• günümüz türkiye'sinin bugünlerde tartışılması gereken ve hatta çok geç kalınmış sorunu olur kendisi.

    işi temele indirgediğimizde devleti halk kurar. devleti oluşturan birey ve unsurlar halkın bir parçasıdır. kısaca halk olmadan devletin olması anlamsızdır.

    durum böyle olunca, insan düşünmeden edemiyor. ben tek başıma kalsam hayatımı idame ettirebilir miyim? kocaman bir evet. peki ben olmasam bu devlet yaşamaya devam edebilir mi? kocaman bir hayır. yani yaşaması için ben bu devleti beslemek zorundayım.

    pekiiii, ben bu devleti besliyorum da bunun bana faydası ne? bana ne sunuyor? daha iyi, daha kaliteli bir hayat yaşamam için bana gerekli şartları sağlıyor mu?

    bakıyorum, eşşeeekkk gibi vergi ödüyorum. niye? devlet baba yaşasın diye. peki bu vergiler ile ne yapılıyor biliyor muyum? hayır. bu para benim refahım için harcanıyor mu, biliyor muyum? hayır.

    kafamı ne karıştırıyor? 2 köprü, 1 tüp geçit yapıldı. ben daha rahat edeyim diye sanırım. rahat ettim mi, pek edemedim, çünkü bu olanakları kullanamıyorum. niye çünkü hayvan gibi pahalı. niye buralar ücretli? ben vergi vermemiş miydim? benim verdiğim paralar nerede? nerede kullanıldıysa, orayı ücretsiz kullanayım. haaa bir de geçmediğim için de benden para kesiliyormuş. böyle de bir kara mizah var işin içinde.

    örtülü ödenek diye bir mevzu var. ödeneğin kaynağı ne? benim verdiğim vergiler. bu para nereye kullanılıyor, biliyor muyum? hayır. kardeşim benim paramı gasp edip, dilediğin gibi kullanacaksan, bana yararın ne? sen niye varsın? kan emen bir asalaktan ne farkın var?

    saraylar yapılıyor, uçaklar alınıyor. neyle? benim verdiğim vergiyle. eee hani bu para benim refahım için harcanacaktı? sen kendi refahın için, bana harcaman gerekenden daha çok kendine harcıyorsun. olmadı ki şimdi. bana bunun hesabını vermek zahmetine bile katlanmıyorsun.

    kardeşim sen niye varsın?
  • kendisine saygısı olan bir insanın devlet halk içindir şeklinde cevaplaması gereken sorunsal.
  • halk, devlet için; devlet, zengin için vardır. henüz aksi bir durum tespit edilememiştir.
  • bazı kesimler için bile bu soru ''vay vatan haini'' olmaya aday yapar insanı, yani ülkemizde halk devlet için var demek ki
  • olmayan sorun. halk olmasaydı devlet diye bir şey söz konusu olmazdı zaten. yumurta-tavuk problemiyle aynı şey değil.
  • olması gereken: devlet halk için var.
    aslında olan: halk devlet için var.
  • "insanı yaşat ki devlet yaşasın" demiş koca edebalı.
    insanını yaşatamayan devlet de bana göre yerin dibine batsın..
  • 30 küsur entry'de bir tek kişi leviathan bakınızı vermiş, o da açıklama yapmamış.

