• asgari ücretli garibanın vergi oranı milyonları kazanan futbolcudan fazla.
    imamın maaşı öğretmenden fazla. diyeceğim bu kadar.
  • maaşından vergi aliyor.

    yetmiyor, yediğinden, ictiginden, elektrikten,sudan, vsvs vergi aliyor.

    hava haric herşeyden devlete doğrudan veya dolaylı vergi veriyoruz.

    peki vergileri neden alir bir devlet?

    1- bu vergilerle düzeni saglayacagim, yol kopru hastane okul yapip hizmet verecegim. yapiyor mu?

    hayir! iyi saglik hizmeti almak icin ozel.sigorta yaptiriyorsun demek ki devlet sana iyk saglik hizmeti vermiyor. guvenlikli sitede güvenlik görevlisi istihdam ediyorsun .demek ki devlet guvenligi saglamiyor. cocugunu ozel okula gönderiyorsun. demek ki egitim.hizmeti de yok. yani bosuna cebinden parani alip seni sikiyor. kusura bakma.

    2- kardesim,ben devletim, totaliter bir kurumum. yazinin baslangicindan beri sen kolesin. kurallari koyarim, uymayani toplumdan oyle bir afaroz ederim ki felegin şaşar. hain derim. dinsiz derim. vergi memuru yollarim.vsvsvs

    peki ne yapmak gerekir ?

    tum totatiler kurumlarin tabi en basta devletlerin yok edilmesi gereklidir. o zaman birey ozgur olabilir.

    totalitarizmin dayandığı bu temeller, insanlarin bir arada yaşamasının ve yazının bulunmasinin, birarada yaşamanın kurallarinin belirlendigi devlet veya aile gibi yapilarla başladı. bu yapilar insan ihtiyaclari ve nufus arttikca karmasiklasan bir sarmala dönüştü. totalitarizm oyle güçlü ki, toplumsal hayatin her anını kilitleyen bir acmazdadir gunumuzde. her kuralin belirlendigi, süreçlerin takip.edildigi, teknolojinin isin icine katildigi gunumuz dunyasinda, buna direnebilen kurum veya kisi sayisi cok sınırlıdır. sozgelimi deliler buna direnen insanlardir diyebilirdik. her ani farkli, kestirilemez, ongorulemez olan deliler bile artik standardize edildi. meşhur psikiyatri siniflamasinda dsm kriterleriyle deliler de siniflandirilmistir.

    sanatçılar totalitarizme direnir mi?

    eskiden, sanatin ruhu, insanin dinlendigi esintiydi. insan, dogasi geregi, icinde hep bir ozgurluk, kacip gitme isteği tasir. bizim isteklerimiz, yaptiklarimizin, onceden kesitirilemezligi, ruhumuzun temel gereksinimidir. simdi bize benimsetilen yeni duzende, her animizi standartlastirmamiz ogretiliyor. instagramda ayni fotoğraflar olmali, hepimiz her animizi paylasmaliyiz, duzen bunu gormek ve bilmek istiyor. instagrami olmayan garipseniyor. mesela ben evimde bu aksam sarap icip karanlikta yalnizca.mum isiginda oturursam, akilli telefonuma bunu yukleyip herkese gostermeliyim. gostermezsem, ne anlami oldu ki? kendi ruhum icin degil.baskalari icin yasadim. bu da totalitarizmin bir baska varyanti.

    bu isin icinden nasil cikilir?

    biz ongorulemez davranislari olan ancak zekasi en gelismis primatlar, memelilerin birarada yasama gereksinimine ihtiyac duyariz. insanlarin olmadigi yerde mutlu olamayiz. yalnizlik, en sevdigimiz yerde bile bizi yikar. oyleyse, ozgur ruhlar, bir arada olarak, totalitarizmin olmadigi, utopik bir yer yaratacaklar. burasi " yuksek doz" entellektuel birikim kokacak. ve iki ozgur bireyin, sarap kadehlerinde kaybolan ve kesişen gozleri, birbirini, konusmadan anlayacak. karanlikta.
  • fransız liberalizminin öncüsü alexis de tocquevillebu durum için demiştir ki, herkesi eşit yapmak için uğraşan sosyal devlet anlayışı herkesi zaman içinde köle yapar. yani eşitsizlik doğaldır ve toplum için faydalıdır.

    katılmamakla birlikte, friedrich hayek de road to serfdom kitabında sosyal devletin ve sosyalizmin insanları köle haline getireceğinden bahseder. tocqueville ekolünden gelme olan hayek, demir leydi lakablı neoliberal leydimiz margaret thatcher 'ın da kankasıdır.

    demek demir leydiler ve halkın köleleşmesi durumu sadece belirli ideolojilerden çıkmıyormuş.
  • ulan (bkz: stronghold) oyununda bile vergiyi arttırınca halk isyan ediyordu biz araba alırken telefon alırken bir tane de devlete alıyoruz tık yok tık!
  • benim gözlemim
    - devlet sadece en tepedeki politikacıların gücünü arttıracak yatırımları yapıyor.
    - devletin yurttaşlarına verdiği hizmet sadece en tepedeki politikacıların gücüne faydası, ya da verdiği zarar, ve o hizmetin ifası için gerekli kişi başı yatırımın toplamından fazla ise yapılıyor.
    - seçimle gelen bir politikacının iyi mi kötü mü olduğu bu tür yatırımlarda ne yönde karar verdiğinden anlaşılır; kendinin veya yandaşının cebini doduran suçlu, sadece devlet gücünü arttıran kötü, vatandaşın uzun menzilde güvenlik ve refahını düşünen iyidir.

    örneğin:
    - mahkemeler, savcılar, polis, gbt kayıtları, sokaklardaki kameralar devletin/politikacıların güvenliği için mi, vatandaşın güvenliği için mi?
    - vergi konusunda yapılanlar devletin gelirini/politikacıların harcayabileceği bütçeyi arttırmak için mi yoksa daha adaletli bir vergi yükü için mi?
    - eğitim ve bilgilendirme devletin ekonomik gücü için mi, yoksa vatandaşların refahı, hayallerini gerçekleştirmeleri, kişisel cevherlerinin parıldayabilmesi için mi?
    - her alanda böyle sorular sorulabilir...
hesabın var mı? giriş yap