• önemli:

    öncelikle yukarıdaki "delipianist" ve "minik okyanus" bu cemaatin yarı trolleridir bildirelim efendim.

    deneyimsel tasarım öğretisi ve iletişimde ustalık adı altında toplanan bu gruplar, liderleri amerika da olan cemaate benzer bir tarz ile cemaat yayılmasıdır ve tüm yöneticileri hocaları modern görünümlü tarikatci insanlardir.

    günümüz türkiye hükümetine hem yakın ya da yakınmış gibi gözükürler hemde zaman zaman hükümeti kendilerince eleştiriler. bunu siyasi gözükmemek için yaptıklarini planlarlar, bakın biz hükümeti de eleştriyoruz demek için yaparlar. geçmişlerini bilemem ama bu grubun bir çoğu liderleri amerikada olan cemaatten geldiklerini düşündürten bir şekil ve tarzları vardir.

    üst yöneticileri özellikle liderleri yahya hamurcu, hükümet ve devlet in bir yerleri ile dolaylı dolaysız ilişkisi ya da bağı vardır.

    bir arkadaşımın ısrarı ile ben de deneyimsel tasarım öğretisi ve iletişimde ustalık başarı psikolojisi tanıtımlarına katıldım ve diyebilirim ki liderleri amerika da olan cemaatte olduğu gibi bunlar da katabildiği kadar zeki görünenleri kendi bünyesine katmak istiyorlar ve cahil insanları da altta toplayıp sayılarını yükseltmek ve siyasete yön vermek istiyorlar.

    deneyimsel tasarım öğretisi nin hiçbir resmi kayıtları yoktur. kitapları yoktur. eğitim sertifikaları yoktur. bakanlığa bağlı hiç değillerdir. birilerinin kiraladığı ne olduğu belirsiz sınıflarda toplanıyorlar. eğitim verme yetkileri ya da izinleri de yoktur. kendi kendilerini eğitmen seçip sen eğitmen oldun deyip o kişi eğitmenlik yapmaktadır. devletin üzerlerinde bir denetimi yoktur, yahya hamurcu gibi liderleri de zaten devletle bir yerinden ilişki içerisindedirler.

    bu kişilerin anlattıkları basittir ve çocukca formüller çıkararak size çok büyük birşey anlattıklarını düşünürler ve %100 doğru olduğunu, sadece kendilerinin hakli oldugunu soylerler, baska fikirler dusunceler onlar icin yanlisdir. baska dusunceleri ve fikirleri ya kabul etmedikleri icin yada anlayamadiklari icin reddederler, yalnizca kendileri dogrudur. anlattıklarından bazıları kısaca söyledir,

    deneyimsel tasarım öğretisi ve iletişimde ustalık eğitimlerine göre herşeyin bir yasası vardır ve bizler bu yasalara göre yaşarsak %100 kesinlikte doğru yapmış oluruz ve mutlu oluruz anlatılmaktadır. peki nedir bu yasalar?

    1 - miktar arttıkça etki azalır.
    eğitmen denilen kişi, bir yasanın yasa olması için her yerde geçerli olması gerekir dedi. yanlış, yasalar yani kanunlar yere ve zamana göre değişirler. yani sabit ve her yere uyan bir yasa ve kural bilimsel olarak mümkün değildir. yer çekimi kanunu burada farklıdır mars ta farklıdır. eğitmen denilen kişiler tüm bu ve aşağıdaki yasa denilen maddelere uygun örnekler veriyorlar ve öğrencilerine "bak gördün mü" dercesine yasa dedikleri maddeleri kanıtlamak istiyorlar.

    miktar arttıkça nasıl etki azalıyor? eğitmen denilen kişi örnek veriyor, "bir kişiye ne kadar çok yapması gerektiği şeyi söylerseniz o kadar yapmaz diyor" kısmen doğru, ama burada doğru. örneğin, yasa şurada geçerli değil; bir taşı ne kadar çok suyla döverseniz taş o kadar aşınır ve en sonunda toz olur. burada suyun miktarını arttırdık ve taştaki etkiyi de arttırmış olduk.

    ya da, ne kadar çok spor salonuna giderseniz o kadar daha fit olursun. burada da spora gitme miktarımızı arttırdık ve vücudumuzdaki etkisini arttırmış olduk.

    ya da ne kadar çok eğitim alırsam o kadar eğitimli olurum.

