• emin fındıkoğlu'nun başarılı müzisyenlerden oluşan 10 kişilik orkestra topluluğu..

    (bkz: ukte diye söylüyorum)
  • 1960'lı yıllarda bu soğuk savaş teranesi sırasında akademik kurullarca sıkça kullanılan bir terim.bloklararası ilişkilerde , devletlerin birbirine yaklaşması , statükonun yumuşaması.sıkılığın gevşemesi durumu..
  • (bkz: détente)
  • yumusama anlamına gelir. ayrıca soguk savas döneminde 1970 - 1990 arası döneme kadar geçen iki kutuplu sistemde abd ve sscb'nin yaptıkları antlaşmalarla başlayan yumusama sürecini ifade eder.
  • soğuk savaş döneminde, abd ve sovyetler birliği arasındaki tansiyonun düşürülmesi, ilişkilerin normalleştirilmesi amacıyla atılan adımlar. bu adımlara göre,

    * iki taraf da tansiyonu düşürmek amacıyla adımlar atacaktı.
    * nükleer silahların test edilmesi yasaklanacaktı.
    * büyüyen ve iki taraf içinde tehlike arz eden çin'e karşı ortak hareket edilecekti.
    * sovyetler artan askeri harcamalarını düşürmek ve ekonomisini geliştirmek amacıyla, abd'den ve avrupa devletlerinden teknik ve finansal yardım istedi.
    * vietnam hususunda abd ile modus vivendi sağlandı.

    her ne kadar detente, iki süper gücün soğuk savaşı bitirmesi için yakaladığı büyük bir fırsat olsa da, iki tarafında arasında cereyan etmiş bazı yanlış anlaşılmalar oluştu. mesela, abd, detente'nin sovyetler birliği'nin etki alanını daraltacağını ve çevre bölgelerdeki etkisini azaltacağını umdu. aynı zamanda, sovyetler ise, amerika ve avrupa ile yaşadığı ilişkilerde gevşeme olacağını, politik rekabetin azalacağını zannetti lakin böyle olmadı.

    diğer yandan, amerika, sovyetler birliği ile olan ilişkilerindeki yumuşamayla, aslında avantajdan çok dezavantajlar ile yüzleştiğini farketti. zira, detente abd'den çok sscb'nin işine yaramıştı. ayrıca, amerika'nın zaten çin ile iyi ilişkiler kurması, senato'nun salt 2 silah anlaşmasını onaylamaması ve sovyetlerin umduğu teknik ve finansal yardımları alamaması, detente'nin başarısız olmasına yol açmıştır.

    fakat avrupa açısından büyük kar getiren bu yumuşama, helsinki sürecine doğru ilerlemiş, avrupa güvenlik ve işbirliği konferansı'nın düzenlenmesine nail olmuştur.
  • siyasal gerginliğin ortadan kaldırılması politikası.
  • abd ve sscb'nin doğrudan ya da dolaylı yardımda bulunduğu ülkelerin gerginleşmesine neden olan "yumuşama". "ay benim mig'im gelmezse, vay benim füze tanıma sistemim iyileştirilmezse.." diye ortalarda dolaşan üçüncü dünya diktatörlerinin türemesine neden olan politika.*
  • nişanyan'dan öğreniyoruz ki ingilizce detente "soğuk savaş döneminde bloklararası yumuşama politikasına verilen ad" anlamına gelip, fransızca détente yani gevşeme, gerilim düşmesi sözcüğünden gelmeymiş. bu sözcük fransızca détendre de latince aynı anlama gelen detendere fiilinden evrilmiş. latince tendere, tens (germek) fiilinden de- olumsuz önekiyle türetilmiş.

    (bkz: dedantör)
  • 1971-1975 dönemini kapsamaz, adı geçen dönem olsa olsa soğuk savaş'taki yumuşama sürecinin, zirve toplantılarını ve bu toplantılarda sağlanan uzlaşmanın anlaşmalarla garanti altına alındığı dönemi olabilir.

    yumuşama denilen süreç dört senelik bir zaman aralığını değil stalin'in ölümü sonrası değişen sovyet politikası'ndan küba füze krizi'ne, nükleer dehşet dengesi'ne ve 1960'larda hem batı bloğu'nun hem de doğu bloğu'nun birbirlerine karşı bakış ve tutumlarındaki değişimi ifade eder.

