• babasına baş kaldıran bir çocuğun, hüzünlü, platonik aşk hikayesi. ortamlarda şeytanlarla insanların savaşı deriz, kim bilecek.*
  • 9. bölüm sonunda bitirseler hakikaten efsane olabilirmiş.
    ama işte animelerin her şeyi açıklama hastalığını tedavi etmek zor, açıklamışlar kendilerince hikayeyi.
  • yazıldığı kadar derin bi hikayesi olmayan fakat bütün şarkıları muazzam olan animedir. hentai de olabilir.
    night hawk
    buddy,ryo ‘late night illegal speeding’
    judgement
    son ve izlemeye başlama sebebim

    allahım sana geliyorum

    1 buçuk yıl sonra gelen edit: hala bu şaheserler nasıl spotify'da olmaz aq
  • bazılarının aksine beni çok etkileyen bir anime oldu. ayrıca neredeyse herkesin belirtmiş olduğu üzere, müzikleri çok iyidir. temel olarak şeytanlar ve bir de kalplerinin şeytanlar tarafından ele geçirilmesine müsade etmeyen, "devilman" adıyla anılan yarı-insanları konu ediniyor. tabii bir de gerçek şeytanlar olan insanları. zira, her türlü pislik, acımasızlık bizim doğamızda ve ikiyüzlülüğümüzde barınmakta. spoilerlı eleştirilere geçecek olursak da;

    --- spoiler ---

    bence ryo karakteri bildiğimiz şeytan, yani satan'dan ziyade, onun önceki tasvirlerinden, ışık getiren olarak da anılan samael'i temsil ediyor. bu bağlamda iyi bir figür olarak ortaya çıkan şeytan, tanrının dayatması dolayısıyla kötülüğe itiliyor. içerisine intikam tohumları ekiliyor anlayacağınız. benim bu bağlantıyı kurmamın sebebi ise, son bölümde farkedildiği üzere tanrı, akira üzerinden en büyük acıyı yaşatıyor ona. ve o ne kadar var olmak için çabalasa da, tanrı buna asla izin vermiyor. içerisine dahil olduğu döngü ise onun ebedi cezası gibi.

    --- spoiler ---

    ayrıca, şu müziğin güzelliği, kullanıldığı noktada gerçekten çok etkili.
  • finaliyle allak bullak eden, böğüre taş oturtan, içine işleyen, kahırlık anime. bir de o crybaby çalmıyor mı arka planda. yıkıldım resmen ya.
    bir de inceleme çektim hakkında. merak edenler için;
    https://youtu.be/kgjyefvhvgg
  • insan bu animeyi izledikten sonra ister istemez günümüzün modern dünyasına bakarak nasıl da kendi yıkımını kendisi hazırladığını ama o lanet olası egosu ve kibri yüzünden hakikatleri göz ardı ederek bu güzelim dünyayı şeytanın bile akılına gelmeyecek şekilde yok ettiği gerçeğini bu anime yüzümüze tokat gibi vuruyor.

    lise yıllarında ovasını izleyip o zaman ki bilgi birikimi ve sahip olduğum kültür seviyesinden dolayı bana pek bir şey ifade etmeyen bu anime yıllar sonra netflix uyarlamasını izledikten sonra anime ve manga kültürünün nasıl da popüler kültür medya araçlarına nazaran, anlatmak istediği şeyi izleyiciye daha estetik ve sanatsal olarak sunabiliyor. demek istediğim bu güzide adaptasyon serisini alt metnine baktığımız zaman felsefi yönden günümüzün sosyal düzeni hakkında ve insan psikosunun nasılda kırılgan bir yapıya sahip olduğunun eleştirisini, alışılagelmemiş evrensel hakikatları gün yüzüne çıkararak insan üzerinde şok etkisi oluşturuyor. amacı ise insanın içinde bulunduğu aydınlık karanlıktan çıkarak, evrene olan bakış açısını etkileyici ve bir o kadar da şiddetli bir şekilde psikolojisini silkeyerek kendisine gelmesini ve gerçek koşulsuz sevgiye yani kendi yaratılış özüne dönmesi anime bir nevi insanı evangelion animesi tarzında pataklayarak yola getirmeye çalışıyor. zaten satan'ın da varlığının mücadelesi de buydu tüm seri boyunca anlatılmak istenen.

