• depremin buyuklugunu kandilli aciklar.

    depremin siddetini ise sözlükte açılan başlikta yazarlar açiklar.
    kimi ben hissetmedim derken, kimi ev takla atti der. işte ayni buyuklukteki depremin farkli siddetleri burda gözlenir.
  • deprem büyüklüğü mutlak bir değerdir. deprem şiddeti ise görecelidir, tamamen gerçekleştiği bölgeyi nasıl etkilediğiyle ilgilidir. mesela 5.0 büyüklüğündeki bir deprem yapılarda pek fazla zarara yol açmaz. ancak depremin gerçekleştiği bölgedeki yapı kalitesi, zeminle ilgili özellikler vs. oluşacak hasarı arttırabilir veya azaltabilir. arttırdığını varsayarsak, o bölgede oluşan zarara göre depremin şiddeti misal 7.0 denebilir. bir nevi hava sıcaklığı-hissedilen sıcaklık ilişkisi gibi. burdaki etken ise yapı, zemin vs yerine nemdir. ayrıca büyüklük yerine şiddet teriminin kullanılması özellikle basın tarafından sıklıkla yapılan hatalardandır.
  • deprem şiddeti mercalli şiddet ölçeği ile, deprem büyüklüğü ise richter ölçeği ile gösterilir. şiddet birkaç faktöre bağı olup gözlemseldir, ölçümsel değildir. örneğin bağlı olduğu faktörler zeminin litolojik özellikleri, yapıların sağlamlığı, zeminin su içeriği vs dir. fakat büyüklük deprem sırasında ortaya çıkan enerjinin dolaylı bir yoldan ifadesidir. richet ölçeği tamamen üsteldir. örenğin 6 ve 7 büyüklükleri arasında 10 kat büyüklük farkı ve 31 kat enerji farkı vardır. 8 den büyükler ise kıta kıta çarpışmalarında oluşur ve nadirdirler.
  • şöyledir,

    1 adet sıradan çinko karbon ak troll ile 1 adet spor sevdalısı beyaz yakalı ekşiciyi karşınıza alırsınız. ikisine de aynı büyüklükte (7.7 olsun) kapıcı yumruğu atarsınız.

    ekşici sarsılır ama yıkılmaz, temeli sağlamdır. sporunu yapmış, beslenmesine dikkat etmiştir.

    ak troll ise yerde baygın yatmakta, dedemizin mezar taşını okuyamıyok, erdoğan'ın götünün gılıyık diye sayıklar. temel zayıftır, aşırı makarna tüketimi vücudunu olumsuz etkilemiştir.

    işte, depremin büyüklüğü de böyledir. 7.7 büyüklüğünde bir deprem, avcılar'da 9 şiddetinde hissedilirken, kadıköy'de 6.5 şiddetinde hissedilebilir. kadıköy'deki evinizde sismik izolatör varsa mesela, sizin evinizde 4 şiddetinde hissedilir.

    eyyorlamam bu kadar...
  • kandilli'nin guzelce acikladigi fark.

    bir depremin büyüklüğü *, deprem sırasında açığa çıkan enerjinin büyüklüğüdür. bu değer, deprem merkezinden belli uzaklıklardaki sismograflara gelen, deprem dalgaları olarak da adlandırabileceğimiz, p dalgası ve s dalgasının maksimum genliklerinden hesaplanır. bu yöntem ilk defa charles richter tarafından bulunmuştur ve deprem büyüklüklerini gösteren ölçeğe de richter ölçeği denir. richter ölçeği, logaritmik bir değerdir. bu, depremin büyüklüğündeki 1 birimlik bir artışın sismogram genliğinin 10 kat, deprem sırasında açığa çıkan enerji miktarınınsa 30 kat artması anlamına gelir.

    bir depremin şiddeti * ise, depremin yer kabuğundaki etkilerinin bir ölçüsüdür. depremin o bölgedeki canlılar ve yapılar üzerindeki etkisine bakılarak hazırlanan şiddet cetvellerinin en bilineni mercalli şiddet skalası'dır.
  • depremin şiddeti, bölgenin yapılaşmasına göre değişir.

    basit bir örnek verirsek; büyüklük boksörün yumruğu, şiddet ise yumruğu yiyenin suratının aldığı haldir.

    birden çok bölgeyi etkileyen bir depremde bölgeden bölgeye şiddet değişebilir.
  • 99 depreminden sonra bizim ilkokula ahmet mete ışıkara gelmişti.

    o zamanlar orta okuldaydık, spor salonuna sandalyeler dizildi, konferans için hazırlık yapıldı ve öğrencilere "hocam bir sonraki deprem ne zaman olacak?" gibi şeyler sormayın dendi.

    bizim sınıftan düşük zekalı, saf bir arkadaş aynen o soruyu adama sordu. adam "bilemem yavrum" gibisinden bir şeyler demişti.

    şimdi bizim millet de böyle. günlerce, haftalarca deprem programları yapıldı hala kimse bu farkı anlamış değil.
  • benim anladığım şu:

    büyüklük: benim attığım yumruğun kuvveti.

