• bu fakültede öğrenci olmak aldığın hiçbir malzemenin sadece sana ait olmayacağını bilmen demektir. insana en çok paylaşmayı öğretir diş hekimliği fakültesi. zamanla 'şunu alabilir miyim' değil 'alıyorum' demeyi öğrenirsin. en pahalı malzemeni bile tanımadığın alt sınıfına vermeyi öğrenirsin. klinikte hastan koltuktayken bittiğini o an farkettiğin malzemeyi çekinmeden ister tanıyor ol ister olma yanındaki arkadaşa sormadan almayı öğrenirsin. okulda dolabını kilitlemesen bile hiçbişeyinin çalınmayacağını çünkü zaten herşeyin hepinizin olduğunu bildiğin yerdir bu fakülte.

    not:ama benim artikülatörü hanginiz aldıysanız getirin la. adamı hasta etmeyin gene de.
  • burada öğrenciyseniz eğer; hastanız öldüğünde, hastalandığında, bir yakını rahatsızlandığında, "altın günü" olduğunda, uyuyakaldığında ya da sadece kıçının keyfinden gelmediğinde sınıfta kalabileceğiniz yegane fakültedir bu. it gibi çalışırsınız, hastanız not alacağınız gün gelmediği için yine kalırsınız. insanı yorar, yıpratır, her gün defalarca ağzınıza sıçar, insanı yavşak eder.

    öyle bir ömür törpüsüdür ki 3. sınıfta hayatınızın sonu gelmiş gibi tepki vereceğiniz durumlara, vakti gelince 5. sınıf olup, her şeye duyarsızlaştığınızda, "hmm, peki o zaman." şeklinde tepki verecek (ya da vermeyecek) hale gelirsiniz.

    dişhekimliği fakültesini öss tercihlerinde ilk sıraya yazarak gireni bile canından bezdirir, girdiğine lanet ettirir, her gün "lan keşke x bölümü yazsaydım, bunların hiçbiri olmayacaktı" dedirtir. meslekten soğutur.

    işin kötüsü sınıf arkadaşlarınız dışında hiç kimse sizi anlamaz. dışarıdan bakan herkes size "amaan çok büyütüyorsun!", "ne var sanki bunda?", "ne çok şikayet ediyorsun okulundan be öf." der. ilk sınıflarda var olan olayları anlatma hevesi, son sınıflara geldiğinizde tamamen kaybolur. "nasıl gidiyor okul?" sorusuna sadece "ööeeh." şeklinde cevap vermekle yetinirsiniz. çünkü bilirsiniz ki dertleriniz anlatmakla bitmeyecek, karşınızdaki de zaten anlamayacak, 2 dakika sonra yine "eeeh eytere bea, tamam." moduna girecektir.

    herkesten azar yenilen bir yerdir dişhekimliği fakültesi. hocalardan, asistanlardan, hastalardan, hasta yakınlarından, temizlik görevlilerinden, herkesten azar yersiniz. bir öğrenci olarak, okulun hiyerarşik düzeninde en alt tabakada yer alırsınız çünkü. okulun maskot köpeği bile sizden daha kıymetlidir.

    okulun size bakış açısı da "döner sermayeye para kazandırma aracı"ndan ileriye gitmez. okul yönetimi, stajlarınızın yetişmediğini, yetiştirenlerin de ucu ucuna yetiştirebildiğini bildiği halde her sene staj puanlarını arttırmakta, daha çok ağzınıza sıçma azmi göstermektedir. sabah 8.30dan akşam 16.30a kadar aç susuz çalışırsınız her gün, yine de istenilen işi yetiştiremezsiniz. üstüne de azar yersiniz.

    maddî bakımdan da ağzınıza sıçar bu okul. çoğu fakülte öğrencilerine eldiven bile vermemektedir. kendi hastalarınıza bakmak için aldığınız malzemeyi bir süre sonra içinize sindirir, eyvallah dersiniz de, sıra sırf okulun para kazanması için baktırdığı acil hastalarına gelince "o zaman nasıl para kazanacağız?" bahanesiyle malzemelerinizi karşılamayan okul yönetimiyle karşı karşıya geldiğinizde içinizdeki küfretme isteğini bastırmak, işkenceden başka bir şey değildir.

    neticede işbu entry; bir dişhekimliği fakültesi öğrencisinin sabrının bittiği noktalardan birinde yazılmış olup, sinir sebebiyle, tamamına bakıldığında bir bütünlük içermemektedir. özür diler, saygılarımı sunar, dişhekimliği fakültesini yazacak olanlara 5, 10, 100, 1000 kere daha düşünmelerini öneririm.