    plautus'tan alıntılanan ünlü "insan insanın kurdudur"* deyişi üzerine kurguladığı ve insan-insan/insan-devlet ilişkilerini metaforik olarak açıklayarak otokratik yönetim biçimine dayanak oluşturma amacı güttüğü leviathan adlı eserinde hobbes, devletin başlangıçta insanı insandan koruma gerekçesiyle oluşturulmuş karşılıklı anlaşmaya dayalı bir kurum olarak tasvir eder. ona göre insan korunma ihtiyacı hissetmiştir, çünkü varsayımsal üstün iyilik* fikrine karşın insanın özünde taşıdığı yüksek kötülük* eğilimi gereği herhangi bir bağlayıcı üst yönetimin bulunmadığı koşullarda kaçınılmaz bir çatışma hali vardır ve bu durumda her bir özne, diğerine karşı savunmasız pozisyondadır. böyle bir durumda sanat, bilim, felsefe üretilemeyeceği gibi insan hayatı sürekli diken üstünde hissedilen sefil bir savunma çabası etrafında şekillenecektir. dolayısıyla hem insanın kendisinden doğan tehlikeleri önlemek ve bu yolla güvenliği sağlamak hem de insanın üretim potansiyelini kullanmasını teşvik etmek üzere denetleyici ve buyurgan bir yönetim altına girilmesi şarttır. işte bu şartı yerine getirme gayesi doğrultusunda devlet, varlığı sorgulanamaz bir işlev kazanarak mükemmel bir koruyucu vazifesi görür.

    ancak devleti üst yapı olarak tanıyan anlaşma, korunma ihtiyacının temini mukabelesinde ilksel dönemdeki geniş özgürlüklerden feragat edilmesini ve yaşam hakkı dışında diğer hakların tasarrufunun belli ölçülerde bu üst yapıya devredilmesini şart koşar ki talebin karşılanabilmesinin yegane yolu budur. yani devlet, hakları onlardan pay almak suretiyle koruma iddiasındadır ve devletin leviathan'a evrildiği nokta da tam olarak budur. ilk pazarlık esnasında devlete tanınan geniş alan ve yetkiler, onun asla doyurulamayan bir canavara dönüşmesini tetikler. önceleri toplumsal güvenliği sağlamak üzere mutlak erk haline getirilen devlet, zaman geçtikçe halkın taraf olduğu anlaşma sınırlarını bertaraf ederek herkesin varlığını tehdit eder hale bürünmüş ve yönetici sınıfın ellerinde iyice azgınlaşıp sorumlu olduğu kitlelere kan kusturmaya başlamıştır. artık insan insanın kurdu değildir lakin devlet ve beraberinde getirdiği uygarlık, yoluna çıkan her varlığın kurdudur.

    rousseau'nun "toplum sözleşmesi"nde gasp edilen özgürlüklere vurgu yaparak eleştirdiği husus bundan ibarettir. ancak rousseau, bunu yaparken anti-otoriter bir tavır takınmak yerine devletin varlık sebebini meşrulaştıran -teslimiyetçi denebilecek- bir dil kullanır ve yaratılan canavarı ehlileştirme yoluna gider. rousseau'nun niyeti, insanlar tarafından üretilen, yani varlığını insanlara borçlu olan bu rayından çıkmış mekanizmayı, yeni anlaşmalarla törpüleyip baştan kurgulamaktır. ancak yüzyılların tecrübesi, devletin müzakereye kapalı, rijit bir yapı olduğunu söyler.

    kısacası devlet, başlangıçta halkın menfaati gözetilerek yapılanmıştır fakat süreç içerisinde durum tersine dönerek halkın devlet menfaatine hizmet etmesi gibi bir sonuca varılmıştır. bunun "ileri" batı uygarlığında da en despot yönetimlerde de istisnası yoktur. olan yalnızca, bireye görece daha fazla özel alan bırakılarak, bireyin özgürlük yanılsamasına kapılması ve böylece üstündeki sıkı denetim sisteminden soyutlanmasıdır. yoksa leviathan, aynı leviathan'dır.

    (bkz: er-tarih'e karşı, leviathan'a karşı)
  • ekşi sözlükte açılmış en mantıklı, en güzel başlıklardan birisidir.
    edebali bu sorunun cevabı yıllar yıllar önce vermiştir; "insanı yaşat ki devlet yaşasın"
    aslolan halktır, devletler yıkılır, kurulur. halklar ebedidir.
  • türkiye ve geri kalmış diğer islam ülkeleri için: tabi ki halk devlet için var, aksi düşünülebilir mi!?

    medeni dünya için: devlet halk için var.
hesabın var mı? giriş yap