• sorgulayın. sürekli ama.
  • az gerçekçi olun. tek başına yeter.
  • kendi kendinizi sorgulayin.

    eger bunu becerebilirseniz, en fazla 1 ay icinde ne kadar boktan, sahte, yavsak bir insan oldugunuzun farkina varacaksiniz. varamiyorsaniz yeterince sorgulamamissinizdir.

    dunyama hosgeldiniz.
  • 1)eğer forever alone iseniz:
    büyük bir kampüs bulun, güzel havada çimler üzerindeki çiftleri yalnız halinizle izleyin. sonra da neden ben yalnızım diyin. bir daha çıkamazsınız.
    2)değilseniz, sevgilinizi terk edin. birinci maddeden devam edin.
  • bile bile aynı hataları yapmaya devam edin,

    size iyi gelmeyen insanlarla görüşmeye devam edin,

    bol bol kontrol edemediğiniz konular hakkında düşünmeye devam edin,

    hareket etmekle oturmak arasında bir seçim yapmanız gerekirse, oturmayı seçin,

    sürekli kendinizi başkalarıyla kıyaslayın,

    kendinizi gereğinden fazla eleştirin,

    kendinizi hiç eleştirmeyip topu sürekli başkalarına atın,

    değerlerinizi kaybedin,

    geçmişi sakın bırakmayın, bütün hayaletleri aklınızda tutun,

    kendinizi kesinlikle affetmeyin, hep kızın,

    kendiniz dahil kimseyi umursamayın, omuz silkin geçin,

    hayata güveninizi kaybedin,

    egonuzu bol bol şişirin,

    bir türlü ne istediğinizi bilmeyin,

    bu özelliklere sahip diğer insanlarla takılmaya devam edin.
  • kendinizi hayatın akışına bırakın. fazla çabaya gerek yok. tüm olumlu düşüncelere mesafeli yaklaşıp, biraz düşüncelere falan dalarsanız, gerisi gelir zaten.siz de başarabilirsiniz. yalnızlık, tembellik falan yardımcınız olacaktır bu yolda.
  • "bol bol uyuyun-geçmişe takılın-sürekli aynı şeyi düşünün"
  • işten ayrılmayın.
    bütün mobinge, bütün iğnelemelere rağmen çalışmaya devam edin.
  • kabuğunuza çekilin. evden (veya odadan) çıkmayın. insan yüzü görmeyin. işleri erteleyin. geleceğe dair bir beklentiniz olmasın. insanları kendinizden uzaklaştırın ve onlardan uzaklaşın. bir de mümkünse fazla güneş görmeyen yerleri tercih edin. sonrasında gelecek her şeye karşı isteksizlikle durumunuzu kısır döngüye alarak işi garantileyebilirsiniz.
  • depresyon hırkasını kendiniz örün. "iki düz bir haroşo mu yapsam?", "selanik örgü çok mu yün kaldırır acaba?", "kol ağızları çift lastik mi olsa?", "kolu da nasıl kessem, takma mı olsun, reglan mı?" "ilikli mi yapsam, fermuarlı mı?" gibi hesap kitap dolu sorunsallarla boğuşurken zihninize bir açıklık gelir, ferahlarsınız. işleyen demir ışıldar. zaten örgü işi uzadıkça örülen kısımlar karın ve bacak üzerinde sıcaklık hissi oluşturarak ısınmaya başlayan havada fazladan bunaltı yaratmaya başlar. bunu hissettiğinizde "ay aman daraldım, seneye örerim depresyon hırkamı, çok sıcak. aa bahar da gelmiş, kuşlar böcekler" falan deyip dışarı çıkarsınız. iki satır yürür, işinize gücünüze bakarsınız. depresyonun öyle zırt diye battaniye altında ya da hırka içinde girilen basit bir şey olmadığını pat diye anlarsınız. bak ege'de amcalar bile kahvede oturup çorap örüyor. meşgale bulun. sinirlendirmeyin adamı. akıllı olmak lazım.
hesabın var mı? giriş yap