• bu aleti hangle beraber kullanan ve şu ayarda müzik yapan insanlardan beni haberdar edene tam on bin lira veriyorum.

    yanında bir de theremin olursa bir alt dudak veririm artık.
  • bendir ile birlikte kombine etmeyi düşündüğüm mistik çalgı.
  • tip olarak zurnanın büyüğü. çok büyüğü.
    kodumun aleti kılıfında dururken insana saltanat kılıcıymış gibi görünüyor. ama bi bakıyorsun çıka çıka zurna çıkıyor.
    ulan koca müzik aletini zurnaya indirgedik ya la, şerrefsizim bana sıkı bi gider yakışır.
  • (bkz: carlo cattano)

    didgeridoo'ya aşık biri.
  • "sanki gözlerimin önünde melek cebrail'in borazanı imal edilmekteydi. sonradan bunun avustralyalıların diceridoo dedikleri enstrüman olduğunu anladım. içine doğru üflendiğinde tatlı ve boğuk nağmeler çıkarıyordu." marlo morgan - mutant message down under

    (bkz: çurunga) veya tjurunga
  • belki de çoğu müzik türü için kullanılabilen, aborjinlerin enstrümanı. saz olarak geçer kendileri.

    bu enstrümanın sesini ilk duyduğumda
    gözümü açtım ki arizona çölünde üstümde palto var, yalın-ayak deli gibi koşuyorum , çöldeki kumlar o kadar sıcak ki ayağımın altından dumanlar çıkıyor. yolun sonuna gelmiştim eğer durursam kum beni yutabilirdi derken ayağımın altındakiler kum değil niagara şelalesinin çoşkun suları olduğunu farketmiştim. buz gibiydi. en son böyle serinlediğini hatırlıyor musun mantif diye sordum kendime. ağzımdan kısık bir şekilde hayır cevabu çıkabilmişti sadece, o günden sonra bir daha bırakamadım.

    -solo dinlemek isterseniz : david hudson'un üstüne bu dünyada kimse yoktur.

    -eğer beat severim yaratıcılık beklerim derseniz, adele ve zalem
    adele gerek kişiliği gerek sanatını icra ediş şekli sizi kendisine bağlar.

    - hakkını verenler : tabbiki de korai öröm

    - favorim : françoise

    - emekleri ve yardımları için termite sunny'e teşekkürü borç bilirim. kendileri işi öğretmek için kurulmuş bir kanaldır.

    napolyon mantif :
    gün gelecek dünyada down tempo ( trip -hop) tarzı müzikler sadece didge ile yapıldığında keyif verecek.
  • bildiğin plastik boru sesi veren alet. yağmur giderinin borusuna da üfleyince poiiiy poiiiy ses çıkarıyo. çalmak için sağlam ağız nefes lazım lakin ne gerek var. bağla vantilatörü ağzına düşür arttır voltajı ol virtüözü bunun. sevmedim.

    heybetine bakan da enstrüman sanır. saygım yok lan bu müzik aletine.
  • çok güçlü ciğer gerektiren, üflemeli çalgı.

    başlarda sesi biraz kulak tırmalayıcı gelse de uzun süre maruz kalınca insanı transa sokar.
  • 40.000 senedir avustralya yerlisi tarafindan kullanilan muzik aleti. normalde adamlar, agaclari kesip, torna tesfiyeci agac kurtlarinin (beyaz karinca ) eline verip " oyun lan ! " demiyor. (ve fakat tabii artik yukarida degerli yazarin belirttigi gibi; olay ticarete dokuldugunden kelli, dogal olarak oyulmus agaclatan yapilan hakiki enstrumani bulmak zor. )

    dogada kendisine yasam icin begendigi agaca yerlesen kemirgen termitler , dallarin ve agacin govdesini oyuyor, talasi yakinlara tasiyarak nkendilerine o bir yanardagi andiran karinca tepeleri dedigimiz evlerini insa ediyorlar. ve genelde bu termitlerin kendiliginden oyup genislettigi oyuklarin capi, bir ucta daha genis, diger uc daha dar olarak ortaya cikiyor. bu da, alisilmadik, olaganustu bir rezonans frekansi yaratiyor. dolayisiyla aleti kullanan sahsin, dil hareketleri, nefes teknigi bu ozel frekansla birlesince yiddaki o kendine has, ozelligi ile insanlari buyuluyor.

    (bkz: https://www.youtube.com/watch?v=f2nbf13sz48)

    dilbilimci nicholas evans, yerlilerle calisirken, onlarin didgeridoo yapmak icin, oyuk dal aramaya cikislarini soyle anlatiyor;

    yerliler didgeridoo icin aradiklari agaci bulunca ;

    "" the men will say “ngah-woniyan kah-dun-yenjdjung”, which translates as

    ı listen for the hollow sound. ( yerli adamlar soyle diyor ; “ngah-woniyan kah-dun-yenjdjung”, bu su anlama geliyor; oyuk sesini dinledim. " )

    “when the right log is found”, explains evans, “they’ll say ‘kah-dun-yenjdjung’ meaning "it sounds hollow”, or

    it, the cavity, speaks. ( elverisli agac dali bulundugu zaman yerliler " kah-dun-yenjdjung" diyor. ve bu su anlamlara geliyor ; oyuk sesi gibi geliyor veya oyuk konusuyor. " )

    hamis - degerli yazar /okur ; yukaridaki ingilizce ve dalabon dilini (bir aborijin kabilesi dili. ) paragrafi genel olarak tercume etmeyi uygun buldum. umarim ilginizi ceker.
hesabın var mı? giriş yap