• 1 erkek, 1 dişi iki kısır kedi sahibi olarak söylemeliyim ki, kesinlikle korkulacak bir durum değildir.

    çok basit bir operasyondur ve tanıdığınız bir veterinere götürürseniz şipşak halledilir. hatta ben 2 günlük müşayade süresini bile beklememiş, kedimin kafeste kalmasını istemediğimden alıp eve götürmüştüm. birkaç gün zorlanarak yürümüştü ve ardından dikişlerini dişleriyle sökerek kendi atmıştı.

    kısırlaştırmamak, bir kediye işkencedir ve sonunda evden kaçmasına sebep olur. faydaları nelerdir?

    - rahim kanseri riski ciddi oranda düşer.
    - yumurtalık kanseri riski tamamen ortadan kalkar.
    - diğer kedilerle çiftleştiğinde (aıds dahil) geçebilen hastalıkların riski ortadan kalkar.
    - kavgaları azalır, stresi düşer.
    - çiftleşme amaçlı evden kaçma riski ortadan kalkar.
    - ev temiz hale gelir (erkekler işer, dişiler erkekler için koku bırakır)
    - ömrü ciddi oranda artar.

    sonuç olarak, evde beslenen bir kediyi kısırlaştırmak değil, kısırlaştırmamak vahşiliktir ve elzem bir operasyondur.
  • nispeten haklı bir korku. çünkü ülkemizdeki veteriner hekimlerimizin çoğunda gaz anestezi bulunmuyor.

    anestezi verilen her operasyon gibi, kısırlaştırma operasyonu da risk barındırır evet. hem ameliyat sırasında oluşabilecek bir duyarlılık durumu hem de ameliyatın doğası gereği komplikasyon riski vardır.

    risk yoktur demek ancak hayvan sahibini kandırmak ve olası bir problemde başı ciddi anlamda ağrıtacağından veteriner hekimin de her operasyon risklidir demesi çok normal.

    hayvan sahibi olarak bizim yapabileceğimiz bu noktada riski minimalize etmektir. peki neler yapılabilir?

    öncelikle her zaman iyi bir hekim bulunmalı.

    klinik ve ameliyathane temiz olmalı ve dezenfeksiyonun sürekli yapıldığından emin olunmalı.

    evcilin geçmişinde hiçbir anestezi deneyimi yoksa gaz anestezi tercih edilebilir.

    ameliyat sonrası hayvanın enjektable antibiyotiği kesinlikle yapılmış olmalı çünkü dişi kedi hayvanı bazen ameliyat sonrası çok huysuz olabiliyor.

    kedi operasyon sonrası uyandığında klinikte olmalı ve ağrısı var ise mutlaka aneljezik bir uygulama yapılmalı ki hayvan kendi kendine zarar vermesin.

    yumurtlama döneminde yapılan operasyonlarda hayvan daha çok acı çekiyor bu nedenle kızgınlık döneminde kısırlaştırma yapılmamalı, hayvan önce ameliyata hazırlanmalı.

    erkek kediler ameliyat sonrası çok umursamaz olabiliyorlar ancak dişiler genelde daha huysuz ve asabi oluyor. bu nedenle ameliyat sonrası kedinin kendine zarar vermeyeceği, sığınabileceği sakin ve temiz bir oda olmasını tavsiye ederim. bu odada kedinin altına girebileceği bir şeyler olabilir.

    operasyon sonrası ilk gece en zorlu gecedir. yani bu zorlu geçeceğinin şartı değildir ancak ilk gece en zorlusudur. ilk geceniz temiz geçtiyse bundan sonrası git gide rahat geçecektir. ilk geceniz zorluysa korkmayın, ertesi gece bu kadar zorlu geçmeyecek. ancak ilk gece her şey yolunda gibi ve sonradan gelişen bir durum var ise veterinerinize koşmakta fayda var. komplikasyon gelişmiş olabilir.

    bir sürü kedi-köpek kısırlaştırtmış bir insan olarak bu zamana dek kasap bir hekim tarafından yanlış yapılan bir operasyon harici hiçbir komplikasyonla karşılaşmadım. belediyenin kısırlaştırıp daha dikişleri kaynamadan bıraktığı dişi sokak köpeği de dahil olmak üzere.