    2 - aynı anda tüketim ve üretim yapılamaz.
    canlılar hava tüketirler. çalışırken hava tüketmiyor muyuz biz? şuanda hava tüketiyorum ve yazı yazıyorum yani aynı anda üretim yapıyorum.

    3 - gerçek, eğer tersi de doğru ise gerçektir.
    altın su dan değerlidir. bunun tersi, altın su dan değersizdir. düşünün. her ikisi hem yanlış hem de doğrudur. londra da isek, altın sudan değerlidir ama tersi doğru değildir. çölde yaşıyorsak su altından değerlidir ve tersi yanlıştır. bu durumda tersi yanlış oldu ama gerçek olmuş oldu. buradan gerçek denilen şey, yere ve zamana göre değişir anlamı çıkmaktadır. bilimsel olarak her yere uyan sabit bir gerçeklik yoktur.

    4 - zor ile başlarsan kolay ile bitirirsin, kolay ile başlarsan zor ile bitirirsin.
    bir adam düşünün, afganistan da yaşıyor, bir bacağı yok, oldukça yoksul ve ateist. yoksul ve engelli olmasından dolayı hayatı zorluk, yoksulluk ve perişan halde geçiyor . ne doğru dürüst para kazanabiliyor ne de yaşayabiliyor. bu adam birgün kendi eceli ya da bir kaza ile ölüyor. ölürken de ateist olarak ölüyor. öteki dünyada da durumu belli.

    soruyorum, bu adam sizce ne ile başladı ve ne ile bitirdi?

    5 - somut çabuk tepki verir soyut ise uzun zaman sonra tepki verir.
    eğitmen denilen kişiler suyun taşa göre daha soyut olduğunu söylediler bu tamamen yanlıştır, bilimsel hiç değildir ve çocukca bir gözlemdir. düşüncenin kendisi dahil olmak üzere, katı maddeden gaz maddeye tüm maddeler somuttur. bilim insanları düşünce derken beyindeki elektriksel sinyallerden bahsetmemiz gerektiğini yaptıkları deney ve araştırmalar sonucu ortaya koymuşlardı. soyut ise tamamen din alanına girmektedir ve bilimin konusu değildir. soyut dediğimizde maddenin ötesinde maddeye bilimsel olarak etki yaptığı kanıtlanamayan ve tamamen düşünce yöntemiyle hayal ederek ulaşılabilen kavramlardır diyebiliriz.

    diyelimki sigara içiyorum. sigaranın dumanı somuttur. (taş, su, hava gibi) sigaranın dumanı beni 10 yıl sonra öldürebilir. bu durumda vücudum sigara dumanına uzun zaman sonra nicel bir tepki vermiş oldu. ya da bir insan sert bir darbe aldığını düşünelim. o anda acı hissettik ama bu darbenin sonucu ya da asıl etkisi 10 yıl sonra bir hastalık ya da problem olarak yani büyük bir etki ortaya çıkabilir. ya da bir erkek bir kızı gördüğünde duyduğu yoğun sevgiden dolayı orada yere düşüp bayılabilir, tersine hiç yokmuş gibi hayatına devam da edebilir.

    sonuç olarak hayatımızdaki problemleri çocukça formüllere dayandırarak çözmeye çalışmak doğru değildir. hayatımızdaki problemleri anlamak için önce problemi doğru kavramamız analiz etmemiz gerekmektedir. bunu da bu işin gerçekten eğitimini almış bilim insanlarının uzun araştırmaları, deneyleri, testleri ve tartışmalarından ve onların yazdığı metinlerden öğrenebiliriz. en önemlisi eleştiri yapabilmeyi öğrenmemiz gerekmektedir. eleştiri yapabilmemiz için de farklı kaynaklardaki bilgileri edinmemiz gerekmektedir. sınıfta soru sorduğum için bana bu derslere gelecek kişiler soru sormalarını istemiyoruz diyerek aslında ne kadar robotik kalıplar içerisinde olduklarını da ifade etmiş oldular.