    izleyicinin en çok aklını karıştıran son bölümünün son dakikasında anlatılmak istenen sahne ile yapımcılar bize ne gibi bir mesaj vermeye çalıştı sembolik olarak biraz ona değinmek istiyorum spoiler kısvesi altında:

    --- spoiler ---

    bir yapıt okur veya izlerken genellikle dikkat dağınıklığı olan kişiler bir serinin başında, ortasında ve sonunda verilen sembolik göndermeleri gözden kaçırabilirler. devilman'ın son sahnesinde ve çoğumuzun aklını kurcalayan soru olan neden dünyanın etrafında iki ay oluştuğu sorunsalıdır.

    aslında uzun uzun yazarakta açıklanabilecek bu sorunun gayet basit bir cevabı var. her ne kadar herkes serinin kötü son ile bittiğini düşünse de ben tam tersine satan'ın tekammül sürecini akira'nın hayatına girmesiyle birlikte en üst seviyeye çıkarak tekrar cennete geri döndüğüne, yani satan serideki adıyla ryo'nun yüksek mertebeli bir varlık olarak, tanrının var oluş amacı olan koşulsuz sevginin içinde filizlenmesi ve empati duygularını kazanarak tekrar bilinç olarak yükselişine tanık oluyoruz bu son sahnede.

    insanların tüm zorluklar ile aradığı cevaplar aslında güpe gündüz tüm çıplaklıyla gözleri önündedir. bu serinin yaratıcısı olan masaaki yuasa'nin pekte sevdiği bir şeydir sembolik ayrıntılar ile asıl anlatmak istediği temayı izleyicinin önüne sunmak. eğer son bölümü izledikten sonra ya da seriyi ikinci izleyişinizde ilk bölümdeki özellikle açılış sahnesindeki ryo'nun dünyaya gönderildiği sahnelere dikkat edin. bembeyaz bir ortam ve iki el göğe yükselerek bir şeye ulaşmak istiyor ama bunu takip eden sahnelerden sonra ryo'nun cennetten kovularak nasıl da ilk kez dünyaya sürgün edildiğini görüyoruz. ryo'nun gözlerinden dünyaya bakarsanız dünyanın etrafında bir tane bile ay olmadığını görürsünüz. işte bu ryo'nun dünyaya ilk geldiği zaman ve insan ırkının yer yüzünde olmadığı günler.

    işte bu zamanlarda dünyada sırf ham ve saf duygularıyla hareket şeytanlar yaşıyor ve ryo bir süre sonra onların bu basit doğalarından etkinelerek onlara şefkat duyguları beslemeye başlıyor. ryo cennette iken sadece tanrıya hizmet etmekle görevli bir melek ama incil'de yaratılışta anlatılan klasik hikaye ile tanrıya olan baş kaldırışından sonra dünyaya sürgün ediliyor. yani burada yavaş yavaş ve aşama aşama ryo'nun tekamül sürecine tanıklık ediyoruz ona tanrı tarafından programlanan bir ruhsal eğitim programında. ilk olarak şeytanlara olan sevgisi, onları anlamaya ve bu noktada bu benim teorim olacak ama "amon" denilen, şeytanların tekamül ve ruhsal olarak gelişmiş en yüce gönüllü şeytanı ile bir bağ kuruyor ryo/satan ama tam ryo sevgiyi ve yani kendinden seviye olarak düşük canlı varlıkları sevmeye başladığı zaman tanrı bu noktada araya girerek ryo'nun yaşadığı bu periyodu çok değer verdiği amon ile birlikte elinden alıyor. zaten bu sahnelerde ryo yani satan'ın şeytan orduları ile birlikte belki de amon ile omuz omuza tanrının ordularıyla savaşıyor. ve anime boyunca ryo'nun amon'a olan özlemi ve akira'ya amon artık uyan diye hitap etmesi de belki bilinç altında önceki bu yaşamında ona/amon'a olan özleminden kaynaklanıyordur. neyse iki orduların savaşında gördüğümüz üzere tanrının orduları dünyayı yok ederek , dünyadan ayrılıyorlar ve sonra tekrardan dünyanın kendi yer çekiminin etrafında dönmesi sonucu tekrardan eski halini aldığını görüyoruz ama o da ne? ryo ilk dünyaya sürgün edildiğinde ay yoktu ama sevgi denilen duyguyu tattıktan sonra bu sevgi tanrı tarafından elinden alınarak dünya ile birlikte onu yok etti ve dünya tekrar oluştuğunda bu sefere etrafında ay ile birlikte meydana geldi. yani buradan şu çıkarımı yapabiliriz. ryo'nun tekardan tanrı tarafından yenilgiye uğratılması, onun tanrı tarafından dünyada sürgün olarak sonsuz azabı ay şeklide bir sembol olarak karşımıza çıkıyor. kısaca ryo amon ile ilk kez dünyada ilk olarak sürgüne gönderildiği dönemde tanışıyor. time loop olarak düşünebiliriz animeyi ama ryo'nun ruhsal dönüşümü olarak konuya yaklaşmak daha mantıklı olacaktır. yani bu noktada anime kötü son olarak bitiyor satan için.

