• ihtişamıyla insanı büyüleyen, nefesini kesen bir film. şahsımca 22. ist. film fest.'in en üste duran filmi.
    bollywood'un en çok para harcanarak çekilmiş filmi ayrıca. ancak ilk planından (ki 5 dakikaya yakın bir tek planla başlıyor film) sonuna kadar gerçek bir görsel ve işitsel şölen. filmin başında filmi daha önce gördüğünüz etkileyici görselliğe sahip filmlerle karşılaştırıyorsunuz (capola nın dracula sı mesela). ancak belli bir yerden sona buna da gerek duymuyorsunuz. müzikler ve danslar zaten inanılmaz. sanat yönetmenliğinin ne kadar önemli bir faktör olabileceğini kanıtlıyor film ayrıca. sinema büyüsü diye bir şey varsa, bu filmde iliklerinize kadar hissediyorsunuz bunu. yönetmenin bir arka plan ışığını hareket etirerek nasıl bir etki yakalayabildiğine inanamıyorsunuz. böyle bir filmin nasıl başarıldığını gördükten sonra bollywood'a saygı duymadan duramıyor insan.
    bunun ötesinde senaryo tabi ki bollywod senaryosu. bir çok zaman aşırı içli olay anlatımı ve ağdalı replikler var filmde. arada kast sistemi ve bir çok sosyal duruma el atmış olsa da, genelinde, sinemayı senaryo takibinden ibaret sanan bir çok izleyicisine 'ne bu ya' da dedirtebilir. ancak bırakın senaryoyu bir kenara, çünkü filmin ihtişamından altyazıları takip edemiyor zaten insan. şaşırtıcı olan ise şu, benzer bi şekilde geçmişi olmayan adam filmini 'meydan okurcasına' artık cılkı çıkmış bir senaryo üzerine kuran aki kourismaki'ye (ki kendisine de büyük saygı duyarız) gösterilen müsamaha, bir şekilde devdas'tan esirgeniyor bazıları tarafından. sanırım biz daha uzn süre bizim batımızdan gelen herşeyi cool kabul edip doğumuzdan çıkan değerleri de küçümseyecek ve ucuz göreceğiz. yazık.
    neyse, sonuçta bir sinema seyircisi olarak, bana kendimi en özel hissetiren filmlerdendi. 'bu kadarına layık değilim' demek istedim film sırasında. 'iyi film nedir' sorusunn en net cevabını sanırım devdas verdi bu festivalde.
  • 2002 yapimi bir bollywood saheseri. altyazisiz seyretmeme ragmen, yirmili yillarda gectigini, zengin batili ailenin, ogullarinin daha az zengin ve pek hintli kizla evlenmesine karsi ciktiklarini, kizin baska adama everildigini, oglanin alkolik oldugunu, arada ona asik olan bir cariye oldugunu, cariyenin pezevenginin cok kotu bi adam oldugunu, oglanin babasiyla agir problemleri bulundugunu falan filan anladim. damardan melodram yani. 3 saate yakin suruyor, bir de kirmizi fon uzerine 'intermission' yazisiyla duyurulan bir de arasi var. esas oglan shakrukh khan, esas kiz ise aishwarya rai. ikinci yarida esas kizla cariyenin beraber yaptiklari bir dans numarasi var ki, ufff, en super hollywood muzikali bu kadar olmaz. enfes, enfes!!! ilaveten, simdiye kadarki en pahali bollywood yapimi oldugu soylenmekte, ve paranin ciddi bir bolumunun harcandigi belli olan setleri anmadan gecmemek gerekir inancindayim. kostumler de cabasi, muzikler de pek basarili. yalniz ortada muzik/dans sahnelerinin cok azaldigi bir saate yakin bir sure var, o olmamis.
  • kan emici patronlar için gece gündüz çalıştığım hayatımın kölelik dönemiydi.
    film festivaline, 21:30 seansına bilet alırdık; ama patronlar için o saate kadar çalışmak bile yetmezdi bazen, filmler kaçardı.

    devdas da bir çarşamba günüydü yanılmıyorsam, yine 21:30 seansı filmiydi. ve işlerin gidişatına göre kaçacak gibi görünüyordu.
    o gün yalnız bişi dürttü beni ve "sekirem işini de gücünü de, atarlarsa atsınlar işten" diyerek bir işi yarıda bırakıp koştura koştura atla sinemasına yetişmiştim.
    ha işten atılmadım, ama atılsam da değerdi devdas için.

    o büyük sahnede, o filmi baştan sonra izlemek çok büyük bir deneyimdi.
    şimdi arasıra evde perdede izliyorum, ama aynı keyfi alamıyorum tabi ki.

    sinemada ilginç bir deneyim de şu olmuştu:
    film uzun olduğu için iki tane ara vardı.
    bu aralarda da filmin izleyicileri arasında ciddi gerilim yaşandı.
    zira bir grup yavşak, "eki eki hint filmi de ne geyikmiş" diye kıkırdarken,
    bir başka bölüm de filmi salya sümük gözyaşları içinde izliyordu.
    ve doğal olarak bu ikini grup ilkine dalıyordu neredeyse aralarda.
  • filmin tam ortasinda hintli turkan soray annenin * melodramin birinci perdesini ben ve kizim oynadik ikincisini sen ve oglun oynayacaksin diyerek devdas'in annesine agir cevabini verdigi (ve filmin ikinci perdesini ozetledigi; hollywood uc perdeyse bollywood kac bilmem perde diil mi), her karesi goz kamastiran, el attigi sosyal meselelerle de melodramin hakkini sonuna kadar veren uc saatlik ayin.