    başta da dediğim gibi, hekimi iyi seçmek gerek.
  • hem dişi hem erkek kedimi kısırlaştırmış biri olarak söyleyebilirim ki, korkmanıza gerek olmayan ameliyattır.
    yalnızca gerçekten iyi bir veterinere götürün.
    dişininki erkeğe kıyasla daha zor ama bir kaç güne tamamen toparlıyorlar.
    ben operasyondan sonra uyanır uyanmaz eve getirdim. anestezinin etkisi geçince zaten normale dönüyor hemen. dikişleri de çok uzun kalmamıştı diye hatırlıyorum.
  • birkaç haftalıkken sahiplendiğim yavru kedimi veteriner 6 aydan sonra kısırlaştıralım demişti. nasılsa bişeyi yok, kızgınlığa girince de ne kadar kötü olabilir ki diye düşündüm ve hep erteledim. aslında bazı veterinerler de 1 yaşından önce yapılmasının gelişimini tamamlamadığından doğru olmayacağını söylüyor. kafam çok karışıktı. korkuyordum da bişey olursa diye. sonuçta 11 aydır benimle. ilk kızgınlıktan sonra yapılmasının gelişimini tamamlamış olacağı düşüncesi ile daha doğru olduğuna ikna oldum bekledim. önceki hafta deliye çevirdi azap çektik uykusuz geceler..

    geçen cuma için randevumuzu aldık. aç gitmesi gerekiyordu ama ben kıyamadığımdan sabah erken saate kadar yemesine izin verdim. zaten öyle obur bişi diil kızçe. suyu sever, susuzluğa dayanamaz. musluğa ağzını dayadı ben dişlerimi fırçalarken sabah su bulamayınca. saat 10'da kliniğe gittik. bana bi kağıt imzalattılar insanlarda olduğu gibi. ameliyatı gerçekleştirecek olan cerrah herşeyi anlattı. önce sersemletici ilaç vereceğiz sonra gazla uyutacağız ameliyat 1 saat sürer, uyandırmak için ilaç vermek istemiyoruz dileriz ki kendisi uyansın akşam 6 gibi taburcu edebiliriz dedi. karnına minik bir kesik atıp alacakları parçaları tarif etti.

    insanlarda olduğu gibi tabi ki anesteziden kaynaklı risk söz konusu ancak kediler dayanıklı hayvanlar, bugüne kadar kötü bir şey yaşamadık dedi. onlara ve tekir kedime güvendiğimden imzaladım. akşam 7 gibi gittiğimde o kendine gelmiş odada bekliyordu. kolunda damar yolu açıldığından bandaj vardı. onu dün aldılar. karnını komple sarmışlar dikişi açamasın diye. boyunluk takmayı teklif bile etmediler. ben de zaten istemeyecektim. eve gittiğimizde bandajından utandı bizimkiler sakince karşılasalar da. yatağın altına kaçtı. saat 9'da su, 10'da ıslak mama verdim. bi süre sadece ıslak mama vermemi söylediler. ilk gece 100 gram ıslak mama ve bolca su içti. gece boyu evin köşelerinde hareketsiz bekledi. sargısıyla kavga etti. ertesi gün kakasını yapabildi. cumartesi gecesi her zamanki gibi yanıma yatıp kolumun altına kedi masajı yapmaya ve beni emmeye devam etti. pazar günü evde uçmaya, koltuktan koltuğa hatta ben duş alırken 2 metre yüksekliğindeki banyo dolabına zıplamaya başladı. dün kontrole gittik herşey yolunda. 48 saatte bir enjektörle antibiyotik verecekler.

    uzun bir yazı oldu ama dişi kedi sahibi olarak ameliyat öncesi ben de çok tedirgindim. 1 günde iyileşti neredeyse. çok şükür kusma, kabız vs. bir durum olmadı. sargısı pazar günü alınacak. o zaman tüyleriyle ilgili psikolojisi bozulur mu ona bakacağım. ama tüylerin de 10 günde uzadığını söylemişler genelde. aklıma başka bişi gelirse editlerim. sorusu olanlara da yardımcı olabilir hatta veterinerimize de sorabilirim.

    edit: en çok kedinin durulması ile ilgili soru geliyor. ameliyat sonrası 1 ayda eski haline döndü. şu an bizim kızda en ufak durgunluk, sakinlik yok. kızgınlık belirtileri dışında hiçbişey geçmedi. oyun oynaması, uçması, koşması, oramızı buramızı ısırmak istemesi tam gaz devam ediyor.
  • kediniz ameliyattan çıkınca onu ihmal etmeyin. ben sabah işe giderken doktora bırakmıştım. kedi bir kere o anda terk edildiği hissine kapılıyor.

