25 entry daha
  • siki daşşagına denk hocalardır.
  • dershanenin ağır çalışma şartları altında ezilmiş, eğer özel ders verebileceği bir branşı yoksa* çok az kazanan öğretmenlerdir. bu kurumlardan birinde en rahat çalışan, hiçbir dershane patronuna tek kuruşunu kaptırmamış biri olarak söylüyorum ben bile çekilecek dert değil diyerek bıraktım bu işi.

    nedir bu zorluklar biraz bahsedeyim. bana sorarsanız en büyük handikap çalışma saatleri. çalışma saatinin fazlalığı değil anlatmaya çalıştığım* bu saatlerin tersliği en fenası. normal insanlardan farklı yapar sizi dershane, herkes çalışırken siz yatarsınız* herkes yatarken siz çalışırsınız*. bu sayede ne tatiliniz tatile benzer ne dinlenmeniz dinlenmeye. sizinle aynı sektörde çalışmayan arkadaşları geçtim ailenizin yüzüne hasret kalabilirsiniz. görüşmek için, birlikte bir şeyler yapmak için bir türlü ortak vakit bulunamaz. illa azmederseniz en azından hafta sonu akşamları bu arkadaşlarla vakit geçireyim diye, gözünüzü karartıp uyarsanız onlara sabaha karşı herkes evine yatmaya giderken siz bir çorbacıya ardından da iş yerinize gidersiniz. o gün sabah sekiz buçukta başlayıp akşam yedide biten 12 ders saatinden sonra eve gider pestil gibi yatar bir daha benzeri bir şey yapmamaya yemin edersiniz, belki yemin edemeden uyuya dalmışsınızdır bilemem. vardır efendim bunu çaresi tatiller ne güne duruyor diyebilirsiniz doğrudur, yılda en fazla bir ya da iki defa gerçekleşen resmi tatili bekleyip bayramlardaki kısıtlı zamanlarda ailenize ve arkadaşlarınıza vakit ayırabilirsiniz. bayram tatillerini öyle 9 gün birleştirmez dershane maalesef.

    bunun dışında anlatılacak çok fazla zorluk var ama herkes bahsetmiş az çok, düşük maaşlar, maaşın alınamaması, maaş günü acil paraya ihtiyacın var mı diye soran patron, sigortanın asgari ücret üzerinden yatması, çoğu yerde 360 gün sigorta yatırılmaması vs.

    işte bütün bunlar canıma tak ettirdi ve bıraktım bu sektörü. başka bir fırsat bulamasaydım bırakır mıydım hayır, mecbur olanlar hala çalışmaya devam ediyor ama kesinlikle şunu söyleyebilirim fırsatını bulan kaçıyor artık. işi bu hale getiren patronlarıma buradan selam eder, hafta sonunun yaklaştığının habercisi olan cumadan nefret etmeme sebep oldukları için teşekkürü bir borç bilirim. yeni yeni sevmeye başladım cumaları.
  • sayelerinde üniversiteyi kazandığım canım hocalarımdır. hem de ilk defa dershaneye gitmeme rağmen.
    yoksa derse yirmi dakika geç gelen, hayatında hiç test çözmemiş, sırtını milli eğitime dayadı diye ders anlatma zorunluluğu hissetmeyen hocalarla o iş epey zordu kimse kusura bakmasın.
    ha bok bi sistemdir orası tartışılmaz. babamın beni dershaneye gönderebilmek için çektiği zorluklar, dershane öğretmenlerinin kan çanağına dönmüş gözleri daha dün gibi aklımda.
  • okul hocalarından çok farklı, daha samimi olabileceğiniz hocalardır. 3 sene dershaneye gitmiş biri olarak* söyleyebileceğim şeylerden biri budur, onlarla iyi samimiyet kurabilmenizdir. bir hocadan çok arkadaşça bir ilişki kurabilir, dershane sonrasında bile görüşebilme imkanı sağlanabilmektedir. gerçi her dershanede böyle değildir mühtemeldir de benim gittiğim dershanelere bakarsak böyledir bence.

    (bkz: fen bilimleri)
    (bkz: birey dershanleri)
  • dogal seleksiyon nedeniyle ders anlatmakta ustalaşmış kişilerdir. rekabetsiz okul ortamında kendini akışa bırakmış 'bazı' okul öğretmenleri yirmi yılda bile becerilerini arttıramazken, dershane ögretmenleri daha ilk altı aylarında çok iyi ders anlatır hale gelirler.
13 entry daha
hesabın var mı? giriş yap