• "sizi berber odasından çağırıyorlar."

    "biz o sıralarda prof. soysal, prof. aksoy, prof. aren, doçent burhan cahit ünal, fakir baykurt, dursun akçam, avukat turgut kazan, emil galip sandalcı, asistan adil özkol, gazeteci uluç gürkan falan bir hayli kalabalık bir grup mamak hapishanesinin 'camekân ' denen en itibarlı ve manzaralı koğuşunda kalıyoruz. taretleri üzerimize çevrilmiş tanklar, top ve makineli tüfek namlularıyla adeta kucak kucağa yatıyoruz."

    "çağrıldığım berber odası ise hapishanenin daha iç kısmında, gün güneş görmez bir yerde. (...) ömrümde ilk kez berberlik yapan bir erin önüne oturtulup tıraş oluyoruz... ama orası dışarıyla bizim ilişki kurabileceğimiz yer. haberler orada alınıp veriliyor."

    "berber odası hücreler havalandırmasına bitişik bir oda... odaya girdik, (...) suratımızı sabunlattık... biri kulağımıza fısıldadı:"

    "aynanın yanındaki duvardaki deliğe bak!"

    "baktık, dikkat edilmezse görülmez bir çivi deliği ve ordan üstümüze çevrilmiş bir göz. sonra bir fısıltı geldi."

    "geçmiş olsun ağabey, seni biz çağırttık. yüzünü görelim dedik."

    "aynı sözler değişik ağızlardan üç kez tekrarlandı. deliğe her gözünü ya da ağzını uyduran adını da söylüyordu."

    "bunlar ömrümüz boyunca yüzlerini bir kez bile göremediğimiz, salt resimlerinden tanıyıp adlarını bildiğimiz üç gençti. arka tarafta hücrelere konulmuş, günde bir kez havalandırmaya çıkarılan üç genç... deniz gezmiş, hüseyin inan, yusuf aslan..."

    "(...) ve onlar yok bugün artık... asacaklar bizi diyorlardı... asıldılar."

    (ilhami soysal, yeni ortam, 23. 05. 1974)
  • "bahar mezarına" gömülmüş yoldaşlar.
    6 mayıs 2014 çocuklarla, çiçeklerle yaşıyorlar.
  • deniz'ler güneşe aktı... içim yanıyor.

    .... acıyorsam sana, anam avradım olsun ama aşkolsun sana çocuk, aşkolsun.
  • çocukları astılar dün, bugün çocuk katillerine bir buçuk kat kaş çattilar, idam mi ? oo ne vahşice...
  • (bkz: #39978891)
  • ömürlerinin baharında bir bahar sabahında güneşe yürüyen 3 fidan 3 yiğit.. 42 yıldır her 6 mayıs içimiz yanıyorsa öfkemiz dinmemişse ve katiller hesap vermediği sürece dinmeyecekse onlar düşünsün. bırakmayacağız peşlerini! yeni ölümler yeni fidanlar versekte bırakmayacağız bu davayı!

    bu kadar güzel gençlerin daha gün doğmamışken çiçekler tomurcukken günün ilk ışığı pencerelere vurmamışken gecenin karanlığında çekip gitmelerini hak etmiyor bu hırsız arsız namussuz yavşak seven halk! sindiremiyorum! katilleri hepimiz tanıyoruz o zaman da tanıyorduk şimdi de tanıyoruz..katillik baki suretleri farklı sadece..
  • yedi yaşındayım o zaman annemler bu akşam halalara gidiyoruz dediler sevindik kuzenlerimizle oynarız diye. apartmana girerken bir sürü asker babama sorular sordular sonra izin verdiler apartmana girdik. inanılmaz gergin bir ortam her katta silahlı askerler bekliyor hala bir şey anlamadık. halamlara gidince öğrendik , idam kararını veren hakim alt katta oturuyormuş ve idamlar o gece sabaha karşı yapılacakmış. şansımı sikeyim koca ankarada bize denk geldi bütün gece kimse konuşmadı.
    yedi yaşında olmamıza rağmen çok kötü bir şey olduğunu biliyordum yıllar sonra aklımız başımıza gelince esas vahameti anlayabildik. gülünün solduğu akşamı okuduğumda belki de ilk defa bir kitap okurken ağladığımı hatırlıyorum.
    nur içinde yatsınlar.
  • emperyalizme karşı tam bağımsız türkiye sloganı ile halkına hizmet isteyen 3 fidandı. gençlerimizi astıktan sonra gidip 6. filo'nun önünde namaz kıldılar.
  • idam edilişlerinin 49. yıldönümü bugün. bu toprakların görebileceği 20li yaşlar meydan okumasının en büyüğü, en onurlusu onlardan geldi. aşk olsun
hesabın var mı? giriş yap