• bu sene festivalde gosterilen tom tykwer'in keyifli filmi. run lola run kadar vurucu olmasa da, bastan sona sıkılmadan izlenebilecek bir film.
  • en başta bir tom tykwer filmi olması,franka potantenin oynaması ve benzer kaza sahnesi run lola runı akla getirebiliyor ama filmin genede run lola rundan çok ayrı duran bir yapısı var.filmin iyi çekilmesinden değilde senaryosundan dolayı keyfiyatı tartışılır bir yapısıda yok değil...
  • akil hastanesindeki hemsire sissi birgun bir trafik kazasi gecirir. esas oglan tarafindan hayati kurtarilir. ve sonra onu bulmasi gerektigini, hayatinin erkegi oldugunu dusunerek izini arastirmaya baslar. ama kolay olmayacaktir.. aklimda kalan birsey var ki o da sissi'nin surekli sirtustu yere dusmesi ve ole kalakalmasi
  • sissi'nin boğazına açılan delik yüzünden salonda öğürtülerin duyulmasına neden olan film
  • tom tykwer'ın müzikli yönetiminde, ön sırada gözleri ağlayan bir bodo'yla içi ağlayan bir sissi duruyor. arkalara bakınca daha bi sürü kendine özgü karakter var bu filmde amma hepsini birer kelimeye sığdırmak boyumu aşar. sinema sanatına mantık zincirini kır da gel diye seslenenlere uğrayacak bi filmdir der krieger und die kaiserin.

    lola'nın koşmayan hali daha sarışınmış ayrıca.
  • sissi’nin yanına sığınan bodo, bir yandan hafızamı kaybettim hükümsüzdür derken, bir yandan ağlamaya başlar (sen ağlama ben ağlarım ikimizin yerine demek istiyorum kendisine) ve doktor sorar “neden ağlıyorsun”, o da “aslında ağlamıyorum bu kalıtsal bir hastalık bizim ailede gözümüzden yaş geliyor sebepsiz” diyor, ah be bodo gözyaşlarından sen suçlusun, güzel gözlerinden de sen suçlusun, lakin nefis hikayeden, sizi biraraya getirmeyen kahpe kaderden, sissi’yi süründürmenden, çamurlarda aşk-i ilanından tykwer suçlu.. biz de izledik, suça ortak olduk, orası ayrı bir konu, bir başka bahara..
  • (bkz: four days)
  • tom tykwer, the princess and the warrior’da(2000) run lola run’da birlikte çalışıp, durmaksızın koşturduğu franka potente ’yi bu kez daha sakin bir hikayenin odağına yerleştirir. filmde potente melankolik, utangaç, dingin, sanki yüzyıllardır o koridorlarda ve o odalarda aynı hastalarla yaşıyormuş izlenimi veren psikiyatri hemşiresi sissi schmittir. sisi’nin adı, başrolünü romy schneider’ın oynadığı, sissi - schicksalsjahre einer kaiserin (1957)-the warrior and the emperess’den gelir. film, okyanusu gören bu uzak odadan sisi adına yazılan bir mektubun uzun süren, zorlu seyrüseferiyle açılır. belki de tykwer, iletişim kurmanın, birinin diğerini anlamasının aslında ne denli zor olduğunun sinyalini verir daha ilk planlarda. hisler, temas ve düşler üzerine olağanüstü bir epik olan film, ruhu anlatmakta tykwer'in yetkinliğini kanıtlar.
hesabın var mı? giriş yap