    saygılarımla
  • katılıp çok faydasını gördüğüm, oldukça iyi seminerleri olan kurum. mutlaka herkes bir programına katılmalı hayatı boyunca. meditasyon, yoga, nefes terapileri, sektörde ün yapmış bir çok kişinin eğitimine katılmış (dünyanın parasını döktüm), kitaplarını okumuş biri olarak diyebilirim ki boşa vakit harcamışım. keşke daha önceden burayla tanışsaydım. emeği geçen herkese teşekkürler.
  • bu başlık nasıl böyle sessiz kalabilmiş bilmiyorum. hiç mi yok bu platformun mağduru? yoksa güzel güzel girdi mi sildiriliyor? gündeme gelmesini arzuladığım başlıktır.

    nlp (bkz: neuro linguistic programming) kullanılarak katılımcıların beynini yıkayan oluşum. katılımcılar hipnotize edilerek dünyadaki çok gizli ilahi bilgiye sahip olduklarına inandırılırlar. karşılığında da büyük meblağlarda para talep ederler. unutmayın her şeyin bir bedeli vardır (gizli mottoları).

    çok güzel bir şekilde internetteki veriler temizlenmiştir. mesela youtube'a deneyimsel tasarım öğretisi yazdığınızda yanında "mağdurları" yazısı beliriyor. gelin görün ki bu arama böylesine çok yapılsa da hiçbir video bulunmuyor.

    lütfen daha geçen haftalarda gündemden inmeyen kedicik belgeselini hatırlayın. insanların nasıl beyninin yıkandığını, çok küçük yaşlarda örgüte nasıl çekildiklerini hatırlayın.

    söz konusu örgütün başında adının yahya hamurcu (bkz: harun yahya)* olduğunu iddia eden bir uzman psikolog var. birkaç kaynakta kendisini böyle tanıtmış. yeni şafak, sabah gibi gazetelerde röportaj vermiş. peki kim bu kişi? başka bir bilgi yok. tanıdık gelmiyor mu hala?

    youtube paylaşımlarına bakalım. uyumlu olan hayatta kalır isimli bir video var. yani size öyle bir telkin veriliyor ki, sürüden ayrılınca sizi kurtun kapacağına inanıyorsunuz. bir başka videonun adı grup olmadan başarılı olunur mu.

    çok değişik şeyler dönüyor burada, bir el atılmalı.
  • bugün ilk seminere katıldım. büyülendim. diğer eğitimlere katılmak için planlama yapıyorum....
  • lisede yakından tanıdığım iki eski arkadaşımın bu oluşuma dahil olduğu hatta ve hatta burada eğitim verdiğini öğrendiğim bir çeşit (ama ne çeşit) eğitim programı. yine liseden tanıdığım 3 yakın arkadaşımın bu insanlardan ve bu eğitimden saçmalık diyerek kaçtığına da şahit oldum. biraz önce bu eğitime katılmam için yazılı bir fotoğraf gönderildi.

    siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz... ve iman edenler tarafından emin bir kişi olmadıkça iman etmiş olamazsınız...

    falan filan diyerek son katılım tarihinin 25 haziranı olduğunu yazmışlar...

    yani arkadaşlar şuna şaşırıyorum. 10-13 yılını cinsel yöneliminin hem kendine hem de sosyal baskıya karşı mücadelesini vererek göstere göstere vererek harcadıktan sonra bu eğitimlerin ardından evlenip çocuk sahibi olmak bu eğitimin başarısı mıdır yoksa akıl sağlığını kaybetmek midir?

    umarım mutlusundur ancak lütfen beni böyle şeylere dahil etmeyiniz zira iş aramakla meşgulüm. teşekkürler.

    okuyacaklarını bildiğim için bu edit: ne yani beni 5 sene hiç aramadınız sırf babamı yakın zamanda kaybettiğim için duygusal boşlukta olduğumu yardım almam gerektiğini düşündüğünüz için mi bana bu mesajı attınız yoksa para kazanmak için mi?

