diksiyon
-
eğitimine azıcık başladığınızda ne kadar yanlış konuşuyormuşum dersiniz. (bkz: başıma geldi de ondan).
düzenli olarak eğitimi alındığında uzun sürmeyen, gerçekten sonuç elde etmenin de tamamen alışkanlıkları değiştirip ağırlık demek yerine 'aarlık' demeye başladığınızda, bunu düşünmeden yaptığınızda olan durum.
diksiyon eğitiminin üzerine, beden dilinizi de geliştirirseniz sizden tatlısı olmaz. yerler sizi. -
trt spikeri jülide sönmez tarafından hazırlanan kid eğitim yani konuşma iletişim diksiyon eğitimi ile düzeltebileceğiniz söz söyleme sanatı.
tamamen ücretsiz*** olan bu eğitim programının içeriğini kid eğitim başlığında anlatmaya çalıştım. oradan detaylara ulaşabilirsiniz.
(bkz: kid eğitim/@sansari)
yeni bir e-learning rehber entry'sinde görüşene dek hoşçakalın. -
aşağıdaki linklerde nisan kumru'nun diksiyon konusunda hazırladığı faydalı programları bulabilirsiniz. dilimizi mümkün mertebe hatasız telaffuz edebilmek için profesyonel olmanız gerekmiyor. uygun zamanınızda incelemenizi öneririm.
• diksiyon notları:
1. bölüm
2. bölüm
3. bölüm
• diksiyon dersi - ulama
1. bölüm tanım ve genel özellikler
2. bölüm ulamada ses olayları
3. bölüm ulama yapılmaması gereken durumlar
4. bölüm uyarılar ve ulama olmayan kalıplar
• tüm bölümler
• diksiyon eğitiminde diyafram ile nefes:
1. bölüm / 2. bölüm
• tavsiyeler
ek:
• jülide sönmez'in youtube ve twitter hesaplarını,
• reyhan çınar'ın instagram, youtube hesaplarını ve web sayfasını takip edip, eski paylaşımları incelemenizi öneririm.
ayrıca;
• eray özden akça
• erdoğan arıkan / tecrübe akademi
• tufan yakar
• ece üner / tecrübe akademi
• zafer kiraz / tecrübe akademi
• cem öğretir 1 / 2
• mennan şahin
• deniz diksiyon
• mehmetcelikyay.com ve diksiyonakademi
hesaplarını inceleyebilir, trt spikerlerinden mehmet çelikyay'ın “güçlü iletişimin sırları / diksiyon, beden dili ve hitâbet” konusunda kaleme aldığı bu eserden faydalanabilirsiniz. -
eğitimini almamış hiç kimsede mükemmel değildir. yazarın biri, diksiyonu sayesinde işe alındığını, şirketin yeni yüzü olduğunu yazmış. bana, düz yazıyı bile çok kötü okuduğundan bahsetmişlerdi. diksiyonun ne olduğundan bihaber, dikkat çekme amaçlı bir entry idi. mükemmel bir diksiyon için doğru artiküle, diyafram çalışması, vurgu, tonlama, nefes dahi önemlidir. ağız yapısı, dişlerin yapısı, sayısı dahi diksiyonu etkiler.
-
doğru konuşma biçimi.
öncelikle kursuna giderseniz bir spiker, diksiyon hocanız ya da nisan kumru gibi konuşmayı beklemeyin. kursunuz on dersten de oluşsa yirmi dersten de oluşsa bu sizin çabanızla olacak bir şey. diksiyon kursunda size fonetik, vurgu, tonlama vs öğretilir. kurs içeriğine göre hitabete yönelik de bir şeyler yapabilirsiniz, bilmiyorum.
