (bkz: ben odunu aday göstersem milletvekili seçtiririm) ifadesinin son derece gerçekçi bir biçimde kullanıldığı ve hâlâ geçerli olduğu ülkede başka ne olabilirdi ki?
  • türkiye'de demokrasi olduğunu zanneden tayyip devri ergeninin anlaşılabilir hezeyanı.
  • demokrasi iyi bir sistem değildir, demokrasi eldeki uygulanabilen sistemler arasında en iyisidir. gerçek bir yönetim sistemi için (bkz: teknokrasi)
  • gerçek demokrasilerde iktidarın halk tarafından denetlenmesi söz konusudur. en azından ideal demokrasi budur. bu avrupa'da kısmen var. bizde başa geçen halkı unutuyor, halk sanki boynuna tasma takıp meclise veriyor. meclis ise halktan neredeyse tamamen kopuk. halk tarafından denetimin en etkili kurumları olan stk'lar ve sendikalar bizde aforoz ediliyor maalesef. demokrasi halkın da yönetime katılımıyla en iyi yönetim biçimidir.
  • biri şu embesile demokrasi ile cumhuriyet farkını anlatsın
hesabın var mı? giriş yap