• nesneleri üç boyutlu (bkz: 3d) olarak algılamamıza verilen isimdir. derinlik boyutunun algılanabilmesi için bazı verilere ihtiyaç vardır. bu verilerin tek göz ile elde edilenlerine monokuler ipuçları denir. fakat bazı durumlarda bu verilerin elde edilebilmesi için iki gözün birlikte çalışması (bkz: binokuler) gerekmektedir.
  • görsel uyaranları yorumlamak, nesnenin hangi mekanda, nerede olduğunun anlaşılması yoluyla gerçekleşir. üstteki yazarın bahsettiği bebeklerle yapılan deneyler sonucu 6 aylık bebeklerde dahi olduğu tespit edilmiştir.
  • gerçekte üç boyutlu olan varlıklar gözün ağ tabakasına iki boyutlu düşer, ancak yine üç boyutlu algılanır. paralel uzantıların kesişen noktalarının uzakta algılanması, doğrusal perspektif dediğimiz derinlikten yararlanılarak gerçekleşmektedir. tren raylarının giderek daralıyormuş gibi görülmesi derinlik algısına bir örnektir.
  • kullanılmazsa kaybedilecek algıdır. zekayla orantılı bir algı olduğunu düşünüyorum, çoğu insan da böyle düşünüyor zaten.bir şeyi 3 boyutlu olarak görebilmek olarak tanımlansa da, 3'den daha fazla boyutlu durumları bile algılayabilmenizi sağlar. uzay zaman boyutu buna bir örnek olabilir.

    çocuklarınızı bu konuda geliştirebilirsiniz, daha sonra kazanılması zor bir yeteneğe dönüşecektir fakat yaşınız kaç olursa olsun derinlik algınızı geliştirebilirsiniz, bu da tartışılmaz bir gerçek.

    çoğu insan bunu kullanamıyor, bu gerçekten garip bir durum. iyi bir derinlik algısına sahip insan, bu algının kendinde geliştiğinden habersiz de olabilir, gözleri odaklanmada problem çekiyor da olabilir. o yüzden biraz üzerine düşüp bunu keşfetmekte fayda var.
  • gözlerde 2 boyutlu oluşan görüntüye 3. boyutu beynin eklemesi hadisesi.

    optik ilüzyon, 3.boyutu üreten beyne yapılan bir fake'tir. fonda perspektif çizgileriyle derinlik algısı oluşmasi için beyin uyarılır ve resimde anomaliler oluşturulur. mesela ışığın geliş açısı, renklerdeki tonlama derinlik algısi yaratır. enterasan.

    aşırı gerçekçi resimler çizen ressamları takip ediyorum. 3. boyutla resmen dalga geçiyorlar. resim sürecini kayda almış, 2 boyutlu giden resmim birden 3. boyuta da sıçrıyor.

    rüya kısmına girmiyorum.

    son olarak:
    bazen bir pipo, sadece bir pipodur. rene magritte'in bir pipo resmi altında ceci n'est pas une pipe yazan tablosu vardır.

    edit: ekleme.
  • efenim "visual cliff" başlığına tıklanıldığında derinlik algısı isimli bu başlığa geliyoruz. bunu yapanın niyetini anlıyorum ama bu konuyu açmak gerekiyor.

    visual cliff bilimsel bir deneyin ismidir.

    bu deneyin ve affordance (olanaklılık) theory'nin sahibi (bkz: ecological approach to the visual perception) j.j. gibson için fiziksel çevre içerisinde konumlanmış yüzey kompozisyonlarından yansıyan ışığın oluşturduğu çevresel veriler, görme duyusu aracılığıyla, dolaysız olarak algılanır ve davranışlar bu algılanan bilgiler ile sınırlandırılır ve yönlendirilir. gibson bu hipotezini test etmek için 'visual cliff' adlı bir deney kurgular.

    deneyin katılımcıları emekleme çağında 6-14 aylık bebeklerdir.
    https://www.youtube.com/watch?v=1vpabct1kdy

    yeni doğan bir bebeğin gözünü (ve diğer duyularını) açtığı dünyada, topladığı fiziksel verileri anlamlandıramadığını belirtilmiş olsa da elbette diğer tüm canlılar gibi, insan bebeği de hayatta kalmak adına bir yığın problem çözme gerecini kalıtsal yolla (filogenetik) almış ve elde hazır çözümlerle hayata adım atmıştır. bu filogenetik kazanımlardan biri de derinlik algısıdır.

    deneyde, bebekler ile anneleri arasında camla kaplı fakat tümsek olarak gözüken bir engel vardır. bebekler cam materyalinin saydam fakat taşıyıcı olma özelliğinden habersizdiler ve bu yüzden onları çağıran annelerine ulaşmak için aşılması gereken tümseği geçemeyeceklerini içgüdüsel olarak öğrenmişlerdir. içgüdüsel ifadesinin kullanım sebebi bebeklerin bu engel karşısında herhangi bir duygu belirtisi
    göstermemesidir. insan bebeği üzerinde yapılan bu inceleme james gibson'ın hem eşi hem de çalışma arkadaşı olan eleanor tarafından yeni doğan keçi yavruları içinde uygulanmış ve ardından eleanor şu yorumu yapmıştır;

    " olanaklılıklar, memnuniyet ya da memnuniyetsizlik duygularının algısına bağlı değildir. olanaklılıklar, hayvanların tutum, hal ve hareketlerine ilişkin bir takım potansiyel faydalar içeren bilgilerdir. bir dağ keçisinin dik bir uçurumdan bakıp korktuğuna ya da herhangi bir çeşit duygu ile uyarıldığına şüphe ile bakıyorum; basitçe söylemek gerekirse, keçi adım atmıyor.(...) çoğu insan bir noktada yükseklikten çekinecektir, fakat bu korku büyük ihtimalle hareket kaslarına ait örüntülerin destek yüzeylerine uygun cevap geliştirmesi ile çok daha sonra ortaya çıkar"

    sonuç olarak visual cliff ile derinlik algısı arasındaki bağlantı şudur; gözlerimizin emrindeki kaslarımız bizim duygu durumlarımızın ötesinde bir etkinlikle, daha bebek iken, neyin derin olup olmadığı konusunda bilgiye sahiptir. daha fazla bilgi için benim olanaklılık teorisi olarak çevrilmesini uygun gördüğüm affordance theory'e bir göz atmanız gerekecek.

    mucka alecka.
  • gerçekte üç boyutlu olan varlık ve nesneler, gözün ağ tabakasına iki boyutlu düşer ancak yine üç boyutlu algılanır. paralel uzantıların kesişen noktalarının uzakta algılanması doğrusal perspektif denen derinlik ipucundan yararlanarak gerçekleşir. örneğin, tren raylarının giderek daralıyormuş gibi görünmesi.
hesabın var mı? giriş yap