• wagner'in en kolay anlasilabilir ve melodik operalarindan biri..uc perde ve almancadir, yaklasik 4 bucuk saat uzunlugundadir..wagner senaryoyu aslinda gene bir sarki yarismasi iceren bir onceki operasi tannhauser'e eslik parcasi olarak dusunmustu ama sonunda devasa bir yapit haline geldi..mumkun oldugunca dogru bir eser sunabilmek icin 16. yuzyil nurnberg hayati ve adetleri, ayrica eski sarki loncalari hakkinda bircok arastirma yapti..ama hikaye buyuk olcuye kadar kendi bulusuydu..ilk temsilinden itibaren buyuk basari kazandi..popularitesi 20. yuzyilin ilk yarisinda hitler tarafindan operanin acik alman ruhunun kendi nazi idealizminin ruhunu yansittigi nedeniyle nurnberg parti kongrelerinin resmi operasi secilmesiyle sekteye ugrasa da hala yaygin olarak oynanmakta..
  • kisa bir konu ozeti: genc bir franconian sovalyesi olan delikanlimiz walther von strolzing eva hatununa deliler gibi asiktir..lakin ustunde hak iddia edebilmesi icin usta sarkicilar loncasina katilmali ve sarki yarismasini kazanmalidir..ayakkabi tamircisi ve sair hans sachs'in da yardimiyla gencimiz loncadaki diger sarkicilarin yaptiginin aksine zekadan cok kalbe hitap eden bir sarki besteler ve soyler..bas rakibi kucuk beyinli, titizlenen bir eblek olan kasaba katibi sixtus beckmesser de boylece birguzel asagilanir ve kucuk dusurulur..(bu karakterle wagner kendine ultra kil olan muzik elestirmeni edouard hanslick'i de hicveder)..
  • operanin uverturu oldukca kayda degerdir, hatta uvertur ve ilk perdeyi tamamlamak wagner'in bir alti bucuk senesini almistir..en unlu sarkisi ise odul sarkisi olan "preislied" muhtesemdir kesinlikle..
  • walther von stolzing'in "ödül sarkisi"nin (preislied) sözleri:

    morgenlich leuchtend im rosigen schein, (o pembe gün isigiyla aydinlanmis sabah vakti)
    von blüt und duft
    geschwellt die luft, (cicekli kokular bürümüstü havayi)
    voll aller wonnen, (her cesit harikalarla dolu)
    nie ersonnen, (hic hayal bile edilmemis)
    ein garten lud mich ein, - (bir bahce cikti yoluma)
    dort unter einem wunderbaum, (orada harikali bir agacin altinda)
    von früchten reich behangen, (meyvelerle zengince bezenmis)
    zu schaun in sel'gem liebestraum, (o mutlu ask ruyalarina dalmak)
    was höchstem lustverlangen. (en yüce arzularin pesinde)
    erfüllung kühn verhiess, (yerine getirilmesi süpheli)
    das schönste weib: (en güzel kadin)
    eva im paradies." (eva cennette)

    abendlich dämmernd umschloss mich die nacht; (aksamin karaltisi cevreledi sonra beni)
    auf steilem pfad (dik ve sarp bir yolun üzerinde)
    war ich genaht
    zu einer quelle (bir kaynaga vardi yolum)
    reiner welle, (saf dalgali)
    die lockend mir gelacht: (cezbederek güldü bana)
    dort unter einem lorbeerbaum, (orada bir defneligin altinda)
    von sternen hell durchschienen, (yildizlarin aydinlattigi)
    ich schaut im wachen dichtertraum, (bir sair rüyasina daldim gözlerim acik)
    von heilig holden mienen, (kutlu, sevimli cehrelerle dolu)
    mich netzend mit dem edlen nass, (beni asilce örüp cevreleyen)
    das hehrste weib, (en yüce kadin)
    die muse des parnass!" (parnas perisi!)

