• fırat tanış ve onun efsane oyunculuğu, dostum çok iyisin be.
  • 8 gün serisinin izlemeye harcadığınız zamana acımayabileceğiniz tek filmi. diğerleri çok fena, bu olmuşla olmamış arasında idare ediyor.
  • sade, yalın türk filmi.

    oyunculuklar dışında pek elle tutulur yanı olmayan "dilber'in sekiz günü", kendini izletmeyi bilen güzel bir hikaye olmuş. tavsiye olunabilir.
  • cemal san'ın senaryosunu yazıp yönettiği izlemeye değer bir drama üçlemesinin ikinci filmi:

    1. film: zeynep'in sekiz günü (2007) (bkz: zeynep'in sekiz günü /@derinsular)
    2. film: dilber'in sekiz günü (2008)
    3. film: ali'nin sekiz günü (2009) (bkz: ali'nin sekiz günü /@derinsular)

    --- spoiler ---

    eğer ben hakim olsam… karşıma bir genç kız getirseler ve deseler ki “bu kızın önceden tanıdığı biri bir gece evine girmiş, kocasını tartaklamış, sonra da silah zoruyla kendisini götürmeye kalkmış, kız da o kargaşada adamın silahını eline geçirmiş ve adama doğrultup uzak durmasını söylemiş, adam yaklaşınca da tetiği çekmiş”… o kızı bir gün bile yatırmam, derhal salıveririm. hatta içimden, “aferin kızım, keşke bir tane de benim için sıksaydın” derim.

    --- spoiler ---

    film hakkında daha detaylı bilgi için bkz.: http://www.imdb.com/title/tt1422835/

    tema:
    (bkz: popüler kültür /@derinsular)
  • cok duru cok temiz cok saf bir iliski. begendim ben cok. olmus bence bu film.
  • bir hikaye ancak bu kadar sade ve güzel olabilir.ilk film ne kadar bayıksa bu o kadar sıcak bi film.nesrin cavadzade nin mahzun bakışlarından etkilenmeyecek adam yoktur herhalde.ali nin delikanlı kriterlerine uymayan davranışları da filme bağladı beni.öyle duru bi öykü ki sanki her yer dilber her yer mehmet değil
  • cemal san'ın iyi ki senaryosunu yazdığı ve yönetmenliğini yaptığı üçlemenin ikinci filmi.

    --- spoiler ---

    nesrin cevadzade ve fırat tanış oyunculuklarıyla aşkın ruhunu gerçekten bize yansıtmayı başarıyorlar. aşkı şeklen ele almayan, karşılıklı saygı çerçevesinde sevenlerin naifliği üzerinden sevginin nasıl olması gerektiğini başarılı bir şekilde aktarmış film. aşkın ruhunu gözümüze sokarcasına ifade ediyor*.
    son sahnede ali kapıya dayanmışken bile mehmet'in, dilber'in kararına müdahale etmemesi. başı önünde dilber'in kararını beklemesi. sevgisine rağmen saygısını ve aslında sevgisinin boyutlarını da gösteriyor.
    ayrıca mehmet'in ay dilbere söylediği sahne filmde farklı bir boyut yaşatıyor insana. delinin de aslında gerçeği arıyor olması gerçeği.
    --- spoiler ---

    oksitosinin yanısıra bol bol melatonin, seratonin, endorfin salgılamalık, güzel duygu tonları yakalanabilecek bir film. izlenesi.
  • ''not: akşama kuru fasulye yaparsan çok güzel olur!''

    çayı da ben demlerim.
  • izlenilebilecek bir film, kötü mü hayır, iyi mi hayır, sıkıcı mı yine hayır. fakat gereksiz abartılar ve yansıtılmak istenen kültüre uzaklığı veya çelişkileri göze batıyor ve rahatsız ediyor, onun dışında iyi.

    ama cemal şan'a bir sorum var, izninizle.

    -bahçe kapısı gece-gündüz neden hep açık ağa?
    *
  • (bkz: cemal şan) üçlemesinin son ayağı.
    diğerlerini izlemedim. bundan sonra da izlemeyi düşünmüyorum zira tadında bırakmalıyım bu seyr-ül seferi ve dahi zirvede.

    yerine yurduna göre fazla cesur kızımız dilber'in filmin ilk dakikalarındaki dik başlılığı bana her ne kadar fazla gelse de film aktıkça o asilik kendini zamana teslim etti. (çok şükür. yoksa olum bu kızlar hangi köydeler madem böyle dediğim dedikler bunları zorlan kim evlendiriyo aga diye ben kendimi yiyip bitirecektim. aslında yesem yine yer yine bitiririm de binbeşyüzkırküç gün bu filmle mi yatıp kalkalım a dostlar?) film fırat tanış'ın dahil olmasıyla da çehresine bürünüp tadı tuzu yerli yerinde devam eder. böyle çekingen bi naif bi içten. -lan çok tatlı du bi makas alıyım- dedirtircesine..
    hele bi türkü yakar orada fıratcığım.. (lan olm bi izleyin işte..)
    neyse
    izleyin izlettirin izlemeyeni rahat bırakın.
hesabın var mı? giriş yap