    buraya kadar aklı karışanlar için hemen kısa özet geçelim: bu dünyanın ilk hali. yani ryo'nun dünyaya sürgün edilmeden önceki hali. daha sonra ryo ruhsal olarak gelişmeye başlayınca tanrı tekrar geri gelerek ryo'yu cezalandırıyor. cezalandırmayı da şu şekilde açıklayabiliriz. hepimiz bu dünyaya gelme amacımız sevgiyi en yüksek mertebede aramak yani tanrı sevgisi sevgilerin en yüksek mertebesi. kamil seviyesine ulaşmakta herşeyi koşulsuz olarak sevmekten geçer. ryo'da tam da kendinden seviye olan varlıkları sevmeye başladığında, bu sevgisi amon ile tanıştığında daha da çok pekiştiği zaman tanrı araya girerek onun ruhsal gelişimi hızlandırmak amacıyla onu sevdiklerini elinden alarak cezalandırıyor ve dünyayı yok ediyor. bu da dünyanın yok olup tekrar iyileşip üzerinde insan ırkının yaşamaya başladığı zamanki hali.

    işte bu zamanlarda ryo tekrar dünyaya reankarne oluyor. açılış sahnesinde ryo bembeyaz bir ortamda yani cennetteyken hayata gözlerini açıyor ve ona uzanan eller tanrının eli oluyor ama dünyaya gelip yok olduktan sonra ve tekrar reankerne olurken bulunduğu ortam ise tamamen kapkaranlık. işte her şeyden tamamen umudu kestiği ışığın olmadığı tam bu anda ona uzanan eller bir insan eli oluyor. yani akira'nın elleri.

    akira ilk bölümde ryo'ya aslında sen de ağlıyorsun demek istediğinde aslında tam da satan'ın duygusuz olmadığından bahsediyordu. melekler yaratılış olarak insani duygulara sahip olmayan sadece tanrıya hizmet etmekle görevli varlıklar. ryo cennetten kovulduğunda insanı bir alt tabaka olarak gördü. kendisinden aşağı bir varlık olarak gördü ve tanrının insana olan sevgisi onu ruhunda önceden sahip olmadığı kıskançlık duygusunu uyandırdı. tanrı ona her şeyi koşulsuz sevmesini istedi ama o bunu red ederek dünyaya sürgün edildi. artık tamamen yanlış başına kaldığında dünyada yavaş yavaş başka canlıların varlığının kıymetini anlamaya başladı. ilk arkadaşı amon'du bir şeytandı. ama tanrı ona bir ders vermek istedi. en sevdiği kişiyi dünyayı yok etme pahasına onu elinden aldı. tekrar dirildi bu sefer akira vardı karşısında. akira herkesi koşulsuz seven ve empati duygularının tavan yaptığı biricik arkadaşıydı. akira sende ağlıyorsun dedi ryo'ya çünkü ryo her şey geç olana kadar asıl duygularının farkına varamadı. tüm varlığı ve bu evreni koşulsuz sevmenin her şeyin kurtarıcısı olduğunun farkına varmaya başladığında artık her şey çok geçti onun için çünkü artık akira yanında yoktu. akira sende ağlıyorsun dediğinde reankarne olmadan önceki bencil ve egoistik hayatının yarattığı azabı için ağlıyordu. amon ve onun içinde bulunduğu dünya yok olduğu için ağlıyordu ama göz yaşları dökemedi. asıl göz yaşlarını dökmeye başladığında onun için her şeyden değerli olan amon'un da insan olarak akira'nın içinde gördüğü o sevgili arkadaşını öldürdüğünde asıl satan tüm yaratılış amacının farkına vardı. bu onun için trajik bir son da olsa aslında mutlu bir sondu.

