• bu adamın standart bir numarası var filmlerinde, kendisine sorulan soruları cevaplamadan önce tekrar ediyor, böylece diyeceği şeyi hatırlamak için zaman kazanıyor:

    - what the fuck are you doing man?
    - what the fuck am i doing? what the fuck am i doing? i'm kicking your ass, that's the fuck i'm doing.
  • ismini yıllar yılı "denzıl waşingtın" olarak telaffuz ettik bu büyük oyuncunun. heyhat! yanılmışız bal yanaklı dostlar, yanılmışız çam sakızı ağdalarının içine sıkıştırıldığı koyu yeşil küçük fıçılar kadar sempatik gül yanaklı dostlar! evet, yanılmışız. david letterman'ın şovunda gördüm kara yağız denzel'ımı... david, bu yetenekli adamı çağırırken ayı gibi "denzel waşingtın" dedi, dünyam yıkıldı o anda. yıllar yılı her ortamda "ingilizecenin bütün inceliklerine hakimim" imajı vermek için ağzımı şevki yılmaz gibi yaya yaya "denzıııl" dediğim cengaverimin adı "denzel" diye telaffuz ediliyormuş, kafamı nerelere vuram a dostlar!?

    waşingtın da işin aslını anlattı o programda: babasının adı da "denzel" imiş. o yüzden ailede yiğidimin babasının adı "denzıl"; kendininki "denzel" diye telaffuz edilirmiş... o da her yerde adının doğru telaffuzu olarak "denzel"ı göstermiş. bir arkadaş toplantısı olsun, bir "davullu zurnalı kına gecesi-13" olsun (böyle bir kaset adı vardı çocukluğumdan, aklımda kalmış) kendisini "denzıl" diye çağıranlara; "hısım, benim adım denzel" diye ayar vermekle geçmiş ömrü yiğidimin. şu dakikadan sonra biz de hataya düşmeyelim, yanlış yapmayalım: "denzıl" değil; "denzel" (yazıldığı gibi okunur) diyeceğiz mr. waşingtın'a... denzel veya denzıl... nihayetinde, babamın o veciz ifadesiyle söylemek gerekirse:

    "bu arap böyük oyuncu"
  • yıllar önce bir "sinema haberleri" programında* sarf edilen şahaser cümle "denzel washington bu filmde de bir zenciyi canlandırıyor"'a konu olan yetenekli aktör.
  • sanırım çoktan barack obama biyografisiyle alakalı okumalara başlamıştır. nerden baksan en az 5 yıldan önce filmi çekilemeyeceği için (meşum aksilikler olmazsa) yaşıyla ilgili problemleri de kozmetik formüllerle anti-agingle aşar sanırım.
    iyi de oynar.

    "obama"
    tagline : "he believed, tried and achieved" (çoşagel, adrenalinle dolagel)
  • 10 filminin 8'inde dedektif rolü oynamasından sebep nypd tarafından fahri dedektiflik şeysi verilen aktör.
  • ...deyince önce bir training day gelecek aklınıza. sonra diğerleri..
  • “at your highest moment, be careful that's when the devil come for you.”

    oscar töreninde, will smith'i sakinleştirirken kurduğu cümle.

    bu adam tam bir efsane.
  • 59 yasinda oldugu halde oglu yasindakilere tas cikaran, dunyanin en karizma, en seksi, en cool adamlarindan biri. oyunculugu zaten asmis ya, adamda seytan tuyu var bundan bagimsiz. nasil oluyo bilemedik.

    (bkz: #32097163)
  • 54 doğumlu amerikalı aktör. adını duyuran ilk film olan cry freedom'da güney afrika'da ırkçılık karşıtı harketin en önemli liderlerinden olan ve polis tarafından öldürülen steve biko'yu canlandırmış ve politik filmler kariyerinin başlangıcını yapmıştı. ardından, glory filmindeki öfkeli eski köle karakteri ile en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülünü kazanmış, kunta kinte gibi kırbaçlandığı sahnede son derece gerçekçi rol yapmış, büyük ihtimalle gerçekten ağlamış ve kinlenmişti. 92'de spike lee'nin malcolm x'inde malcom x'i canlandırarak asıl ününü kazanmış, yanlış hatırlamıyorsam sarışın bir kıza ayağını yalatmıştı. oğlunun adı x'in anısına malcolm koymuş. bir sene sonra kenneth branagh'ın much ado about nothing'inde oldukça inandırıcı bir meksikalı don pedro olmuş, hatta branagh'ın "amerikalılara şekspir satarak para kazanma" kampanyasının kaymağını bu filmde en çok yiyen oyuncu olmuştu, çünkü shakespeare'in othello hariç hiçbir oyununda siyah bir oyuncu için önemli bir rol yoktur. sonra julia roberts aka the mouth ile birlikte pelican brief'te oynamış ve büyük ihtimalle yine iyi rol çıkarmıştı. john grisham senaryolu filmlerden her zaman uzak durmaya çalıştığım için bilemiyorum. tom hanks'in kariyerinde ikinci baharın başlangıcı olan philadelphia'da homofobik zenci avukat olarak azınlığı savunan azınlık rolünün altından başarıyla çıkmıştı. hatta tom hanks, filmdeki gay sevgilisi olan, o zamanlar holivud'a yeni adım atmış antonio banderas ile sevgi çiçeği modunda dans ederken gülümseyerek onları izlemişti. crimson tide, courage under fire gibi askeriye-ordu-tabur temalı filmlerde boy göstermiş, fallen isimli küçük bütçeli macera-gerilim filminde azazel'i kovalamış, bu işten pek hoşlanıp daha zorunu da yapabileceğini kanıtlamak için bone collector'da küçük parmağı hariç boynundan aşağısı tutmayan bir dedektifi canlandırmış, hatta o haliyle esas kız angelina jolie'yi film icabı kapmış, küçük parmağı ile mesud etmişti, en azından buna inanmamız beklenmişti. fazla zevzekleştiğini kendisi de anlamış olacak ki rubin carter'ın hayatını anlatan the hurricane ile politik filmlere geri dönmüş, en son remember the titans'da babacan koç herman'ı canlandırıp "orta yaşlı karakter oyuncusuyum artık" mesajını vermişti.
    çok sevilen, amerikalı olup da sadece zenci filmlerinde oynamayan, senaryo seçimleri her zaman çok başarılı olan, iyi bir oyuncudur. fakat bir kere rüyama girip "ben seni korumaya geldim" dedikten sonra kötü adamlar gelip de bana ninja yıldızları fırlattığında kaçıp gittiğini hiç unutmadım ve affetmedim. hail denzel washington.
  • aniden gelen denzel wahingston filmi izleme isteği. sizde de oluyor mu?
hesabın var mı? giriş yap