ben busmek'in yaz kursuna gidiyorum. beş hafta, on dersten oluşuyor. seksen dakikadan iki ders ve arada yirmi dakikalık mola var. öncelikli amaçları size yukarıda belirttiğim şeyleri öğretmek. diyafram nefesinden başlıyorsunuz, daha sonra harflerin doğru çıkarılışından, kalın a, açık e, nazal n gibi şeyleri öğreniyorsunuz. tabi bu sürede metin, şiir ve tirat okuma çalışmaları yapılıyor. bizim hocamız sıkılmayalım ve şahsen kendisinin de sevdiğini düşündüğüm için illa drama ya da meditasyon yaptırıyordu. gerçi ben o kısımlarda çok sıkılıyordum fakat diğer kursiyerler seviyordu. eğer sizin gideceğiniz kursta da böyle aktiviteler yapılıyorsa, kesinlikle katılın derim. topluluk önünde konuşmaya çıkarken herkesin heyecanlanıp stres yapması normal ama önemli olan bunu kontrol etmek. sonuçta o insanları kursun bitiminde bile görmeyeceksiniz, niye çekinesiniz ki? deneyimimden birkaç tavsiye vereyim.
-ne kadar yardımcı olur bilmiyorum ama busmek'ten aldığınız sertifikalarla belediyenin istihdam birimine başvurabiliyorsunuz. gidip görüşmedim açıkçası ne tarz bir katkı sağlıyordur bilmiyorum. busmek'te kış döneminde istediğiniz kadar, yaz döneminde üç tane ders alabiliyorsunuz. diksiyondan bilgisayara, bilgisayardan hat sanatına kadar birçok alanda kurs açıyor busmek. bursa'daysanız kesinlikle tavsiye ederim. yapılan sınavdan 45 üstü aldığınızda sertifika veriliyor. ama diksiyon konusunda sertifikanın önemli olduğunu düşünmüyorum. karşınızdaki kişiyi etkileyecek bir biçimde, doğru türkçeyle konuşuyorsanız sertifikaya ihtiyacınız zaten yoktur. ama sertifikanız olduğu halde iki kelimeyi bir araya getiremiyorsanız kimse sertifikanızı göz önünde bulundurmaz.
-ben hızlı konuşuyorum, biraz o problemimi çözmek için gittim. tabi ki onun üstüne bire bir çalışma fırsatım olmadı hocayla ama şunu tavsiye etti: bir şiir metni alıp ulamaları tespit ederek okumak.
-fikrimce kursun en önemli yanı sizin bunu ne kadar pratiğe döktüğünüz. örneğin o gün fiil okunuşlarını işlediniz. metin okurken dahi* gideceğim kelimesini gidicem diye okuyacağımı bilmiyordum. konuyu işledikten sonra mutlaka bir şiir ya da metin üzerinde bu çalışmayı uygulayın.
-vurgu da diksiyonun önemli konularından biri. elinize şiir, hikaye ve bilimsel bir metin alın. zaten farklı vurgu ve tonlamalarla okuyacağınızın farkındasınız ama bunu gerçekten hissederek ve bilinçli bir şekilde yapın. aynı zamanda bunları okurken ulamaya, fiil okunuşlarına, fonetiğe ve diğer diksiyon kurallarına dikkat etmeye çalışın.
-mesela bazen kelimesinin doğru okunuşunun bazan, çünkü'nün için ki'den geldiği için çünki diye okunduğunu öğrendim. bunun gibi istisnai durumlarda çevreniz niye böyle konuşuyor ki bu diyecektir, aldırmayın.
-yukarıda da belirttiğim gibi nisan kumru'nun hem diksiyon dersi videoları, hem de metin okumaları var youtube'da. dinleyin, hem öğrenin hem kulağınız alışsın, sonra siz de okumaya çalışayın. -
iletişimsizliğin en önemli sebeplerinden biri diksiyon. kendimizi anlatamıyoruz, düşünsenize. lütfen, diksiyonumuzu düzeltmek için çaba harcayalım. yalvarıyorum, dilimizi “aynen, hani, yani, şaka gibi, tamam mı, şey, ondan sonra, aaa, ııı, cık, ya” gibi asalak ses ve kelimelerden arındırmaya çalışalım. bir de -genellikle- gereksiz yerde kullanılan “falan” var, “filan” var, “felan” bile var! aman diyeyim.