    tanrının orduları dünyaya inip dünyayı yok ettiği zaman animenin sonunda iki ay ile karşılaşıyoruz. güzel haber belki ryo tekrar bu yeni dünyaya reankarne olduğu zaman üçüncü bir yıkımı görmeyecek. artık kalbi acıyan, empati duyan, sevginin ne demek olduğunu bilen ve o hor gördüğü şeytanları ve insanları artık koşulsuz sevebilen bir satan. tekamül seviyesinde kamil insan seviyesine ulaşmış bir varlık benim için ryo animenin sonunda. tüm bu dünyanın yok oluşu ve tüm hayat döngülerinin sırf yeniden başlaması tanrının ona duyduğu koşulsuz sevgisinden kaynaklanıyor. burada sorguladığımız şey tanrının asıl gerçekleri sevdiği kişilere büyük acılar deneyimleyerek bu seviyeye ulaştırması. zaten yüksek mertebeye ulaşan ve tanrı tarafından sevilen kişilerin hayatlarına baktığımız zaman örneğin peygamberlerin hayatı, böyle kişilerin hayatlarının azablarla, adil olmayan olaylar ve eşitsizlik, mutsuzluk ve üzüntülerle dolu olduğunu görürüz. tüm varlıklara da asıl sevgiye ulaşmasını sağlayan da bu acı deneyimlerdir ve ryo bu deneyimi bu animede de gördüğümüz üzere en şiddetli ve yoğun bir şekilde deneyimliyor.

    olaya şu açıdan da bakabiliriz aslında. burada bize anlatılmak istenen şeyi masaaki yuasa bu anime sayesinde çok güzel bir şekilde sembolize ediyor. satan dahil tüm melekler tanrı katında hissiz ve duyguları nasırlaşmış varlıklardır. ne sevgiyi, ne de nefreti ya da acıyı hissedebilme kapasitesinde olan tanrıya hizmet etmekle görevli varlıklar. şimdi siz böyle yüksek bir mertebede varlık olsanız sizden aşağı varlıklara biat edebilir misiniz? yani bir insan olarak karıncalar ile anlaşıp onların seviyesine inebilme imkanınız var mı? tabii ki yok. daha güzel bir örnek verelim. böyle bir meleksi varlık olsanız insan ırkını bir bitki örtüsü olarak görüyorsunuz diyelim. ama bitki örtüsünü parazit canlılar ele geçiriği zaman bütünün hayrına olayı kökünden halletmek için tüm bitkileri yakıp yok edersiniz. fakat bitki örtüsünü yok ettiğiniz zaman onlar için ağlar mıyız ya da yaptığımız şeyin sonucu sorgulayıp duygusal bir tepki verir miyiz? tabii ki vermeyiz. eğer bitki örtüsünü insan ve bitki örtüsüne parazit olarak yapışan varlıkları insanların içine entegre olmuş olarak canlılar olarak görürsek olayı daha iyi kavrayacağımızı düşünüyorum. akira bir devilman idi ve kendisi bir önceki yaşamındaki hem şeytanları hem de insanları temsil ediyordu. ryo onu öldürdüğü zaman asıl kendisinden aşağı olan ama onu koşulsuz olarak seven varlıkların sevgisinde tüm benliğinde hissetmeye başladı. tanrı bitki örtüsüyle birlikte onunla parazit olarak yaşayan şeytanları da onlarla birlikte yok etti ve ryo'ya tekamül yolunda onun için acı bir ders verdiği gerçek hakikatin farkına varabilmesi için.

