• (bkz: küçük adam)
  • bütün suç yahudilerde, diyorsun.
    — yahudi nedir? diye soruyorum.
    — damarında yahudi kanı bulunan kimse, diye yanıtlıyorsun sorumu.
    — yahudi kanıyla başka kan arasında ne ayrım var peki?»
  • wilhelm reich'in kitabıdır. (bkz: wilhelm reich) tıp eğitimi almış ve freud'un baş yardımcılığını yapmıştır. cinsellik üzerine önemli yapıtları vardır.
    dinle küçük adam, bu yazarın okuduğum ilk kitabıdır. kitabın ilk sayfalarındayken elime kalemi aldım ve birçok sayfada altını çizeceğim önemli tespitler oldu.

    yazar aslında kitap boyunca, bizim çomar dediğimiz zihniyeti eleştiriyor. kitap boyunca eleştirdiği ve öğütler verdiği küçük adamın aslında bir efendinin köleliğini yapan, (bkz: hitler) gibi yöneticilerin altında 'yaşa' sloganıyla varolan küçük insanlar olduğunu söyleyebiliriz. yöneticileri ise küçük büyük adamlar olarak tanımlıyor yazar. küçük adamımızın bir diğer özellikler arasında ise kadınını cinsel obje olarak görmesi, çocuklarını yeterince sevmemesi, gençlerin sevgiden doğan bedensel mutluluğu yaşamalarına karşı çıkması, ahlak bekçiliği yapması, yığın yığın para biriktirmesi, yahudiliğin ne olduğunu bilmeden (bkz: yahudi) leri aşağılaması, bir düşünceyi geliştirmek yerine ona sunulanla yetinmesi, kendi dinin dışındaki dinlere hoşgörüsüz olması yer alıyor. yazar küçük adamın durumu için oldukça ümitsiz, ömrünü onu değiştirmek için uğraştığını ama artık pes ettiğini söylüyor. bu zamana kadar yaptıklarının ise toprağa ekilmiş birer tohum olduğunu ve tohumların elbet yeşereceğini söylüyor.

    kitap hakkındaki kişisel görüşüme gelirsek; kitabın ilk yarısında yazarın küçük adama yaptığı eleştirileri okurken aynı zamanda kendimi elekten geçiriyor gibi hissettim, kendimi ve şuanki toplumumuzu sorguladım. ikinci yarısında ise yazar daha çok kendi çalışmaları boyunca ona engel olmaya çalışan, ve yaftalayan insanları örnek vermiş ve eleştirmiş. yine de okumaya değer bir kitap.
  • kitapla ilgili beklenen şaheser yorumlarını yapamayacağım, bence yazar biraz fazla üstelemiş, kendi yaşadıklarını da vurgulayarak suçlamış ve en sonunda küçük adamın da ona yanıt verdiği diyaloga dönen kısım bence gerçekçi olan kısım. sonuç olarak her kitap sever okumalı, ancak herkes sevmek zorunda değil.

    ps: ben de mi küçük kadınlardanım acaba?
  • kim bu küçük adam? bu kısa kitap boyunca w.reich, küçük adamı uyarıyor, ona gerçekleri söylüyor. onun büyük bir adam olmasına engel olanların neler yaptıklarını anlatıyor.
    bu küçük adamlar sürekli değişiyorlar. reich'in akademik ve bilimsel yaşamında ona zorluk çıkarmış olanlar, faşist liderler, komşusu, ev sahibi... hayatın her yerinin ve her anının bu küçük adamlarla dolu olduğunu ve büyük adamların da tek gayelerinin küçük adamlara bedeli ne olursa olsun gerçekleri göstermek olduğunu söylüyor reich.
    o daha neler neler söylüyor. bir günde okunup bitecek bir kitap ama bir günde sindirilecek şey değil bahis edilenler. bize bizi yaşadığımız şartları ve çevremizdeki insanları anlatıyor. okurken kafanızı kaldırıp etrafa baktığınızda, birileri; "o kitap bizden bahsediyor!" diyecek hareketler yapıyor olacak.
    kitap okuma alışkanlığı olmayan ya da alışkanlığını yeniden kazanmaya çalışanlara özellikle tavsiye ediyorum.
  • köy enstütülerinin aydınlığı, üretici ve dönüştürücü gücü ile imam hatiplerin yozlaşmışlığı, vasıfsızlığı arasında seçim yapma hakkın vardı. sen tekbirlerle imam hatibi seçtin.

    aziz nesin'i seçmedin, yakmaya çalıştın, kadir mısıroğlu'na üstad deyip bağrına bastın.

    köylü olarak kendi toprağını işleme, bağımsız olma, tok olma şansın vardı; sen ağanı seçtin, ırgat oldun, tutunamadın köyünden oldun.

    birey olma, hak ile adalet ile hukuk ile yaşama şansın vardı, sen başkan seçtin, kendini tek kişinin iradesine mahkum ettin.

    önünde mevlana vardı, yunus emre vardı, hoşgörü ve huzur timsali örnekler vardı, sen kubilay'ın kafasını kesmeyi seçtin.

    uçak fabrikalarını, demir yollarını gereksiz buldun, din kardeşin araba türk telekom'u, tank palet fabrikalarını peşkeş çekmeyi seçtin, köprü yaptın üstünden geçecek doların olmadığı için geçemedin ama yine de verginle parasını ödedin.

    bozkırın ortasında orman yeşertecek, çiftlikler kuracak iradeye de sahiptin, yandaşa peşkeş çekilen sit alanlarını, kıyıları seçecek iradeye de.

    sen işte bu yüzden küçük adamsın. güce tapan, geleceğini düşünemeyen, kula köpeklik eden, içindeki öfkeyi ve kötülüğü dizginleyemeyen, sana rağmen yeşeren filizleri de var gücünle yok etmeye çalışan bir zavallısın. wilhelm reich yok olmaya mahkum olduğunu söylüyor, umalım ki haklı çıksın.

    edit: ilham alınan kitaptaki kısmı da koyayım da tam olsun:

    --- spoiler ---

    nietzsche'nin üstinsan'ına yükselmekle hitler'in altinsanına inmek arasında bir seçim yapma hakkın vardı. sen "yaşasın!" diye bağırdın ve altinsanı seçtin.

    lenin'in gerçek demokratik kurumlarıyla, stalin diktatörlüğü arasında bir seçim yapma hakkın vardı. sen stalin'in diktatörlüğünü seçtin.

    isa'nın o sade yüce yaşamı ile, paul'un kendi papazları için koyduğu zorunlu bekarlık ve senin için koyduğu zorunlu evlilik arasında bir seçim yapma hakkın vardı. isa'nın anasının dünyaya getirdiği çocuk, yaşamını yalnız aşka borçlu iken, sen ya zrunlu bekarlığı ya da zorunlu evliliği seçtin.

    marx'ın emeğin meta değerlerini yaratan üretici gücü üzerine kurduğu kuramıyla, devlet kavramı arasında bir seçim yapma hakkın vardı. sen emeğin üretici gücünü unutup devlet kavramını seçtin.

    fransız devrimi sırasında zalim robespierre ile, büyük danton arasında bir seçim yaparken, sen zalimliği seçtin, büyüklüğü ve iyiliği ipe çektin.

    engizisyon kıyıcısı ile galileo'nun gerçeği arasında bir seçim yapman gerekiyordu. sen büyük galileo'ya öldüresiye işkence ettin. onu alçaltıp küçük düşürdükten sonra yaptığı buluşlardan yararlandın. bu yirminci yüzyılda engizisyonun yöntemlerini yeniden yürürlüğe koydun.