    şiddet: benim attığım yumruğun bir çocuğun/mike tyson'ın canını ne kadar yaktığı.

    bu bağlamda büyüklük kavramı olayın objektif ve sabit yönü iken, şiddet kavramı sübjektif ve değişken yönünü ifade ediyor.
  • bu entryden önce yazılanlar deprem büyüklüğü ve şiddeti arasındaki farkı anlaşılabilecek şekilde anlatmış. özellikle kandilli linki akıllara çerçeve çizebiliyor. benim söyleyeceklerim farklı bir örneklendirme ile olacak.

    evet aradaki temel fark; büyüklüğün kabul edilen belli bir standart ile ölçümü, bu kabul depremin farklı büyüklüklerinden moment büyüklüğüdür (mw). şiddet ise değişmeyen büyüklük koşulunun etrafındaki farklı durumlara göre değişkenlik gösterir (fay tipi, yapının oturduğu zemin/kaya, temel tasarımı, deprem merkezine uzaklık vs).

    fay tipi, yıkıcılığı değiştirmektedir, en yıkıcı faylar ters faylar, orta yıkıcı faylar doğrultu atımlı faylar ve yıkıcılığı en az olanlar normal faylardır. yıkıcılık, fayların ürettiği enerjilere göre değişir. mesela, mw=7.0 büyüklüğündeki bir depremin ürettiği enerji ters fayda, normal faydakinden daha fazladır.

    eğer yapı, erzincan'daki gibi yaklaşık 900 m, osmaniye'deki gibi yaklaşık 300 m kalınlığında bir zemin istifinin üzerindeyse, depremin illa ki yakında olmasına gerek yok, uzaktaki depremi ciddi şekilde hissedecektir (burada soil amplification kavramından da söz edebiliriz de onu başka bir entryde anlatayım, konu dağılmasın).

    örneğin moment büyüklüğü 7.5 olan iki depremden biri japonya gibi ters fayların bulunduğu bir lokasyonda, diğeri ise doğrultu atımlı fayların olduğu adapazarı'nda olsun.

    japonya'daki depremin ters faylarda meydana gelmesiyle, deprem şiddetinin daha fazla olması beklenir. fakat, yapının oturduğu zemin/kaya'ya ait özellikler, beton, demir ve diğer yapı malzemelerinin özellikleri, ön görülen depremin karakteristiklerine göre yapılan tasarım sonucu (çifte rezonans'a girmeyecek şekilde tasarım) depremin yıkıcılığı az, dolayısı ile can ve mal kaybı mümkün olduğu kadar azaltılarak şiddeti de azalmış olur.

    adapazarı örneğinde ise en başta, şehir doğrultu atımlı fayların oluşturduğu çek-ayır havza (pull-apart basin) üzerine kuruludur. kayada değil, zemindedir, hatta bu zemin sıvılaşabilir (deprem esnasında artan boşluk suyu basıncı ve azalan efektif gerilme ile ile zeminin sıvı gibi davranması) özelliktedir. tasarımı maalesef 99 depreminde gördük. fay tipinin ürettiği enerji aynı deprem büyüklüğünde ters faya göre daha düşük olmasına rağmen yıkıcılık fazladır. dolayısı ile şiddeti büyüktür.

    kısaca aynı büyüklükteki iki deprem senaryosu farklı sonuçlar üretir ve şiddetler o farklılıkları gösterir.

    99 depreminde bursa'daki hasar, depremin merkez üstüne daha yakın olmasına rağmen eskişehir'dekinden daha azdı. bunun sebebi bursa'daki evliyaların gece ayaklanıp, bursa'yı depreme karşı koruması değildir. tam olarak yukarıda bahsettiğim değişkenler ile (en başta yapılar, eskişehir'dekilerin ekseriyetine göre daha elverişli lokasyon üzerine inşa edilmişlerdir) şiddeti az yaşamalarıdır.
  • günlerdir, hakkında bilgisi olmadan yorum yapanlardan illallah ettirmiş olan fark.

    büyüklük matematiksel bir ifade. marmara depreminde gerçekleşmesi olası deprem için maksimum 7.6 dediğimiz şey, onun büyüklüğü. yani ya 7.6 büyüklüğünde ya da magnitüdü 7.6 denir.

    şiddet ise onun canlılar ve binalar üzerindeki gözle görülen etkisi. yani depremin yıkım gücünü ifade eden ve matematiksel olarak hiçbir anlamı olmayan bir ölçek.

    7.0'den daha büyük depremlerin neden olacağı şiddet genellikle 10 ve üzeri olabilir (yakınlığına bağlı olarak)

    yani, bir başka deyişle, 7.0 büyüklüğündeki depremin, 10 şiddetinde hissedilebilirliği, 10 şiddetinde hasarı olabilir. ikisi aynı şey değil. hatta şiddet genelde romen rakamıyla ifade edilir. 7.6 büyüklüğünde ve x şiddetinde gibi... belki aklınızda böyle tutarsanız, birbirine de karıştırmazsınız.

    artık okuyun şunları arkadaş!

    editasyon: imla
hesabın var mı? giriş yap