    (edit: imlâ)
  • hayatınızın 5 yılını çalan,sizi strese gark eden,her gün sabah okula gitmek için tek bir güzel neden bulmaya çalışmak adına kafa patlatmak ve sorunsuz tek bir gün geçirmek için sabah akşam dua etmek demektir bu fakülte..her bir stajı ayrı sorun demektir.tedavi stajında puanları yetiştirme kabusu sarar dört bir yanınızı.üstüste kanal tedavisi yapmaktan,kanalları eğelemekten parmağınız nasır tutar.işınlı dolgu yapmak adına retinanızı mavi ışığa teslim edersiniz.protez stajında teknisyenden gelen işinizin hastanın ağzına düzgün oturması için dua edersiniz.çünkü en ufak bir aksilik en baştan ölçü almak demektir.periodontolojide hastalarınız dişlerini fırçalasın da öyle gelsin diye dua ettiğinizi fark edersiniz.yoksa oturup tek tek maydonozları ayıklamaya başlarsınız gerçi bir süre sonra göremeyecek kadar alışırsınız ve ağzı temiz gelen aslında normal denecek insanlar size mucize gibi gözükmeye başlar.pedodonti stajında elinizdeki 6-13 yaş arası hastanızın ağlamadan koltuktan kalkması sizin için cennetin ışığı kadar nefes kesici olur.cerrahi stajında kökü kırmadan çektiğiniz her diş bir tür sertifika gibidir.yüzünüzde rahat 15 dakka sürecek bir gülümseme yaratır.yorucudur,yıpratıcıdır ama bitirdiğinizde,elinizde çıktınız okulun kapısına yürümeye başladığınızda artık ülkenin istediğiniz her yerinde yapabileceğiniz size ait bir mesleğiniz vardır.istediğiniz günün istediğiniz saatinde çalışabileceğiniz bir iş sahibisinizdir.
  • herkes diş hekimidir bu fakültelerde. katlar alabildiğine cerrah, ortodontist vs. doludur.

    hasta koridorda soruyor:

    -şimdi kanal tedavisi uygulayacaksanız, kaç kere gelmem gerekecek?
    -önce geçici koyuc...
    (araya giren 3. şahıs, 40 yaşlarında erkek)
    -sen in kardeşim 1. kata, çektir dişini kurtul, olmaz öyle kanalla manalla.
    (ben)
    -diş çektirmek çözüm m...
    (tekrar bölerek... çok çekmiş belli)
    -benim hanımın dişi vardı, doktor doktor dolaştık, biri kanal yaptı, biri dolgu yaptı, biri köprü yaptı, en son buraya geldik çektirdik, hemen de iyileşti, çektir sen kardeşim çektir, beceremiyorlar, dişin apse yapıyor sonra ohooo.

    gülüyor insan ister istemez...

    antibiyotik de yazacaktı pezevenk utanmasa.
  • "lise bitti, üniversiteyi de kazandım, yaşasın" sözünü en az söyleyen kişilerin fakültes...hocalar, asistanlar, hastalar, bin çeşit kapris, stres, hastalar bir süre sonra psikolojik sağlığınızdan birşeyler götürebilir. ancak mezun olundugunda hayata karşı zırhlarınızla donanmış bir şekilde kendinizi bulabilirsiniz.çekingenliğiniz varsa, okurken muhakkak üzerinizden atmışsınızdır, sabırsızsanız, sabretmeyi öğrenirsiniz..işler yolundayken herşeyin tepetaklak olabileceğini görmüşsünüzdür, hayatta çok şaşırmamayı öğrenirsiniz.hem hakkınızı yedirmeme hem de politik davranma arasındaki ince çizgiyi bulursunuz,"köprüyü gecene kadar ayıya dayı" demek agırınıza gitse de.pasaklıysanız, hasta bakarken pırıl pırıl olmayı, tertip içinde olma şartını kavrar, kendinizi zorlarsınız...sonuçta bunlar doğruysa mezun oldugunuzda artık siz siz olmaktan çıkmışsınızdır...
  • kliniğin kapanmasına 20 dakika varken kalan 5 dakikalık işinizi size yaptırmayan asistana sahte sahte gülümsemeyi öğreten , yaptığınız en ufak bir hatada ( ki kimse anasından diş hekimi doğmazken ) zorla ve sahte sahte özür dilemek zorunda kalınan, insanı sahte bişey haline getiren fakülte.sahte diş hekimi böyle olunuyor sanırım.
  • birinci sınıfta sadece acı çekersin hiçbir şey anlamazsın belki de kendini hiç o kadar değersiz hissetmemişsindir.herkesten azar işitirsin.bu dişe benzemiş mi diye soran asistanı öldürmek istersin.okulu bırakmayı her an düşünürsün.ikiye gelince hala kendinden herkesten nefret edersin.derslerden hiçbir şey anlamazsın.şans oyunundan farkı olmayan dökümler hayatını karartır.dua etmekten başka yapabileceğin bir şey olmadığını anlar ve sadece beklersin.üçe geldiğinde kabullenme evresine geçersin.teorik derslerin yoğunluğu pratikleri bastırır.belki de yaptığın işler dişe benzediğinden pratiklere alışırsın.dörde geçip hasta bakma düşüncesi tüm yaz seni yer bitirir.ama hasta bakarken olay şekillenir.artık okulu,asistanları,hocaları,yaptığın işi sevdiğini anlarsın.önce bu düşünce korkunç gelir.onlardan biri olduğunu düşünüp ne yapıyorum ben dersin.ama gerçek budur.sonra dört gözle beşi beklersin.artık tek korkun okul bitince ne yapacağım düşüncesidir.oradan ayrılmaktan korkar hale gelmişsindir.ait olduğun yerin orası olduğunu düşünürsün.yine de bunları her yerde söyleyemez utanırsın.
  • insan vücudundaki bir sürü uzuvdan sadece diş için ayrı bir fakülte vardır.kol, bacak, ayak, kulak değil diş. diş uzvuzunu onurladıran akademik yapılanma.
  • okumakta oldugum ve her gunu bir onceki gununu aratan, bitmek bilmez fakultedir. her daim tipcilarla kiyaslama yapilir. tipcilarin daha karizmatik ve havali olduklari soylense de calisma hayatinda her zaman disciler daha avantajlidir. bi kere calisma sartlari daha kolay, daha az nobet daha cok aile hayati ve sosyal ortamlari vardir. kisacasi fiyat bolu performans olayi diste daha yuksektir vesselam.
  • çok tuhaf bir anımı anlatmak isterim. sene 2002. harita mühendisliği 4.sınıf öğrencisiyim. babamın bir arkadaşının kızı da diş hekimliği 4. sınıf öğrencisi. mezun olmadan son kez okulunda bir ziyaret etmek istedim. aradım. "protetik diş laboratuarındayım (yanlışsam affınıza sığınırım öyle hatırladığım için yazdım) oraya gel" dedi.

    neyse aradan bi 5 dk geçti ben diş hekimliği fakültesine geldim. asansöre bindim ki asansörde bir profesör (sonradan öğrendimki, diş hekimliğinin en sözü geçen, meziyetli hocalarındanmış) ile şöyle bir sohbetimiz oldu. bu sohbet beni çok şaşırtmıştı ve aklıma her geldiğindede şaşırırım:

    - hoca : hangi kata çıkıyorsun.

    - ben : 4. kata hocam. bir arkadaşı ziyarete.

    - hoca : arkadaşın kim??

    - ben : ö.... ö......

    - hoca : sevdiğim bir öğrencimdir. çalışkandır. allah yolunu açık etsin inşallah. sen hangi fakültedesin?

    - ben : amin inşallah. hocam ben harita mühendisliğindeyim. işin aslı ben de sizin gibi diş hekimi veya doktor olmayı çok isterdim. hatta çok uğraştım ama kazanamadım.

    işte buradan sonrası beni şok etti.

    - hoca : diş hekimliğini ne yapacaksın. aman uzak dur. haritacılık iyidir. çok iyi bölüm sakın bırakma.

    - ben : hocam diş hekimliği çok güzel bir bölüm..

    - hoca : yok haritacılık çok iyi. dişten uzak dur dedi (ve asansörden indi)

    ben kata çıkıp arkadaşın yanına geldiğimde. o hocanın tipini tarif edip, dediklerini söylediğimde o da çok şaşırmıştı. çünkü o hoca okulun en iyi hocalarındanmış.

    siz diş hekimliği gibi bir bölümde adeta hayatınızı ortaya koyup, profesör oluyorsunuz. ancak sizi o kadar bıktırıyorlar ki sizden çok çok daha düşük puanla girilebilecek bir bölümü bile diş hekimliğine tercih edin diyebiliyorsunuz. gerçekten çok şaşırtıcı ve üzücü.
hesabın var mı? giriş yap