    sen küçük hintli! milyonlarcanız açlıktan kırılıyor, ama kutsal saydığınız inekleriniz yüzünden müslümanlarla aranızdaki kavgaya bir son vermiyorsunuz. sen küçük italuyan, triesteli küçük yugoslav, yırtık pırtık giysiler içinde dolaşırken bir tek şeyi kendine dert ediyorsun: trieste " italyan"mı yoksa "yugoslav" mu? benim bildiğim kadarıyla trieste tüm dünya gemilerine açık bir limandır. hitlercileri milyonlarca insanı öldürdükten sonra asıyorsun, peki ama bu cinayetler işlenirken sen neredeydin? birkaç düzine ölüyü görmek seni heyecanlarmıyor. sende insanca duyguların uyanması için milyonlarca insanın ölmesi mi gerekiyor?
    --- spoiler ---
  • küçük adamların kitabı olan dinle küçük adam, (rede an den kleinen mann) wilhelm reich tarafından küçük adamların nasıl bir yaşamı tercih ettiğini, bu tercihlerinde hangi nedenlerin etkili olduğunu ve sonuçlarını nasıl ve neden göze aldıklarından bahseden, acunsal yaşam enerjisi (orgone) kurumu belgelikleri için 1946 yılında yayınlanmış bir kitaptır.

    didaktik bir tavırla yazılan kitap küçük adamlara adanmış bir nutuk görevi görür. reich kitabını küçük adamların hizmetine sunması sebebiyle üslubunda anlaşılır, basit cümleler kullanır ki küçük adam için kitabı anlamak daha da güçleşmesin.
    kitabın neredeyse tümü küçük adamların haiz olduğu sıfatları eleştiri üzerinden yürür. reich küçük adamlara has özellikleri sıralar ve bu özellikler üzerinden küçük adamların küçük oldukları fikrini küçük adam olan okuyuculara aktarmaya çalışır. bu noktada küçük adamı aşağılar, kızar, küçük düşürücü cümleler kullanır fakat bunlar onun için olağandır zira reich'e göre hitap ettiği kesim zaten bunlardan ders çıkarması pek muhtemel olmayan özelliklere sahiptir.
    burada kitabın nutuk özelliği devreye girer.
    reich okuyucuya, kendisini tanıyan en iyi yol gösterici olduğu vurgusunu, küçük adamın yaptığı ve yapacağı muhtemel yanlışlardan haberinin olduğu bilgisi her fırsatta dile getirir.
    küçük adam üzerinde hakim olan tüm sıfatları tek kalemde silip atarak küçük olmaya neden olan her ne varsa buna şiddetle karşı çıkar reich.
    ister ki küçük adam kendisine güvensin. büyük adamların arkasına sığınarak güneşini yitirmesin ve her daim kendi yolunu dosdoğru çizsin.
    büyük adama köle olarak hizmet etmekten sakınsın ve kendisini keşfetsin. işte tüm bunlar ve daha fazlası reich'a göre kişiyi küçük olmaktan çıkartıp yekten büyük bir adam haline sokarak kişinin mutlu bir yaşama kapı açmasını sağlayan öğütlerdir.

    ne diyor reich: " mutluluk, uğrunda çalışılmasını gerektirir; mutluluk gökten yağmaz,kazanılır. oysa sen mutluluğu yalnızca yalayıp yutmak istiyorsun; bu yüzden senden kaçıyor."

    ne zaman ki küçük adam olmaktan vazgeçer kendiniz olursunuz işte o zaman size ait olan mutlu bir hayatın önünüze serildiğini göreceksiniz. kendiniz olduğunuz bir yaşamda mutlu kalmanız dileğiyle.
  • "gerçekten büyük olan bir adamdan seni ayıran tek bir nokta var: büyük adam da bir zamanlar çok küçük bir adamdı; ama bir tek önemli yetenek geliştirdi: düşünce ve davranışlarında küçük olduğu noktaları görmeyi öğrendi. demek ki büyük adam, ne zaman ve hangi alanda küçük olduğunu bilir. küçük adam, küçük olduğunu bilmez ve bunu bilmekten korkar. kendisinde var olan düşünceye değil, kendi aklına gelmeyen düşünceye hayrandır. en az anladığı şeylere en çok inanır ve kolayca anladığı fikirlerin doğruluğunu kabul etmez. "
hesabın var mı? giriş yap