dersim katliamında atatürk'ün rolü
-
atatürkün en büyük suçu, senin gibilere bir vatan sunmasiydi.
sonuçta vatan hainliğinin cezası en fazla kınamak olmalıydı değil mi ?
(bkz: liboş)
(bkz: tatlısu solcusu) -
gelip burada "atatürk hayranıyım ama", diye başlayan salak salak entry kasacağına biraz araştırma yap sorduğun soruların cevabına ulaşmak hiç zor değil.
al bak ben sana güvenilir bir kaynak vereyim öğren, link
link2 -
murat bardakçı nerenin tarihçisiymiş de kim ciddiyet kazandırmış acaba?
şerh düşülsün:
"televizyon programcısı murat bardakçı'nın dediğine göre atatürk'ün haberi olmadan yapılamayan bık bık" -
bahçivan.
-
katliam? ne zamandan beri isyan bastırmak katliam oldu. devlet gerekeni yapmıştır.
-
(bkz: dersim tatsızlığı)
-
“ben sizin yalan ve hilelerinizle baş edemedim, bu bana dert oldu. ama ben de sizin önünüzde diz çökmedim, bu da size dert olsun.” (seyit riza)
buradaki atatürk ve seyit rıza düşmanları (isim verip rencide etmek istemiyorum) kendilerince bir kuyruk koparma operasyonu yapıp bu cepheyi zayıflatmak istiyorlar fakat o kuyruk kopmaz boşuna uğraşmayın.
atatürk'te bizimdir, seyit rıza da bizimdir. -
isyan bastırırken çoluk çocuk,yaşlı,hamile kadınları esir almışken,açık arazide kurşuna dizmek ne zamandan beri bastırmak oldu.bunu dünyanın neresine gidersen,neresinde yaparsan yap düpedüz katliamdır.
götünüze geldiği gibi yorumluyorsunuz.bugün çin doğu türkistanda yapsa kendinizi yırtarsınız,katliam yapılıyor diye.türkmen bölgelerde yapılsa yine yırtınırsınız katliam yapılıyor diye keza bugün suriyede elinde silah olmayan insanlar öldürülünce yine iki yüzlülüğünüz tutuyor ve yine bağırıyorsunuz katliam yapılıyor diye.ne farkı var o zamandan bu zamana değişen.amk ikiyüzlüleri. -
alevi kökenliyim. atatürk gözümün önünde babamı kesse ellerinden öperim.
başka kapıya. -
dersim tertelesi
dersim harekatı için 4 mayıs 1937 de bakanlar kurulu olarak toplanır ve “1937 yılında yapılan tunceli tenkil harekatına dair bakanlar kurulu kararı alınır.
“gayet gizlidir”
başvekalet kararlar müdürlüğü
sayı: son günlerde tunceli’de vukua gelen hadiselere dair raporlar 4.5.1937 tarihinde atatürk’ün ve mareşal’ın huzurları ile tetkik ve mütalaa edilerek aşağıdaki sonuca varılmıştır:
toplanan kuvvetlerle nazımiye, keçizeken (aşağı bor), sin, karaoğlan hattına kadar,şedit ve müessir bir taarruz hareketi ile varılacaktır. bu defa isyan etmiş mıntıkadaki halk toplanıp başka yere nakil olunacaktır. ve bu toplama ameliyesi de köylere baskın edilerek hem silah toplanacak, hem bu suretle elde edilenler nakledilecektir. şimdilik(2000)kişinin nakli tertibatı hükümetçe ele alınmıştır.
mülahaza:
sadece taarruz hareketiyle ilerlemekle iktifa ettikçe isyan ocakları daimi olarak yerinde bırakılmış olur.bunun içindir ki, silah kullanmış olanları ve kullananları yerinde ve sonuna kadar zarar vermeyecek hale getirmek, köyleri kamilen tahrip etmek ve aileleri uzaklaştırmak lüzumlu görülmüştür.
not: malatya’dan ve ankara’dan gönderilen kuvvetlerin cepheye vasıl olmaları ve cephedeki kuvvetlerin ufak tefek talimleri ve istirahatları ve bundan başka diyarbakır’dan gelecek taburun tavzifi, bütün bunlar düşünülerek bir hafta sonra yani 12 mayısta ileri harekete başlanabileceği anlaşılmaktadır.
not: paraya acımaksızın içlerinden çok adam kazanıp kullanmaya çalışmak lazımdır. aslı gibidir”
karar bu şekilde. lakin öncülüne de bakmak gerekir. dersim katliamı zannedildiği/edilmek istendiği gibi 1937 isyanından menkul değildir. dersim iskan projesi (bölge halkının tahliye edilip, bu yerin tamamen insansızlaştırılması) ilk kez 1927’de gündeme gelmiş, 1929’da mecliste tartışılmıştır. bölgeye gönderilen heyetlerin raporları okunmuş ve özetle;
“bu bölgeye gidilip yerleşik halkın kürtleşmiş, özünde türk olan insanlardan oluştuğu, türkçe dışında diller konuştuğu, farklı dinlere inandıkları, yasalara direnç gösterdikleri, mütemadiyen barbar medeniyetten uzak kendi başlarına bir hayat sürdükleri tespit olunmuştur. bu barbar halkın ivedilikle türk ve müslüman vatandaşların yaşadığı illere iskan edilip türklükleri hatırlatılmalı, ıslah edilmelidir.” şeklinde kanaat belirtilip tüm meclisce makul bulunmuştur.
tabii meclisteki dersimli vekil veya brokratlar durumu bölgenin önde gelen şahıslarına ufukta sürgün olduğunu haber vermeleriyle olaylar başlamıştır.
neye mal olmuştur?
karşılıklı çatışmalar, aşiretlerin devlete karşı direnci, yerel halkın bu aşiret büyüklerine olan ruhani bağlılığı, devletin kararlı tavrı büyük bir katliama dönüşmüştür. yüzlerce sivil toplu katliamlarda can vermiş, onlarca kişi ifadesi bile alınmadan hiç mahkemeye çıkarılmadan infaz edilmiş, aileler hiç bilmedikleri şehirlere zorla hapsedilmiştir. haneler çekirdek sayıya düşürülüp örneğin bir dede iki oğul ve onların eşleri çocukları bile ayrı ilçelere dağıtılmış, birbirini görmesi vali/komutan iznine tabi olmuştur. bu şekilde yüzlerce birinci derece yakın akraba birbirini kaybetmiştir. yetim kalan yüzlerce kız çocuğu türk subaylara besleme verilmiştir. hatta rivayete göre kenan evren’in karısı da bu beslemelerden biridir! daha neler neler...
neyse hülasa “atatürk yapmaz öyle şey, hayin nankör, devlet verdi sana daha ne” sığlığında tarihi yorumlayamazsın. önce tabularını kenara koyup objektif olmayı öğreneceksin.
kimse, hiç bir değer tartışılmaz değildir.
atatürk ayrı, mustafa kemal ayrı yer tutar cumhuriyet tarihinde ki; zaten kızılbaşlar da bunun bilincindedir ve bu bilinçle buralarda “omo siz hoyündünüz” diye carlayanlardan fazla sahip çıkarlar ona. partisine. devrimlerine.
çünkü bilirler ki en kötü ateist diktatör, en iyi sunni/dinci iktidardan iyidir. bilirler ki hayatta kalmalarının tek teminatı laikliktir ve kendilerini asimile eden zihniyete rağmen şu paradoksu sineye çekip tek kurtuluşlarına sarılırlar umutla.
edit: (bkz: iki tutam saç dersim'in kayıp kızları)
(bkz: hay way zaman)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap