• bireylere ya da toplumsal gruplara gönderme yaparken kullandığımız kelimeler bizim kişiler ya da topluluklar hakkındaki düşüncemizi yansıtır. cinsiyetler hakkındaki görüş ve tutumlarımızı ifade ederken seçtiğimiz kelime ve yapılar da dilimizi seksist yapabilir.

    dilin kendisi seksist değildir demekle başlamak gerekiyor önce aslında. dil sadece toplumdaki seksizmi yansıtıyor ve bireylerin ya da toplulukların seksist (ya da ırkçı) düşünce ve tavırlarını ifade ettikleri bir araç rolü üstleniyor.

    birkaç örnek verelim dilde seksist kullanıma;

    1961 basımlı webster’s new world dictionary of the american language sözlüğünde honorarium sözcüğü “yaptığı hizmet karşılığı bir erkeğe verilen ücret” olarak tanımlanır. zaten ingilizce’de “man” kelimesinin bu gibi durumlarda kullanımı oldukça yaygındı ta ki 1970lerin sonuna doğru bu gibi tanımlarda kullanılan man kelimesinin human anlamına geldiği ve öyle kullanılması gerektiği görüşü yaygınlaşana kadar (fakat bugün de insandan bahsederken human yerine man kullanımı göze çarpıyor, tıpkı humankind yerine mankind kullanımı gibi).

    1972 yılına kadar columbia üniversitesinin kadın öğretim üyelerinin kullandığı tuvalet “women” olarak gösterilirken erkek öğretim üyelerininki “officers of instruction” olarak gösteriliyormuş. ingilizce’de officer kelimesi herhangi bir cinsiyete mal olmamasına rağmen officer denince akla erkeklerin gelmesi hemşire deyince akla kadınların gelmesi gibi bir şey. bu da toplumun nonlinguistik eğilimlerinin bir kelimenin anlamını nasıl değiştirdiğine iyi bir örnek. günümüzde bile “benim kuzenim bir profesör/doktor/mühendis/vs” gibi bir cümleyi duyan kişinin aklına ilk gelen şey muhtemelen o kuzenin erkek olduğudur. aynı şekilde “kuzenim bir sekreter/hemşire/anaokulu öğretmeni/vs” gibi bir cümleyi duyan kişinin aklına da kuzenin erkek olması ihtimali pek gelmez, erkek olduğunu öğrendiği anda da önce bir şaşırma efekti yapar büyük ihtimalle. bunun da dilin kendisiyle pek bir alakası yok ama tarihsel bir gelişim sürecinde kadınların profesör/doktor/mühendis vb. mesleklerde ön plana çıkmaması en büyük etken.

    ilginç bir örnek de şöyle; “komşum bir sarışın” cümlesini duyan kişi önce komşunun kadın olduğunu düşünecektir, çünkü saç rengi kadınları kategorize ederken kullanılan ilk değişkenlerden birisi hatta belki de ilki. yani kadını tanımlarken fiziksel özelliklerinden çokça yararlanıyoruz, oysa erkekleri tanımlarken başka başka etkenler (sosyal statü, ekonomik statü vb.) giriyor işin içine.

    ingilizce gibi birçok dilde kadın/erkek için ayrı ayrı kullanılan ama aynı anlama gelen çift kelimeler var. mesela ingiilzceden örnek vermek gerekirse;

    prince-princess
    count-countess
    actor-actress
    host-hostess
    hero-heroine
    paul-pauline

    türkçede de örnekler var tabi ki;
    (edit: türkçeye arapçadan girmiş olmaları bir şeyi değiştirmiyor, bu tip bir savunma mekanizması yersiz. zaten suçlanan diller değil, dile yüklenen misyon burada. yoksa ben arapçayı da severim, türkçeyi de!)

    müdür-müdüre
    memur-memure
    ali-aliye
    gibi..

    bu noktada dikkat çeken şey ilk formların hep erkek olması, kadın için kullanılan kelimeler hep bu ilk forma eklenen morfem’lerle üretilmiş.

    feminist hareket sayesinde artık actor (türkçede olmasa bile), hero gibi kelimeler iki cinsiyet için de kullanılıyor. türkçede de memure kullanımı azaldı hala öyle kullanan kişiler olsa da.

