• 97 yili, biraz da trainspotting'in etkisi ile, elektronik muzik kulturunun turkiye'de kitlesellestigi donem olmustu. doneme damgasini vuran 3 album ve grup vardi sanki. prodigy'nin fat of the land'i, underworld'un second toughest in the infants'inin yani sira chemical brothers'in bu albumu mainstream medyadan bile epey ilgi gormustu. (tv kultur/sanat programlarinda "gelecegin muzigini yapan prodigy" ibaresinin duyuldugu zamanlar)
    dig your own hole, bunlar arasinda benim favorimdi. 6 yillik bir gecmisi olmasina ragmen hala grubun son albumu come with us'dan daha yeni tinlayan, eskimeyen, "essential" bir elektronik muzik albumu. muthis bassline'i* ile delirten block rockin beats ile baslama vurusu yapilan, arada kaotik electrobank (who is dis doin' this synthetic type of alpha beta psychedelic funkin'?), noel gallagher'in gitari ve vokali ile senlenen setting sun, adam gibi chill out sarkisi where do i begin gibi birbirinden degisik ama bir sekilde birbirini tamamlayan etaplardan olusan ve 9 kusur dakikalik psychedelia'nin kitabinin yazildigi private psychedelic reel ile sonlanan, unutulmaz bir yolculuk.
    sonradan grup, bu formule bagli kalarak bir "cok iyi" albume (surrender) daha imza attiysa da bir daha ayni kaliteyi yakalayamadi, demek mumkun sanirim.
  • hakkında yapılan en klasik yorumu ("asla eskimez bu albüm") bir kez de ben şu şekilde tekrarlamak isterim: şayet "dig your own hole" 1997'de değil de bugün, yani ağustos 2006'da yayınlanmış olsaydı bile; ucundan kıyısından d n b'ye, breakbeat'e veya electrofunk'a bulaşmış herkesi yine de heyecanlandırır ve kapış kapış giderdi.
  • siyah beyaz kapağı ve arabik chemical brothers logosuyla akillara kazinan bu albumun vurucu tarafi, single olarak yayinlanan ve soundtracklerde yer alan, tv programlarına jenerik olan block rockin' beats, elektrobank gibi sarkilar yerlerini it doesn't matter, don' t stop the rock, lost in the k-hole gibi karanlık şarkılara bıraktığında ortaya çıkar. her açıdan şaheser bir albümdür.
  • lise yılları esnasında,kadıköy-ataşehir otobüs rotasını çekilir kılan,hiç eskimeyen albüm.
  • elektronik müzik alanında gelmiş geçmiş en iyi birkaç albümden biri. istisnasız bütün parçaları müthiş. gaza gelmek için birebir.
  • the chemical bros'a yeni başlayacak arkadaşlara surrender ile birlikte önerilmesi elzem albümdür.
  • 25. yılını kutlayan the chemical brothers albümüdür. ikilinin dünya çapında tanınmasını sağlamıştır. surrender zannımca tcb'nin en iyi ve en çok satan albümüdür fakat bunu kendisinden önce gelen dig your own hole'a borçludur.

    zirve yıllarını yaşayan big beat türünün öncülerinden birisi olmalarının yanı sıra, bu türün bilindik formundan sıyrılıp, grubun kendi psikedelik temalı kişiliğiyle harmanladığı, geçmişten ve güncel bir çok türü/unsuru içermesine rağmen zamanının da hayli ilerisinde, benzersiz bir elektronik müzik deneyimi sunan albümdür.

    açılışı block rockin' beats efsanesiyle yapan, ardından dig your own hole ve elektrobank ile hız kesmeden devam eden, bir başka efsane olan setting sun ve adıyla müsemma lost in the k hole gibi parçalarla devam eden,
    finalini the private psychedelic reel gibi bir başyapıt ile yapan, elektro-psikedelik bir akışa sahiptir.

    albümün kompozisyonuna gerçekten hayranım. tıpkı bir cumartesi gecesi partisindeymiş gibi... ilk üçlü ile hızlı başlayıp, öyle devam ediyor, (bkz: setting sun) ile güneşi batırırken içindeki şeytanı da dışarı çıkarıyor, (bkz: don't stop the rock) ile "parti devam etsin" mottosuyla zirveye çıkarıyor, tam "yoruldum, bu kadar yeter" diyorken (bkz: get up on it like this) ile "o kıçını oradan kaldır ve partiye devam et" diye seni tekrar içine çekiyor, gecenin sonlarına doğru fazlaca tüketilen bir takım asidik maddelerin etkisiyle zihinler arası boyutta kaybediyor (bkz: lost in the k hole), pazar sabahı nerede olduğunu, hangi evde, hangi yatakta uyandığını hatırlamayan bir insanın "bu hayat böyle gitmez" sitemkarlığıyla (bkz: where do i begin) nereden başlayacağını sorgulatıyor, bütün gecenin (belki de bütün hayatın) ışık hızında aktığı bir tünelde, ters istikamette ilerliyormuş gibi hissettiren (bkz: the private psychedelic reel) parçası ile noktayı koyuyor.
  • bu arada albüm güney londra'da yer alan orinoco adında bir stüdyoda kaydedilmiş. uzun bir süre albüm için bir isim ararlarken stüdyonun dış duvarında yer alan bir grafiti dikkatlerini çeker;
    "drill your own hole".
    işte albümün adı buradan gelmektedir.
hesabın var mı? giriş yap