• çok fazla haksızlığa uğrayan oyuncu.

    şu başörtüsü muhabbetinde yüzyılın iftirasını attılar kadına, güya olay anının videosu var dediler ama videoda ne deniz çakır görünüyor ne de neler olup bittiği anlaşılıyor. geçenlerde magazin programında gördüm, kadına o kadar çok zarar vermişler ki muhabirler normal şeyler sorduğu halde aşırı tedirgindi. gerçi haksız da sayılmaz, şu videoda anlattıklarından sonra ben olsam insan içine çıkmaya korkardım diye düşünüyorum.

    öte yandan, karalamaların çok da bir önemi olmadığını bilsin. o videoyu izlemeden önce de kendisini severdim, ailecek severiz. anneannem bile deniz çakır eşkiya'dan ayrıldı diye diziyi izlemeyi bırakmıştı. nasılsa gün olur devran döner. elbet bu koşullar da değişecek, elbet bu başörtüsü üzerinden mağduriyet kasanların devri bitecek.
  • bu kadının alt dudağı yok ikiside üst dudak.
  • sevgilimle ayrıldıktan bir kaç dakika sonra, son kez beraber yürürken yanımızdan uçuşan siyah pelerinimsi kıyafeti ve siyah güneş gözlükleriyle hızla geçip içimi ürperten bayandır. o hassas anımda sanki bizi ayırmış da (ferhunde) siyahlar içinde olay yerinden ayrılıyor sandım. aşmış derecede iyi oyuncu demek oluyor bu heralde ama emin değilim.
  • evveliyatında kendisiyle ilgili girdiğim, "ferhunde neden asla ve asla pantolon üzerine kısa herhangi bir kıyafet giymiyor?" içerikli entrymden hemen bir sonraki bölümde, kısa kıyafet giymesinden kelli, sözlük okuduğundan şüphe ediyorum. şüphelerim doğruysa ferhunde, bu bölümde kameraya karşı göz kırpmanı istiyorum. hadi bana bir işaret daha ver.
  • sinema-tv bölümünde okuduğum yıllarda, okulun yaprak dökümü setine gönderdiği bir öğrenci olarak kendisiyle enteresan anlarla dolu bir gün yaşadığım saygısız ve sevgisiz şahsiyettir. kendisiyle bir daha yüz yüze gelmek şöyle dursun, televizyonda o ukala ifadesini görmek dahi tüylerimi diken diken etmeye yetmektedir. her şeye rağmen setten ayrılırken "deniz hanım" dedim ya, o "hanım"a yanarım ben. yeryüzündeki tüm hanımefendilerden özür dileyerek...
  • bakışlarından anladığım kadarıyla sıkı bir owencan hayranı olan vasat oyuncu. televizyon beni manipüle etmiyorsa veya içkiyi fazla kaçırmadıysam ekrandan gördüğüm kadarıyla sanırım az önce bana aşık oldu.
  • hangi dizide oynarsa oynasın o dudak büzme hareketiyle ferhunde'den başkası olamıyor.
  • sesinin iyi olmasına şaşıranlara çok çok iyi cevap vermiş kadın sanatçı. kendisinin sesinin iyi olmasına şaşıranlara, "sonuçta biz tiyatro oyuncusuyuz, konservatuar eğitimi alıyoruz ve olmamız gereken budur, olması gereken sesimizin iyi olması, iyi dansedebilmemiz. çok iyi söylediğimi söylemiyorum, fakat bir konservatuar mezununun söyleyebilmesi lazım" minvalinde cevap vererek sanatçı kavramını gerçekten hakettiğini göstermiş kadın.
  • aklı karışmış galiba kendisinin. instagram hesabında ceren damar’ın öldürülmesiyle ilgili şu sözleri paylaşmış: “oluk oluk kan akıtacağız diyenlerin alkışlandığı politikalarınızla, her şeyin yasaklandığı televizyonlarda silahın özendirildiği dizilerinizle gurur duyun!” ??? kendisine sesleniyor heralde. ya da her bölümünde saniye başına 75 silah düşen eşkiya dünyaya hükümdar olmaz adlı dizide oynayan bendim, bilmiyorum.

    çok yerinde bir tespit yapmış aslında. saçma sapan mafyatik hayatların özendirilerek sunulduğu, kendisinin de bu gereksiz dizide “delikanlı, harbi, reis” gibi abuk kalıplarla anılan, kocasının metresini sineye çeken bir kadını canlandırdığını, hatta 3 sezon boyunca canlandırdığını unuttu ama heralde.

    bu kendini aydın zanneden oyuncuların, insanları daha çok bok çukuruna çeken dünyanın en kepaze dizilerinde oynayıp ondan sonra da toplumda infial yaratan olaylarda sistemi, toplumun kendisini, boşluğu falan suçlamaları hem komik hem mide bulandırıcı. kimse de ekmek parası demesin. önüne gelen bir sürü proje içinden en silahlı, en kadını küçük düşürücü olanını seçip ondan sonra da yeri geldiğinde silahlara hayır, kadınlara ikinci sınıf insan muamelesi yapıyorlar (bu tarz paylaşımları da var tabii ki) diyemezsin. insan şu paylaşımı yapmadan önce utanır o güzelim ceren damar’dan, ailesinden.

    kendisinin ve kendisi gibi olan bütün oyuncuların fark etmesi gereken bir şey var; oyuncu olmakla aydın olunmuyor. toplumu daha da aşağıya çeken, toplumun patolojik yönlerini daha da besleyen 3. sınıf dizilerde oynayınca kendinizi birden aşmış falan zannediyorsunuz ama anca o 3. sınıf dizileri izleyen, aslında tiksindiğiniz insanlara nazaran belki biraz aşmış sayılabiliyorsunuzdur. yoksa aklı başında olan herkes çiğliğinizi fark edebiliyor.
  • yıllar önce daha ünlü falan değilken kaş'ta bir tekne gezisinde görmüştüm. 2003 olabilir emin değilim. konservatuvardan olduğunu tahmin ettiğim bir grup kız arkadaşıyla gelmişti ve çok eğleniyorlardı. kısa saçlıydı ve şimdiki haline nazaran oldukça çocuksuydu. daha sonra hülya avşar'ın dizisinde saçları uzun haliyle gördüğümde çok karakteristik bir yüzü olduğundan hemen tanıdım.
    şey için anlattım bunu, o kadar kız arasında öyle değişik bir pırıltısı vardı ki dikkat çekmemesi mümkün değildi. çok güzel olduğundan değil başka bir ışığı var bu kızın. yetenek mi, enerji mi her neyse o zaman da üzerinden şarıl şarıl akan bir pırıltısı vardı ve hala var.

    edit: o değil de hatuna basbayağı yazmış gibi yazmışım
hesabın var mı? giriş yap