    yumuşamanın temel nedeni sovyetler birliği'nin ekonomisini canlandırma isteği falan değildir. temel sebep nükleer silahların ateşlendiği bir savaşın kazananının olmamasıdır (bkz: mutual assured destruction). sovyetler, ekonomik nedenlerle yumuşamaya olumlu yaklaşmıştır ancak bu yumuşamanın tali nedenlerinden biridir. ekonomik nedenlerle sscb yumuşamayı benimsedi demek başka bir şeydir, yumuşamanın sebebi olarak bunu ileri sürmek başka bir şeydir.

    stalin'in 1953'teki ölümüne kadar sscb'nin dış politikası batı bloğu'nun bir gün mutlaka kendisine saldıracağı ve sscb'yi ortadan kaldırmaya çalışacağı varsayımı/şüphesi üzerine kuruludur. zaten soğuk savaş denilen nane de iki süper gücün birbirine şüphe ile yaklaşmasından başka bir şey değildir. sscb, stalin'in güce dayalı yaklaşımı ile naziler'in çekilmesiyle işgal ettiği doğu avrupa'daki ülkelerde 1945-1947 arasında kendisine bağımlı sosyalist rejimler kurmayı başardı. bunu yapmaktaki amacı batı ile arasında tampon oluşturmak, dünyada kendi sistemine yakın devletlerin sayısını artırarak kendine müttefikler yaratmak arzusuydu. (bkz: dünya devrimi) 'nden (bkz: tek ülke sosyalizm) 'ne.

    (bkz: berlin bunalımı)

    sscb'nin 1949'da stalin'in güce dayalı politikasına uygun olarak atom bombasına sahip olması ile soğuk savaş nükleer silahlanma yarışına döndü.

    stalin'in 1953'te ölümüyle yerine geçen nikita kruşçev, sscb'ye saldırıp varlığına son verecek batı yaklaşımı yerine (bkz: barış içinde bir arada yaşama) prensibini benimsedi. abd'ye resmi bir ziyaret yaparak da bu politikasında ne kadar ciddi olduğunu gösterdi. abd başkanı'nın yapacağı iade-i ziyaretten az önce tatsız bir hadise oldu ve sovyetler 1 mayıs 1960'ta hava sahalarında istihbarat toplayan u-2 uçağını vurdu, pilotunu sağ ele geçirdi.

    işte bundan sonra sscb de abd'ye yaklaşımını değiştirdi ve küba'ya füze rampaları kurmaya başladı. (bkz: küba füze krizi)

    söz konusu kriz sırasında, bölgesel ya da topyekün bir nükleer savaşa ramak kalması, iki süper güce nükleer savaşta kazanan olmadığını anımsattı. (bkz: mutual assured destruction) (bkz: second strike capability)

    1962'den itibaren iki blok arasında diyalog ve işbirliğine yönelik anlaşmalar bu krizin ardından hayata geçmeye başladı.

    iki ülkenin devlet başkanı arasında kırmızı telefon hattı kuruldu, nükleer denemeleri kısıtlayan anlaşmalar imzalandı. yukarıda da değinildiği gibi avrupa güvenlik ve işbirliği konferansı toplandı ve sonucunda agit kuruldu. bütün bu güven artırıcı adımlar hem nükleer savaş tehlikesini azalttı hem de soğuk savaş'a bir yumuşama getirdi.

    iki süper gücün devlet başkanlarının yaptıkları düzenli zirvelerin sonucunda da 1975 helsinki nihai senedi imzalanarak yumuşama resmiyete döküldü. batı bloğu bu anlaşmanın ardından insan hakları konusunu doğu bloğu aleyhinde kullanma fırsatını bulmuş, 1980'lerde tırmanan ekonomik sorunlar ve demokratik talepler, sscb'nin varlığını ancak 15 yıl daha sürdürebilmesine izin vermiştir.

    peki yumuşama dönemi güllük gülistanlık bir dönem midir ? elbette hayır. sovyetler 1968'de tanklarıyla çekoslovakya'ya dalmış (bkz: prag baharı), amerika vietnam'da batağa saplanmıştır (bkz: vietnam savaşı). ancak her iki taraf da bölgesel çatışma yahut savaşların topyekün bir nükleer savaşa dönüşmesinden doğal olarak çekinmiş ve adımlarını buna göre atmıştır.

    yumuşama/detant denilen süreç en basit anlatımıyla budur.

    daha ayrıntılı bilgi arayanlar fahir armaoğlu'nun "20.yy dünya siyasi tarihi", oral sander'in "siyasi tarih 1918-1994" kitaplarını okuyabilirler.

    cnn'in cold war belgeselinin yumuşama sürecini anlatan bölümü.
  • türkiye'nin şu anda uyguladığı dış politika. geç kalmadık mı biraz?
hesabın var mı? giriş yap