• intihar riskinin en fazla görüldüğü psikolojik bozukluktur.
  • geçen sene kasım güllerini dehşet bir gecenin ayazında solduran o geceden beri içindeyim bu nefezsizliğin.

    aklıma hep bizim köydeki küçük baraj geliyor bunu düşündükçe. şiddetli poyrazlar estikçe dalgalanan, kışın buz tutan, yazın durgun bir çamur birikintisinden ibaret anlamını suya çiziktiren, gökyüzünün maviliğini bir türlü yansıtamayan, anlamsız, hayır bir anlam barındıran ama o anlamın beni ilgilendirmediği, umursamadığım bir küçük baraj gölünü düşündürüyor. uykudan kalkıyorum, göğsümde sanki atlasın sırtındaki gökyüzü. ömür denilen uçurum üstüne gerilmiş ipte emeklerken ve korkarken yüksekten, ansızın baskına uğramış ve düşünde öldürülmüş bir rüya yorumcusu gibiyim. hiçbir şeyi hayra yoramıyorum. düşler kapkara kaldı ki.

    genetik yatkınlık... genlerin aruz vezni gibi dizilip anlamsız bir kalıp oluştururken şiirin hiçbir önemi olmaması. kendi adın mahlasın ta kendisi. saklayamıyorsun kendinden hiçbir şeyi. uykular sığınılacak liman değil, cayır cayır yanıyor gemiler o limanda yaralayıcı gecelerde. fırtınaların uğultusu bile zehirliyor, beyninin en dulda yerlerini. uyumak, sadece gözlerini kapatmak giyotinin altında pışpışlanırken.

    yer çekimi denen pres makinesi, çevrenden çıkıp, içine giriyor kaçgın bir ruh gibi. dibine kadar baskısını hissediyorsun. ağır balyozlarla cehennemde kızartılmış eriyik ruhun dövülüyor günlerin örsünde. ruhunu örseleyen o demirci biçtiği yatağanı eline veriyor kendini bıçakla diye. tömbeki dumanları yakılıyor yaralarının üstüne. ne diyeceğin kalıyor ne de verecek bir nefesin. öyle kitabesiz bir mezar gibi yönünü arayıp duruyorsun karanlık bir aralık gecesinde.
  • farkına varıldığında çoktan iş işten geçmiş olan durumlardan sadece biri. tabi burada sevgiliden ayrılınca girilen saçma şeyden bahsetmiyoruz. görünürde aslında olumsuz hiç bir şey yokken yüzlerce küçük gizli olumsuzluğun insanı duvara çeviren ruh halinden bahsediyoruz. hatırla o zamanları bira daha lezzetli, arkadaşlarla sohbetler daha keyifli "çimler daha yeşildi".
  • kolay girilen, zor çıkılan.
  • olmak istenen, olunması gereken ve olunan yer arasındaki farkın açılmasıyla ruhun içine düştüğü umutsuzluk durumudur, bardağın boş tarafına odaklanmaktır. sen yerinde sayarken başkalarının zamanla kendini nasıl geliştirdiğini gördüğünde duyduğun sızıdır.
    hergün pazar akşamıymış ve perdeler yıkanıyormuş gibidir.
    geride hissetmektir, yetişemeyeğini hissetmektir.
    herkesin başına gelir, çoğumuz atlatırız.
  • canı çok sıkılan entellerin ilaç piyasasını hareketlendirmek adına uydurup karizmatik sandığı vasat davranış. "rahat mı batıyo amınakodumun" bir diğer adıdır.
  • "geçmiş başarılı hayat deneyimleri" depresyona neden olabiliyormuş.

    doğru lan. insanlara depresyondayım diyecek yüzün de olmuyor işin garibi.
  • geçmişe hapsolmaktır. beynin sürekli olarak tüm kuytularını didik didik eder. geçmişinde sana kendini kötü hissetiren ne kadar tecrübe varsa hepsini bulur tekrar tekrar yaşatır ve o reseptörlerini siktiğim organı bu işi o kadar iyi yapar ki hayatın boyunca hiç iyi bir şey yaşamamışsın gibi gelir. az bile olsa mutlu olduğun zamanlar olduğunu bilirsin ama arasan da bulamazsın bir türlü. sanki silinmiştir hepsi. "kafaya takmayacan. fazla düşünmeyecen" diyenlere ise gün yüzü görmemiş küfürlerimi peşinen sıralamak ve umarım bir gün, bizzat sen veya en sevdiğin insan en beter depresyonun içine düşer de ne kadar salak bir laf ettiğini, tuzu kuru olmanın verdiği rahatlıkla ne kadar yavşak bir tutum sergilediğini o zaman anlarsın demek istiyorum!
  • üstesinden gelebilmek için notlar:

    1. spor yapmaya çalışın. hiç koşacak haliniz yoksa, uzun uzun yürümeye çalışın, iki-üç hafta sonra etkilerini görmeye başlayacaksınız.

    2. karşı cinsle ilgilenmeye çalışın. tavlamaya mecaliniz yok biliyorum ama en azından zihninizde tavlayın, düşünün, tasarlayın.

    3. insanlarla iletişim kurmak iyidir. kim olursa olsun, bir dayanak noktası olması güzeldir. dışarıda, markette, lokantada garsonla ufak tefek konuşmalar dahi iyi önemli şeylerden birisidir. hatta arkadaşlarınızla falan iletişim kurmaktan daha etkilidir bana sorarsanız bu small talk olayı. niye derseniz, arkadaşlarınızdan beklentileriniz yüksek olabilir. ne bileyim, bir randevuya geç kalsa, moraliniz tümden çökebilir. ama small talk olayı doğaçlama olduğu için bu ihtimal kalkmış oluyor. insanın tanıdıklarından beklentileri çok oluyor; onun için, yeni insanlarla tanışmak muhabbet etmek daha faydalı bence.

    4. sebze yeyin bol bol. hatta üç öğün salata- sebze yemeği yeyin, faydası var cidden.

    5. meditasyon, yoga, o tarz işlere girebilirsiniz. faydasını gören arkadaşlar var.

    en önemlisi de inancınızı kaybetmemenizi öneririm dostlar. hatta daha sıkı sarılın; namaz kılın, oruç tutun ve diğer dini hususlara önem verin. işin açığı, ne gelirse allah'tan gelir. aynı şekilde, allah'ın verdiği iç huzurunu da hiç bir taktik, fikir ve düşünce sistemi veremez insana.

    konu hakkında uzman olmayan birinin görüşleridir bunlar. geçmiş olsun.
  • girildiğinde kolayca çıkılamayan çıkılsa da arada gelip hal hatır soran psikolojik yaşam formu. herkes de vardır azıcık ucundan. bi de hayat boyu bu halde yaşayanlar vardır ki zaten onların da hayatı pek uzun sürmüyor.
hesabın var mı? giriş yap