    bazen de bir takım asimetriler söz konusu bu çiftlerde. şöyle ki ingilizcede governor-governess çiftini ele alalım. ikisinin aynı anlama geldiğini, birinin kadın birinin erkek için kullanıldığını düşünüyor insan önce. ama işin aslı öyle değil. governor bir eyaleti yöneten kimseyken governess çocuk bakıcısıdır.

    evlenmemiş kadın birçoğuna göre evde kalmış kız kurusuyken, evlenmemiş erkek bekar erkektir, bekarlığı da sultanlığıdır. kariyer kadınlarından, plaza kadınlarından bahsederken kariyer erkeklerinden ya da plaza erkeklerinden çokça bahsetmiyoruz. çünkü bir erkeğin kariyer yapması zaten beklenen, doğal olan bir durumdur topluma göre. .

    sözün özü dilin kendisi seksist değildir, ama dili kullanan bizler seksistiz. feminist hareket sağolsun geçmişten çok iyi durumdayız bu konuda ama hala dili kullanırken dikkat etmemiz gerekiyor, hala kelimelerimizi seçerken iki kere düşünmemiz gerekiyor.

    [örneklerde an introduction to language (v. fromkin, r. rodman, n. hyams) kitabından yararlanılmıştır.]
  • "efendiler, sırası gelmişken belirteyim ki, efendiler demekle kastettiğim, hanımefendiler ve beyefendilerdir."
    mustafa kemal, 1925 inebolu
  • gunumuzde dilde yapikmaya calisilan sey, gender mainstreaming kavramina kosut bir sekilde, dildeki farkliliklari temizleme cabasidir. esitligi, gucun esit dagilimini yapmak dilde kadinligi ve erkekligin kapsandigi ust gruba yani insan boyutuna tasinmasidir.

    bunun ingilizcedeki yansimalari yavas yavas kullanilmaya baslansa da turkceye kavramlarin oturmasi ve once bakis acisinin degismesi gerekliliginden dolayi belki daha fazla bir zaman alacaktir.

    ancak gene de turkce ingilizceye gore ucuncu tekil sahis geregi* biraz daha sanslidir. ingilizce su aralar he/she yerine cinsiyetini bilmedigi kisiler icin them'i kullanma cabasidir. fransizca, ispanyolca gibi birakin bazi kavramlarin degil tum kelimelerin bir cinsiyeti oldugu dillerde neredeyse imkansiz bir cabadir dili temizlemek.

    bunun otesinde ingilizcede yapilan politically correct duzenlemelerden bahsetmek gerekirse;

    - man ------human being / individual
    - mankind --------- humankind
    - manhood ------- adulthood / maturity
    - manpower ------------ human resources
    - brotherhood of man ------ the family of humanity
    - man made ---------- manufactured
    - chairman ------- chairperson
    -fire men ------- firefighters
    - policemen-------- police officers

    bunun yani sira kadina iliskin ekler de kalkmaktadir. mudure, aktris, hostes gibi.

    ve ne zaman cocuk da yaparim kariyer de sarkisini her iki ebeveyn beraber soyler o zaman toplumsal cinsiyet, seksizm, dilde seksizm kelimeleri sadece tarih kitaplarinda yer alacaktir.
  • ilk once belki toplumsal cinsiyet kavramindan hareket etmek lazim dildeki seksizmi tartismak icin. toplumsal cinsiyet* cinsler *** cinsler arasindaki farkliliklarin toplumsal suni olarak yansitilmasi ve toplumdaki o donemde gecerli olan roller cercevesinde stereotype yaratilmasi ile ilgildir. her ne kadar kultur akiskan ve degisken bir sey gibi gelse bize aslinda degismesi oldukca yavas ilerleyen bir kavramdir ve iletisim esnasinda iletisim kurma bicimlerimiz jest, dil, mimik, bakislar bu kulturle yakindan ilgili bir kavramdir.

    toplumsal cinsiyette dunyada onplana cikan ve guclu olan ataerkilligin dile yansimasi kacinilmazdir. gucle ilgili tum kavramlar toplumda guclu olan kesime adledilirken, benzer sekilde daha zayif daha pasif olan tarafa iliskin kelimeler de o yone dogru kaymaktadir. bugun hala erkekler aglamaz, kadin gibi zirlama, erkekfatma, tasakli kelimeleri ister istemez guc odaklarini ifade etmekte kullanilmaktadir. escinsellik kadinlikla es tutulmakta ve maskulen olmayan vucut dili kadin gibi kiritmakla itham edilmektedir.

    mudur - hemsire-ogretmen- muhendis-tanri gibi kelimeler ima ettigi kavramlardan bagimsiz olarak toplumda toplumsal cinsiyet kavrami geregi belli cinsiyetleri cagristirirlar. bunun ingilizcedeki ayrimi, belki doneme gore, belki simdiye gore geri anlaminda bu kelimeleri belli takillarla kadin - erkek olarak ayirmak ve meslekleri her iki cinsiyetin de yapabilirligini hatirlatmaktir. bu anlamda kral-kralice / aktor - aktris / mudur - mudure gibi kavramlar ortaya cikmistir. ingilizcedeki salesman-saleswoman/host-hostess/business- businesswoman gibi. boylece meslekler belli bir cinsin tekelinden cikarilmaya calisilmistir.

    ancak gene de bir onceki doneme gore daha politically correct olan bu tutum, gunumuzde politically incorrect durumuna dusmustur.
  • bazıları tarafından dillerin kendisinin cinsiyetçi olduğu çıkarımına yol açan tamlama olmuş malesef. o zaman ek bir açıklama yapmakta fayda var.

    dildeki cinsiyetçilik kendini illa ki yüzeysel anlamda dişil/eril ayrımı şeklinde göstermek zorunda değildir. dilde cinsiyetçilik dilsel bir olgu olmaktan ziyade toplumsal bir olgudur. örneğin; bir dilde he/she ayrımı olması o dili cinsiyetçi yapmaz. ama bir dildeki he kavramını she kavramını içine alacak şekilde kullanmamız bizi cinsiyetçi yapar. özetle "bu dilde eril/dişil ayrımı var, cinsiyetçidir" demek çok doğru bir yaklaşım değildir. dilin kendisi değil dili kullananlar cinsiyetçidir ya da değildir.
  • "küfürsüz yaşanmıyor, başka hiçbir kelime, hakaret seksist küfürler kadar iç boşaltmıyor" deyip bir yandan da dilde de olsa seksist olmaktan rahatsızlık duyanlar için:

    http://www.facebook.com/…eid=113420215350575&ref=nf

    "kadın olup da küfretmenin ağırlığını çevresinde yaşamayan yoktur. terbiyesizlikle, ağız bozukluğuyla, kadın gibi olamayıp erkeksileşmekle suçlanıp dururuz. fakat küfrün kadınların yaşamındaki ağırlığı sadece kadınlar küfredince ortaya çıkmaz. var olan küfür ve argo dilinin kendisi, aynı zamanda erkek egemen ve cinsiyetçi bakışın bedenlerimizi durmadan topa tuttuğu bir alanı temsil eder. bu atölye çalışması bir yandan bu beden/cinsiyet/dil ilişkisini tartışmayı hedeflerken, diğer yandan da feminist küfür ve argonun imkanına dair beraber kafa yormayı öngörüyor. hanım hanımcık konuşan ya da sinirlenince susan/susmak zorunda bırakılan kadın sıfatlarına inat, gelin hep beraber küfrümüzü, argomuzu kadın diliyle düşünelim ve günümüzde artık tedavülden kalkmış argo ve küfürlerimizi hatırlayalım. "
  • (bkz: iktidarsız)

    bundan âlâ cinsiyetçi sözcük bilmiyorum.
  • yakın arkadaşlarınız içinde, en düzgün**** olanları bile günde 574893 kere bir şeylerin amına koyuyorsa* ve hala bir hakaret olarak "karı gibi" kalıbını kullanabiliyorsa, üstesinden gelinmesi neredeyse imkansız bir illettir.
  • (bkz: adamakıllı)

    kadınakıllı olunca tersi demek oluyor yani, hmm...
  • dilde seksizm, en kaba tabiriyle oral seksin yapan kadın olduğunda “ağzına almak”, erkek yaptığında “dil darbesi atmak” suretlerinde adlandırılmasıdır. bundan gayrı, erkek ağzıyla kadın ağzı, erkek diliyle kadın dili arasında bir fark göremiyor ben miyop.
hesabın var mı? giriş yap