    "genelevlerin kapisina da yagmur yagar diil mi, doga ayrimcilik yapmiyorsa biz neden yapiyoruz?"
  • hikayenin romantizmini bir kenara bırakırsam şöyle bir özetini yapacağım filmdir:

    "bir yanında aishwarya rai, öbür yanında madhuri dixit gibi cennetten çıkma güzelliğe sahip olan iki meleği heba etmiş, kafasız bir adamın trajedisi."
  • asla baskalariyla izlemeyecegim tek hint filmi. zira "eh benim devdas'im gelmis bi oturup izliym" diyerek basladigim her 3 saatin sonunda, sanki kendi ailemden biri olmus gibi hungur hungur agliyorum gozlerim pof pof oluyo..
    bu bahsettigim 2002 yapimi sanjay leela bhansali'nin yonettigi devdas. turkiye'deki hint filmi severler arasinda en cok bilineni de bu sanirim.
    aslen bengal'li bi yazar olan sarat chandra chattopadhyay'in cok meshur bir romani olan devdas, her cekecek senaryo bulamayanin "devdas cekelim yahu tutuyor nasilsa" diyerek film yaptigi bir hikayeye benziyor zira 1928'den beri 9 kez filme cekilmis. en meshur olanlari dilip kumar'in devdas'i oynadigi 1955 cevrimi ile shahrukh khan'li 2002 cevrimi. 2002 yapimi olan, cekildigi sene, o zamana kadar yapilmis en pahali hint filmi unvanini almis.

    --- spoiler ---

    bir karakter olarak devdas, ne yazik ki zayif bir adamdir, babasinin kararina karsi koyamadigi icin, zamaninda sahip cikamadigi icin paro'yu kaybetmeye dayanamaz, daha once hic icmedigi halde kisa zamanda alkolik olur, etrafindaki herkesi kaybeder, kendisini tum benligiyle, karsilik beklemeden seven chandramukhi'nin sevgisine karsilik veremez, tek dusundugu, tek yasadigi sey paro'nun hayali olur.. paro'nun guclu karakteri karsisinda bi nevi ezilir devdas. seyirci olarak kizariz ona, ama zamanla dustugu kaybolmusluk o kadar canini acitir ki seyircinin, devdas sonunda, soz verdigi gibi paro'nun kapisinda son nefesini verdiginde biliriz ki sonunda bitmistir devdas'in acisi, bu yuzden cok yogundur bu hikayenin sonunun verdigi huzun.

    --- spoiler ---
  • şarkılarını dönüp dönüp tekrar dinlediğim müthiş film.
    maar dala, bairi piya, chalak chalak favorilerim ama madhuri ve aishwarya 'nın dola re dola şarkısı da defalarca izlenebilir dinlenebilir.

    tabi bu filmde benim için asıl mesele shahrukh khan, kendisiyle ilgili çok çeşitli duygular beslemekteyim ama yeri değil. karizmasının yine en üst seviyelerde dolandığı filmlerden biri.
    chalak chalak şarkısında garip garip dans ettiği sarhoş halleri bile çok tatlıydı.

    gönül isterdi ki chandramukhi ile evlenip mutlu olsunlar. ben chandramukhi'yi daha çok sevdim sanırım bu madhuri dixit gibi bir kadının canladırmasıyla alakalı.

    bu arada shahrukh kralsın..
  • altyazili izleyince pek acikli olan, dans sahnelerinin muhtesemligine bir de sarki sozlerinin siirselligi katilan film. nerde benim mendilim?
  • seyrettigim en gorkemli bollywood filmi. unlu bir romandan uyarlanmis film ve aslinda ilk uyarlama da degil ama herhalde en basarilisi en azindan en pahalisi. sarkilar ve danslar cok iyi hakikaten. film zaman zaman cok dramatiklesmiyor degil ama genel olarak zevkle izlenebilir.
  • en ruhsuz adamı bile bakın kadın değil özellikle adam diyorum,ağlatan filmdir.o nasıl şarkılar o nasıl güzel oyunculuklar,o nasıl muhteşem bir senaryo ve işte efsane film.izlemeyem bir adım geri gitsin çünkü dünya harilkası bir filmi kaçırıyor demektir.dünya klasiklerindendir.
hesabın var mı? giriş yap