    huldreichster tag, (o ebedi gün)
    dem ich aus dichters traum erwacht! (sairin rüyasindan uyandigim)
    das ich erträumt, das paradies, (hayalini kurdugum o cennet)
    in himmlisch neu verklärter pracht
    hell vor mir lag, (iste yepyeni bir pariltiyla karsimda duruyordu)
    dahin lachend nun der quell den pfad mir wies; (yolumu gösteren kaynak gülümsemekteydi simdi orada)
    die, dort geboren, (o, orada dogmus)
    den ruhm erkoren, ($ani secmis)
    der erde lieblichstes bild, (yeryüzünün en güzel resmi)
    als muse mir geweiht, (bana peri olarak kutsanmis)
    so heilig ernst als mild, (zarif oldugu kadar asil)
    ward kühn von mir gefreit, (benden ayriydi)
    am lichten tag der sonnen, (günesin aydinlik gününde)
    durch sanges sieg gewonnen (sarkinin zaferiyle kazanilmis)
    parnass und paradies!" (parnas ve cennet!)
  • wagner'in yazdığı ilk ve tek opera comique'tir. aynı zamanda en meşhuru ve operaları içinde en başarılısıdır. yaşayan, canlı sanatın, saçma ve yapay akademik sanata olan üstünlüğüne coşkulu bir övgü sayılan eserin librettosu yine wagner'e aittir. üç perdelik opera ilk kez 1868'de münih'te sahnelenmiş olup, eserdeki karakterlerden biri olan hans sachs gerçekten yaşamıştır (1494-1576 arasında). hatta üçüncü perdede (gerçek hayatta bir ayakkabıcı ve bir şair olan) sachs'ın ağzından dökülen sözleri wagner olduğu gibi yazmıştır.
  • uverturunun okul mezuniyet torenlerinde de calindigina tanik olunmus opera.
  • bu operanın uvertürü, rahxephon'un başlangıcında da çalar. bunun dışında glenn gould ömrünün sonlarına doğru zevkine giriştiği wagner besteleri transkripsyonları kapsamında, bu prelüdü piyano için uyarlamıştır: http://www.youtube.com/watch?v=9wpwl0ewsa0
  • su siralar san francisco opera'da sergileniyor. toplamda 3 perde ve aralarla birlikte 5.5 saat suruyor.
  • theodor adorno'nun da dahil oldugu bazi elestirmenler, wagner'in bu operada fena bir sekilde karikaturize ettigi sixtus beckmesser karakterinin olumsuz bir yahudi stereotipini temsil ettigini savunurlar (eduard hanslick'in hicvedilen pedantik akademizmine ek olarak). dolayisiyla meistersinger, kimilerine gore (nazi donemi tarihi tecrubelerinin de etkisiyle) wagner'in ortulu antisemitik ogeler ve yahudi stereotipi karakterler iceren operalarinin basinda gelir.

    avustralyali opera rejisoru barrie kosky, bayreuth festivalinde gorev alan ilk yahudi yonetmenmis ve 2017'de bu festivalde die meistersinger von nürnberg'i sahneye koymus. daha once bu operayi bayreuth'ta wagner ailesinin disindan bir kimse hic yonetmemis.

    kosky, 2017 bayreuth yapiminda antisemitik ogelere ozellikle vurgu yapmis: bkz. ilk perdede wagner'in birlikte calistigi yahudi orkestra sefi hermann levi ve beckmesser arasinda kurulan paralellik, ikinci perdenin finalinde beckmesser'in dayak yedigi sahne ve ucuncu perdede eva'ya kopya sarki ile talip olan beckmesser'in cuvallamasi. gene kosky'nin yorumuna gore operanin uc bas karakteri, wagner'in farkli donemlerini veya evrelerini temsil ediyorlar: 1) kunduraci hans sachs: wagner'in ustalik/olgunluk donemi, 2) sachs'in ciragi david: wagner'in toy genclik donemi, 3) walther von stolzing: franz liszt'in (veit pogner) kizi cosima'ya (eva pogner) talip olan orta yasli wagner.

    wagner'in ucuncu perdede hans sachs'a tristan und isolde'den direkt bir alinti (kral marke) yaptirmasini garipsedim, besteci kanimca burada egosuna yenik dusmus.*

    kosky'nin 2017 bayreuth yapiminin videosu (ikinci perdenin sonunda kosky ile bir soylesi var): https://youtu.be/2krj8gkgocs
  • bu eserin özellikle uvertürü ruhu inanılmaz canlandırıyor. yoğun çalışma hayatı içerisinde iyi eserlerin ancak uvertür kısımlarını dinleyebilecek kadar vakit bulabiliyorum. bu noktada adorno'nun wagner'e yönelik görüşlerinden ziyade onun sanata, dinlemenin gerilemesine, parçalı dinleme alışkanlığına ilişkin söylediklerine değinmekte yarar var. var olmak için tüm gücüyle çalışan sınıfa mensup biri şu devirde operanın vs. tadına varamaz. hele hele atonal müziği, berg'i veya schoenberg'i dinlemeye mecali kalmaz. aydınlanmanın hakiki vaatlerini yansıtan yüksek özerk sanattan, kendini emekten azat eden burjuvazi faydalanır. çalışan kesim ise hafif kalitesiz müziğe yönelecektir. bu devirde adorno'ya kalp krizi geçirtecek kadar dinleme gerilemiş durumdadır. spotify'da tüm büyük sanatçılar olsa dahi hepsi eserlerin anlam bütünlüğünü yok edecek kadar parçalı dinlenir oldu. zaten elektronik biçimde dinlemeye olan eleştirilere, eseri bizzat dinlemenin, auranın, biricikliğin yokluğuna felan şu devirde değinmiyorum bile. ben de en azından hakiki müziği dinlemeye çalışıyorum ancak elbette ki parça parça ve yabancılaşmış bir deneyimle. belki spotify'ın tek olumlu özelliği sıradan insanın da schoenberg'e ulaşabilmesini sağlayabilmesidir. ancak bu bir devrim değil, kimse bilinçler değişmedikçe drake dinlemekten kolay kolay vazgeçmeyecek*.
hesabın var mı? giriş yap