    uzun lafın kısası ryo için birinci ay amon idi ve onu temsil ediyordu ve ikinci ay ise akira'yı. ryo için önüne sunulan bu azaplı döngü akira sayesinde mutlu bir sona ulaşıyor empati ve koşulsuz sevgi duygularını bünyesine katarak. ikinci ay ile olan yani anime sonundaki bu yeni döngüde ryo için her şey daha iyi olacak yani o yüzden bir nevi animenin sonu bize kötü bir son gibi gözükse de ryo için güzel bir son. insanlığa tanrı tarafından bir şans daha veriliyor tekrar var olabilmesi ve geçmiş hayatlarında yaptıklarından ders alabilmesi için. ryo için bu bu döngünün sonunda yani bu yeni dünyada tekrar bir araya gelecekler ve bu tekrardan bir araya gelme ryo için tanrı tarafından ona bahşedilen bir hediye olarak düşünebiliriz. tanrının satan yani ryo'ya karşı bir garezi olduğunu düşünebilir izleyen kişiler ama olaya dinsel yönden bile baktığımız zaman tanrı satanı dünyaya adem ve havva'nın aklına girmesinden sonra sürgüne yolluyor. yani bir nevi satan bir hamle yaptıktan sonra onu cezalandırıyor. tanrı satanın ne yapacağını bekledi ve görmek istedi. satanın hamlesinden sonra ona bir ders vermek istedi ve ona ikinci bir şans verdi. bu şansın sonunda da animenin sonuna baktığımız zaman ryo'nun adem yani akira ile uzlaştığının, ilk başta biat etmediği canlının aslında kendisine olmayan duyguları ona öğreterek nasıl da ruhsal gelişimine katkıda bulunduğu çıkarımını bile yapabiliriz. adem ona koşulsuz sevgiyi öğretti ve satan sonunda tanrı tarafından ona verilen dersi başarıyla tamamladı. tabii bunlar benim kendi çıkarımlarım ama masaaki yuasa'nın çalışmaları, yaptığı göndermeler ve yaptığı animelerdeki kullandığı sembolizim insanın şu fani aklında deli beyin fırtınası oluşturuyor ve hayatı ve modern dünyadaki evrene olan bu sığ bakış açımızı bu şekilde bize sorgulatması onun yapımlarını daha çok sevmemi sağlıyor.

    --- spoiler ---
  • bittiğinde sizin de bir crybaby olma ihtimalinizin olduğu anime.

    çizimleri alışılagelmişin dışındadır. yetişkin kitleye hitap eder ve içerisinde çokça cinsellik ve vahşet bulundurur. izlenesidir.
  • o kadar entaride şu parçadan bahsedilmediğini gördüm ya... tam bir god complex parçası
  • başlarda konuyu gereksiz buldum.şeytani yaratıkların insanların katlini işleyen daha güzel animeler vardı.(bkz: claymore)sonrasında konunun işlenişine bok attım popüler kültüre ve tüketim toplumuna hitap etmek için her şey çok hızlı olup bitiyordu. dozsuz cinsellik hoşuma gitmedi.fakat gelin görün ki sonu beni inanılmaz etkiledi.buraya gelip başlığı okuyunca sonuyla tabiri caizse beni deli eden bir diğer manga/animenin(bkz: berserk) mangakasının da bu seriden etkilendiğin görünce şaşırdım.bir yeniden uyarlama olduğunu bilmiyordum.genel olarak bahsetmek gerekirse müzikler tabiri caizse 10 numero elektronik altyapılı dinamik müziklere sahip-arkadaşlar soundtrackini paylaşmışlar zaten -benin bayıldığım kısım ise seride oyuncu olarak yer alan rap grubu oldu.grupun seri içinde söylediği tüm şarkılar için..
    all rap
    ikinci olarak yönetmenin estetik renk kullanımı (bkz: masaaki yuasa)diğer filmlerinde de renklerle karekterlerin duygularını çok iyi anlatıyor.yuusa'nın diğer işleri de kesinlikle bakmaya değer
    evet konu hızlı işleniyor ama kesinlikle de sıkmıyor.parça parça işlenen dramalar bölümlere yayılmadığı için biraz sığ gelse de sırf sonu için bile izlemeye değer.
    puan 8/10
  • favori ve asi çocuğu şeytanı cezalandırmak için zalim tanrının kurduğu işkence döngüsünün son safhalarından birini anlatan, sürrealist ve grotesk tarzıyla seyir zevkini katlayan pek güzide bir kısa anime serisi. aferin lan netflix.
hesabın var mı? giriş yap