-
halk eğitim merkezinde bir dönem kursunu aldığım. ancak çok birşey öğrendiğimi düşünmüyorum. diksiyonum fena değildi bir tık yukarı çıktı denilebilir. ünlü bir sunucu ile de ders için iletişime geçmiştim. ancak kendisinin garip yaklaşımından mütevellit ders almaktan vazgeçtim.
-
bir insanın diksiyonu ne kadar iyiyse sesi ve konuşması da o kadar etkileyeci gelir kulağa.
bazı allah vergisi sandığımız şeylerin aslında sıkı bir çalışma ve özen sonucu elde edildiğini söylemeliyim.
her gün mutlaka yarım saatinizi diksiyon çalışmalarına ayırmıyorsanız asla etkileyici olamazsınız. sesinizi övenlerin de yalan söylediğini, niyetlerinin farklı olduğunu veya başka şeylerinizden etkilenip psikolojik olarak sesinizin de hoş geldiğini idrâk etmeniz lazım. çünkü akıl var mantık var... kendinizi konuşmak üzerine eğitmediyseniz, diyaframınızı geliştirmediyseniz ve ses telleriniz buna göre şekillenmediyse (yan anlamda) güzel konuşmanız imkan dahilinde değildir.
ha belki sigara içmeyen, asitli ve şekerli gıdalar tüketmeyen sağlıklı bir insanın sesi kadife gibi gelebilir ama bu başka bir mevzu. benzer şekilde, çok sigara ve asitli gıdalar tüketen erkeklerde meydana gelen ses kalınlaşması ve pürüzleşmesi de sesin güzel ve etkileyici olduğu manasına gelmez. aksi halde, biraz gırtlaktan konuşan her erkeğin müthiş etkiler yaratması gerekirdi; halbuki çoğu zaman irrite edici ve yapaydır.
farkı anlamak için; tom waits ile haluk bilginerve selçuk yöntem'in seslerini karşılaştırın. -
kendimde eksikligini hissettigim seylerin basinda duzgun bir diksiyon geliyor. gerek mesleki gerekse gunluk yasamda bir insanin diksiyonunun pek cok seyden once geldigini dusunuyorum. ne yazik ki ben kelimeleri yutarak konusuyorum. her seferinde dikkat etmeye calisiyorum ama tekrardan yutmaya basliyorum bir sure sonra. onerebileceginiz bir kurs var midir? bir hayli kafaya takmaya basladim son zamanlarda...
-
1. sınıfın ilk günü, daha ilk dersten başlanması gereken eğitim. gerçi bu eksiklik, şimdiki eğitim sisteminin ilk bin problemi arasına giremez ama en azından 'türkçe yazıldığı gibi okunur' gibi saçma iddialar empoze edilmesin çocuklara.
herkesin cihan ünal gibi konuşması şart değil ancak çok dikkat çeken hataların bazılarını paylaşayım. bunlardan kaçınmak bile epey yol aldırır:
- ğ harfini okumayın, okunmaz. istisnalar hariç kendisinden sonraki sesli harf de okunmaz. kendisinden önceki sesli harfi uzatırsınız
kağıt > ka-ıt değil ka-at
dağıtmak > da-ıtmak değil da-atmak
aşağı > aşa-ı değil aşa-a
genel olarak biz erkeklerden iyi durumda olsalar da 'ğ' harfinde kadınların durumu çok vahim
- h harfini çıkarmaya özen gösterin. çoğu kişi farkında değil ama bu hatayı yapıyor.
merhaba > meraba gibi çıkıyor
işi abartıp 'türk hava yolları' yerine 'türkava yolları' diyenler de var
h harfini çıkaramamak, nefesi diyaframa çekememekten kaynaklanıyor. aynı şekilde k-g karmaşasının da temelinde bu var.
'hukuk' zaten milletimizin kanayan yarası, her anlamda
ilk aklıma gelenler bunlar.. bunlardan sonra belki açık e, kapalı e farkına dikkat edilebilir. şimdi onu uzun uzun yazamam lakin en azından sevdiğinize ibrahim tatlıses gibi 'bitanem' demezseniz bundan siz karlı çıkarsınız
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap