• sabah deniz kokusu ve martı sesleri ile uyanmak çok güzel bir his olsa gerek. belki bir gün lotodan filan para çıkarsa yapabileceğim bir aktivite.
  • her zaman seyredecek bir manzaranın olmasıdır. deniz kıyısında yaşayanlar için deniz olmayan yerlere uyum sağlamak zor olur. herşey eksik, sıkıcı ve karanlık gelir. önce sebebini anlayamaz insan ama sonradan sonradan sessizce ayan olur o yokluk hissi. farkedersin ki her boş vaktinde bir göl kıyısı, bir nehir kenarına gidiveriyorsun. bir bardak suyu izlemek gibi gelir ama yine de bunlar. denize doğru döneceğin emeklilik hayalleri sarar kafanı. öşt lan yaşalanıyor muyuz dersin, kovarsın kafandan. geri gelir o tuzlu suyun rüzgarı. her deniz gördüğünde içinin ferahlaması da ondandır.
    sonra işte modern hayat dersin, yaşam koşulları dersin, o yetşkinlere özgü kendini ikna sanatını konuşturursun ama olmaz. biliyorsun.
  • emeklilik hayalidir. 30 yıllık çalışma hayatından sonra kaybolan 30 yılı geri getirebilecek tek çözüm olarak görülür. oysa prostatlı bir insan için deniz manzarası ne kadar şey ifade edebilir ki ?
  • adaptasyon etkisinden dolayı çok önemli olmayandır. bir kaç hafta için rüyaları süsleyen bir yaşam olarak algılanır ama sonrası bildiğin denizdir. hani deniz kıyısında yaşayıp tüm yıl tatilcilerden bile daha az denize girmek gibidir çünkü deniz orada ve hiç aceleniz yoktur. arada böyle yazıları okuyunca aklınıza gelir yoksa evinizde, işe giderken yolunuzda ve iş yerinizde deniz kıyısındadır ama bu hayatınıza fazladan bir mutluluk olarak yansımamaktadır.
  • bana ne zaman kızsa git denizi olan bi şehirde yaşa diyen adamın, saçımı okşadığında parmaklarının denize kıyısı var.
    bilmiyor.
  • aksamlari fena eser.
  • dalga sesleri ve deniz kokusuyla uyumak,en güzeli de bu
  • eğer baktığın denizde ışıklar yoksa zifiri bir karanlığa bakarsın akşamları. kocaman dipsiz bir boşluk uzanır gider karşında... balıkçılar yoksa, martı sesleri gelmiyorsa ha bir duvara bakmışsın, ha o sonsuz karanlığa...
  • çok genel olmuş. ben akdeniz in en güzel sahillerinden birine 300 mt de oturuyorum sık sık yürüyüşe giderim fakat kafamı çevirip bakmıyorum. biri söylemiş tatilciden daha az denize girerim hayatımda neredeyse hiç güneşlenmedim. sabah erken veya akşam geç spor amaçlı yüzerek veya eğlenerek (bazen yaz-kış) takılıyorum. her hafta sonu dağlara kaçıyorum yürüyüşe, kar olduğunda kayak daha mutlu ediyor. yaylacıyım yaşlandığımda ise dağlardaki küçük sakin bir ilçede yaşamak isterim deniz sizin olsun.
    denize uzak olanlar özlem duyabilir. fakat ben kışları yağmurdan yazları sıcaktan ölüyorum nefes alamıyorum. ha niye çekiyorum derseniz karım seviyor deniz kenarını. klimaya yaşayabiliyor. ne yapacağım mecburen. çocuk biraz büyüsün karım biraz hevesini alsın kandıracağım onu. yazları sıcak kalabalık bıktım vallahi bıktım.
hesabın var mı? giriş yap