    sinirlendirdiniz akşam akşam.
  • bir kadın olarak başlığın mağdurları hala gelmemiş olmasına şaşıyorum. ilginçtir ama çok ilginçtir. heyecanım dorukta elimde çekirdek bekliyorum.
  • sirf bu basligin altina yorum yazmak icin bilgisayarda eksi oturumunu actim. normalde eksi'de cok zaman geciren birisiysim ve yazarlarin yorumlarini dikkate alan birisiyim ama bu basligin altina yazilan haksiz yorumlarin hicbirine katilmiyorum, ben deneyimsel tasarim ögretisi egitimini toplamda 3 defa aldim ve zaman buldukca tekrar edip almaya devam edecegim bu egitim hakkinda yazilan hicbir olumsuz, haksiz ve kötü yoruma katilmiyorum eger bu egitime katilipta bu yorumlari yapiyorlarsa gercegi reddediyordur bu yorum yazan insanlar arastiran, okuyan sorgulayan bir insanim ama bu egitimin anlattigi kadar gercek bilgilere hicbir yerde rastlamadim. gercegi hazmetmeye hazir insanlar alsinlar bu egitimi o zaman yorumlari tekrar okusunlar.
  • düpedüz, zengin insan hedefli tarikat. kaç toplantılarına katıldım bilmiyorum, şarlatanlık. şimdi de avrupa'da yaşayan görece varlıklı ve plaza yaşantısından bunalmış, beyaz yaka burnout'u yaşayan ve türkiye'den geliyor oldukları için avrupa'da gördükleri travmatik kültür şokuna "her şeyin anlamsız geliyor olması" adını takıp, kendilerini derinleştirmek, geliştirmek ve kendilerini tanımaya samimi bir çaba sarfetmek yerine, kolay yoldan hayatlarına, her şeyin anahtarı gibi algılanacak yüzeysel anlam katma çabasındaki türklere kancayı takmışlar. yazık, katılımcılar maruz kaldıkları "şeyleştirmenin" farkında değiller. ama tebrik ediyorum, türkiye kökenli insanların zayıflıklarını ve yumuşak taraflarını ve komplekslerini satır satır çalıştıkları için çok iyi niche yakalamışlar. çok smart.

    o anlam öyle olmuyor ama işte. anlam kurulu bir bütün değil, hayat bir sistem değil, yaşam statik bir büst değil. hayat, canlılık, yaşam, anlam dinamiktir. anlam üç-beş ilke üzerine kurulacak kadar hafif değil. her şeyi açıklayan hiçbir sistem yok. insan ilişkilerini iyileştirici, mucizevi bir yasalar bütünü yok. bir de katılmayan herkese ağızlarının kenarında alaycı bir gülümsemeyle bakıyorlar. birisi katılmaktan vaz mı geçti? dünyanın sonu gibi dram yaratıyorlar abartılı mimiklerle, ahlıyor vahlıyordu avrupadaki bir eğitmen en son... o kadar komikler ki... içinde zeka pırıltısı olmadığı gibi ne yok biliyor musunuz? olgunluk yok olgunluk.

    burada anlatılan şeyleri gerçekten bir öğreti sanmak, hayatın değişeceğini sanmak, başarılı ve mutlu olacağını sanmak için hiç ya da cidden dünya algısı olmayan bir aileden gelmek ve yetiştirilirken erdemsiz ve ilkesiz yetiştirilmiş olmak lazım ya da hiç kitap okumamak; kitap okunsa da okuduğu kitaplardan hiçbir bilgi süzemiyor olmak gerekiyor.

    bunlara para ve zaman vereceğinize, gidin iki sayfa aristoteles okuyun. felsefenin cevap veremeyeceği soru yok; felsefenin soramayacağı soru da yok. böyle kökeni kaynağı belli olmadığı gibi nereye gittiği de belli olmayan dogmatik şarlatanlıklara karşı uyanık olun.
    kendi değişmeyecek kadar egosu yüksek insanların, etrafını kendine göre değiştirme ve yontma mücadelesi bunun adı. bir çeşit mistik toplum mühendisliği. eğitmen olma ayağına ve inanç adı altında, neye inandığınızı bile sorgulamadan ve bilmeden iki sene içinde, kurucusu aynen sizin benim olduğumuz gibi sıradan ve sonlu ve defolu bir insan olan ve aslında kim olduğu da belli olmayan bir adamın kıyafet ve yaşam kodları doğrultusunda kafanızı kapatmış bulursunuz kendinizi.

