• depresyon her ne kadar ağır bir hastalık olsa dahi, yıllarca bunun acısını çekmiş bir insan olarak, şunu fark ettim: depresyon, aslında içe dönüşün ve hatta belki de anne karnına tek girme isteğinin; hayatın yarattığı kaostan ve bu karmaşık yapı ile mücadele edememekten doğan bir süreçti. bir kaçıştı ve asla yenilgi ile alakası yoktu.
    insan bu içe kapanış sürecinde kendine hayli zaman ayırıp ne yapması ve hatta ne yapmaması gerektiğinin bilincine erişiyordu. kendisinin olumsuz yönlerini tanıyor ve yeni bir kişi ile karşılaşıyordu: yıllarca sakladığı ve görmezden geldiği karanlık bir ruh haliydi bu.

    ama yine de gerçek şu ki, her girişin bir çıkışı vardı. bu süreçte kendini tanıyan insan kazandığı farkındalık ile hayata karşı duruşunu daha tatminkar seviyelere çıkarıyordu. bir şekilde, bu mücadeleyi kazanıyor ve yaşadıkları ona ders niteliğinde öğütler veriyordu. insan olma bilincine ulaşmada büyük fayda sağlamıştı tüm bu acı dolu zamanlar..
  • "bu hayatta sahip olduğun en değerli şey yine kendinsin. o yüzden uyan, kaç, kurtul, çık bu sonu gelmeyen dipsiz kuyulardan. kendine bunu yapma... ve unutma bunu da ancak sen; kendin yapabilirsin, tek başınasın!" bilincini uyandırmıştır, özellikle gözyaşlarını yine kendi ellerinle silmek zorunda kaldığın zamanlar... heyt be dersin sonra ne güçlüymüşüm! bağışıklık kazanır sonra da bir daha kolay kolay düşmezsin.
  • olmayan farkındalıktır. depresyona bir defa giren her zaman girme potansiyeline sahiptir. girmeyin girdirmeyin lütfen.
hesabın var mı? giriş yap