• tc için "dışarıya" kapalı kalmış siyasi coğrafyasından olsa gerek en yoğun ve saldırgan hali ile karadeniz bölgesinde sonra batı'ya yakın uç nokta olması hasebi ve nispi "naif" tezahürleri ile ege bölgesi''nde görülen milliyetçilik türü.akdeniz bölgesi`nde görüleni daha anlaşılır bir hal alabilir...zira türkmen ve yörük etnik yapısı ile devşirme olmaya uzak bir haldir bu.

    etnik kimliğin hasında olanına nazaran daha keskin ve daha saldırgan oluşunda bütüne "yamanmayı" kolay kılmak endişesi ile birlikte yaşanmakta olan yalana zoraki sağlanmış meşruiyet kazandırma üçkağıtçılığı da vardır.

    ...sıralanan ve daha sıralanabilecek çeşitli nedenlerle bu durum "anlaşılabilir" iken milliyetçilik ukdesini ırkçılığa terfi ettiren, elde mezura ile kafatası ölçümü dahi yapacak kadar tırmandıranların böyle bir yalanı sindirmesi ise oldukça iğrenç!
  • ülkemizde çokça vardır malumunuz. "türk üst kimliği, ...vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes tüktür" gibi şemsiyelere en çok bunlar sığınırlar. zira kimlik açısından arada kalmalarını, sağlıksız durumlarını çok güzel perdeler. mevzuyu gargaraya getirir.

    zaten (vatandaşlık bağı süt kimlik) bunlar inşa edilmesinin sebeplerinden biri de memleketteki alacalı bulacalı kimlik popülasyonudur. bu yapılar devşirilmeye teşne kimseleri kafalamakla kalmamış yeni sistemin/rejimin (artık ne dersen de) mızrak ucu yapmıştır. bu açıdan bakınca (diğer bazı başka konularda da olduğu üzere) monarşi devriyle cumhuriyet devri karda aynı yerlere ayak bastığı görülüyor.

    internetin yaygınlaşmasıyla bazı şeyler çok görünür oldu. bu tür insanlar da keza öyle. adam sosyal medya hesabının bio'suna arnavut yazmış, kapağına göktürkçe türk yazısı koymuş mesela. bu, yukarıda belirttiğim üst kimlik, vatandaşlık bağı gibi çuvallara da girmeyen bir durum. zira o yazı orta asya türklerini sembolize ediyor. yani onu koyan adamın dönme devşirme ve hatta melez olma gibi bir şansı yok. tabii lümpenlik her konuda ağır basıyor insanlara, kendine kimlik bulmak, çoğunluktan güçlüden yana olmak cazip geliyor. konu ötekiler olunca türk kesilen bu prototip, eminönü'ndeki baklava izdihamı tarzı rezaletlerde birden köklerini hatırlar ve sağa sola çomar diye bağırmaya başlar. bu güvenilmez bir duruş, psikoloji (artık ne derseniz).

    ben size bu tip milliyetçilik ve bu tür insanlarla ilgili sayısız örnek verebilirim. internette sağda solda çok var bunlardan. aslında bir yere kadar anlıyorum. karşılıklı faydalar söz konusu. özet geçersek kişi devlete kapılanıyor veyahut toprak ev bark sahibi oluyor, devlet de kendine militan yetiştirmiş oluyor. anlıyor olmam onayladığım manasına gelmiyor tabii. ben bu tür kimselerden uzak duruyorum. aralarında can tabir ettiğim arkadaşlarım da vardı, mesafe koydum veyahut tamamen bitirdim. denk gelince de mesafeli davranıyorum. çünkü benlik konusunda bu kadar pragmatist olabilen bir insan tehlikelidir. ondan, başka konularda her türlü kolpayı beklerim. ki yaşadım da, hiç şaşmadı. kısacası nereden tutsan elinde kalan kalan bir garabettir bu.

    hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
  • (bkz: laz/@el fikir)
  • türk milliyetçiliğinin pratikteki temelini oluşturur.
  • --- spoiler ---

    “evet biz ermeni’yiz ama müslüman olduk. hem de artık türk’üz. en büyük korkumuz birisinin bize “sen gerçek müslüman değilsin’’ demesidir. onun için herkesten fazla oruç tutar, herkesten fazla camiye gider, herkesten fazla müslüman oluruz. ama aslında öyle değiliz. ne biz (yani eski ermeniler) ne de diğerleri (sünnileşen aleviler) pek oruç tutmayız. herkes bir birini kandırır. hiç kimse oruçlu olmadığı halde oruçlu gibi görünür. onlarda oruç tutanlar vardır ama giderek azalır ve son günlerde sadece bazı kadınlar oruç tutarlar. ama hiç kimse “biz oruç değiliz’’ demez. biz oruç tutmadığımızı karılarımızdan bile gizleriz.’’

    --- spoiler ---

    http://www.orhuntv.com/…nni-ermeni-turk-oykusu/434/
  • muhteşem yüzyıl tartışmalarını izlerken akılda tutulasıca.
  • nedense taşak geçilmeye çalışılan bir olay?

    dünyada abd gibi bir ülke var. toplasan hadi 300 yıllık tarihleri var ama durum ortada. gerçek amerikalılar oranın yerlileri, 'merica yeah' diyenler ise oraya giden göçmen irlandalı, ingiliz, alman, italyan ve köle zenciler.

    şimdi ise hepsi gururla 'ben amerikan vatandaşıyım' diyor. aynı durum fransa'da arap ve afrikalılar içinde var, ingilterede hint pakistan vs içinde...

    yanı burda devşirme milliyetçiliğinin 'sorun' olması veya olmaması ülkenin zenginlik, refah, saygınlığı ve imkanları ile alakalı. ülke fakir, geri bırakılmış, halkı cahilliğe mecbur edilmiş yerlerde bu 'kimilerine' sorun oluyor.

    eğer japonya veya irlanda gibi ada değilseniz halklar zorla/isteyerek karışır, asimile olur, devşirilir bunda illa iyi/kötü bir şey yok. hayatın tarihin gerçeği, bence melez iyidir.

    kısaca dönde götüne gül çok bilmiş ahmak herif.
  • salt milliyetçilikle ilgili bir durum değildir.

    din, milliyet, görüş gibi toplumsal blokları yaratıp bu grupların büyüklük ve güçlerine göre bir mahalle baskısı gücü bulunan konularda bu durum sıkça yaşanır.

    temel sebep, gruba, dine, milliyete sonradan tabii olanın dışlanmak korkusu ya da çekincesiyle kendisini o grubun, dinin, milliyetin en azılı savunucusu olarak yansıtması şeklinde cereyan eder. bunun nedeni dışlanma korkusudur ve kişi kendisini yeni dahil olduğu bütüne kabul ettirmek için o bütünün fikirlerini savunurken, davranışlarını taklit ederken daha büyük bir çaba sarf eder.

    başta bu tür bir sebeple sergilenen bu gayret, bir süre sonra olağanlaşır ve kuşaktan kuşağa endişelerden kaynaklı olmayan bir doğallıkla aktarılır. sonradan dahil olan üyenin sonradan gelen kuşakları sonradan dahil olunan fikrin azılı savunucusu olmaya devam eder.

    bunun bir de deyimi var, rıza zelyut'tan duymuştum.
    (bkz: sonradan olmanın nefesine yetişilmezmiş)
  • kendisini türk olarak niteleyen, ötekileştirilmeyi reddeden bir insana "devşirme" demek ancak ve ancak ırkçı bir hakarettir.

    derdi etnik milliyetçilikle toplumu parçalamak olanların milliyetçilikten yakınıyor rolü yapmaları alışıldık bir "demokrat" oyunu.
hesabın var mı? giriş yap