    katılanlar sadece kendisi değişmiyor. toksik ve takıntılı bir biçimde, "başkalarına iyilik" adı altında, herkesi yontmaya çalışıyor. demek ki olay sadece bir kişi ile ilgili değil. ayrıca herkes önce adap bilecek. insanlar birbirini bir dine davet ederken bile bir çekinirler; bunlar yüzsüz yüzsüz herkesi kendine devşirme çabasında. herkes eğitmen olma ve ders verme çabasında. içeride nasıl paralar ve eğitim ücretleri dönüyorsa siz düşünün... bu "öğretme" isteği matematik öğrendiklerinde ortaya çıksaydı ve de matematik öğretmek isteselerdi, toplum olarak bilimsel ve analitik bir dünya görüşümüz elbet olurdu. ama söz öbeklerini "yaşamı komple değiştireceği" reklamıyla satmak, daha kolay tabii.

    mutluluk ve huzur ve hayat, birden olan şeyler değil. bunlar birikir. bu birikimin de üretimi yok; bu birikimin de kursu, dersi, atölyesi, eğitimi yok. paranızla rezil olmayın. her şeye iyi gelen hiçbir şey yok. mucize yok. çalışmak var, çaba sarfetmek var, kendini anlayaya ömrünü adamak var.

    "ben neden anlamıyorum olanı biteni, insan ilişkilerinde niye böyleyim?" diye sorun. bunu herkes sorsun. bu soru sağlıklı olandır. bu soru, kendinizin daha iyi bir versiyonu olmanız için sigorta bir sorudur. bunu sorun ve de terapiste gidin. türkiye toplumundan ve aileden ve akrabalık ilişkilerinden transfer edilen ne kadar toksik ve sorunlu şema ve motif varsa, bilimsel yoldan aşmaya çalışın. beyin mistik bir şey değil, kendi beynini anlayan her şeyi anlar. öteki hayalet, öcü bir kavram değil. kendini anlayan herkesi anlar.

    ülkedeki herkes 1-2 sene terapi alsa ve farkındalık kazansa, böyle tarikatların kökü rasyonel bir aydınlanma ile zamanla kazınacak.
  • uzak durulması gerektini düşündüğüm oluşum..
    bir arkadaşım vasıtasıyla tanıtımına katılmıştım. böyle kişisel gelişim kitabından hallice platformlara zaman harcayacak biri değilim ancak öneren arkadaşımın yaşama dair çokça kafa yoran okuyan biri olması “bir bakayım neymiş” dememe sebep olmuştu.
    tarikat olduğu iddia edilmiş. yalnızca 1 saat tanıtımını dinlemiş biri olarak bu konuda yorum yapmam doğru olmaz ancak ben de tanıtımın sonunda epey sinir olduğumu söyleyebilirim. gerçi ülkemizde influencerlığın youtuberlığın geldiği noktaya, sağladığı tatlı şöhrete paraya bakınca da sinir olmak anlamsız kalıyor maalesef.
    bunların yaptığı da farklı değil aslında. çoğu insanın malumu olan bilgiyi sanki ilk kez kendilerinden duyuyormuşuz gibi bir forma sokup vücut dillerini de iyi kullanarak yeniden anlatıyorlar. etkili konuşma tekniği + iddialı tavırlar..
    maalesef “ee ben bunları biliyorum yeaa” demeyen çok insan var.
    ülkede kitabı okunacak paneli dinlenecek onca değerli yazar çizer varken vakit kaybından başka birşey değilsiniz üzgünüm.
    ha bir de mesleğinin sağladığı bilginin aktarımından hakettiği parayı kazanamayan bizim gibilere de ders/t olsun bu uyanıklar
  • kulağa yeni bir fetö yapılanması gibi geliyor…
hesabın var mı? giriş yap