    akşam doktor aradı, "kedinizin sağlığı iyi, bu akşam da burada göz altında tutacağız, yarın alabilirsiniz" dedi. şimdi kedimin sağlığı iyimiş, ne diye taa veterinere yarım saat araba kullan sonra geri gel, değil mi? sabah tekrar aynı yolu yapacaksın nasıl olsa?

    değil.

    gittim kedimi görmeye. garibim avuç içi kadar kalmış. hiç bir şey yemiyor. beni gördü tepki verdi. yiyebileceği bir mama ararken yanına bir döndüm, baktım kurt gibi acıkmış tabii, mamasını hapur hupur götürüyor.

    senin benim gibi, hatta daha hassas canlılar bunlar. kedi yaşadığı o psikolojik travma nedeniyle o akşam beni görmeseydi, tahmin ediyorum sabaha sağ çıkamazdı. mümkün olduğunca onu yalnız bırakmamaya çalışın.
  • neyseki burada yazılanlar insanı birazda olsa rahatlatıyor.
    kim ne derse desin çok sevdiğin minnoşu kısırlaştırma kararı vermek ve uygulatmak kaygı verici bir sorumluluk.
    yarın operasyon var ama bizimki dünyadan bi haber şekilde mama kabını her zamanki yerinde bulamayınca kıl kıl çevremizde dolaşıp mama nerede yahu diye soran bakışlarla mırıldıyor. ( meğerse operasyondan önce yemek yemeyi kesmesi gerekliymiş )
    bizim de içimiz parçalanıyor.
    sonuçta yazılanlardan anladığım kısırlaştırmanın gerekli ve düzgün veteriner ile ancak uçağa binmek kadar tehlikeli olduğudur.
  • ikinci deneyimim olmasına rağmen çok korkuyordum ve bu başlık beni bir nebze rahatlattı. bu sebeple ben de deneyimlerimi paylaşmak istedim belki birine yardımı dokunur diye.

    dün sabah 11 için veterinerlik fakültesinden randevu alındı. öncesinde 12 saat kadar yemek verilmedi. su içmiş, ameliyat öncesinde belirttik ama operasyona girdi. fakülte 14.30'da gelin alın dedi. kedimizi aldık, anestezi etkisi geçmemişti. acı acı bağırıyordu. ağrı kesici hekimlerin kontrolünde değilken verilmiyormuş. yarası olduğunu unutup aşırı hareket etmesinden ve dikişini patlatmasından çekiniliyormuş.

    öncelikle kendisine ayrı bir oda hazırladık. yüksekte değil yer kotunda yatmalı ki anestezi etkisiyle düşmesin. sadece veteriner kliniklerinde satılan bir mama aldık, reklam olmaması amacı ile yazmayacağım, dileyene mesaj ile iletirim. paketi 25 lira, ameliyat sonrası hızlı toparlanma için öneriliyormuş. 1 adet ondan aldık, onun dışında 4 paket de yaş mama aldık. kuru mama birkaç gün önerilmiyor.

    boncuk saat 20-21:00'e kadar bağırmayı sürdürdü. en yoğun dönemi saat 17:00'ye kadardı. sonrasında yorulması ve sesinin kısılması ile aralıklar kesildi. fakat 17'ye kadar öyle bağırdı ki komşular dahi duvara tıklattı. bu süreçte korktum açıkçası, çok da üzüldüm ama geçeceğine emindim. nitekim öyle de oldu. bağırdığı sırada önüne bir oyuncak koyduk ve biz oynadık. izlemekten bağırmaya fırsatı olmadı. yorulduğumuzda kediler için olan oyun videolarından açtık ekranda. uzun süre onunla oyalandı. çok çok az bağırdı. bunu öneririm, zihnini meşgul tuttu bizimkinin.

    kutusunda kaldı uzun süre. saat 5 civarı kum kabına uzanıyordu. kapağı açtım çıkması için uzun uğraşlar sonucu çıktı. kendisine asla dokundurmadı, tısladı. çişini kuma yaptı. zıplayarak girdi kaba ama dediğim gibi ne dokundurdu kendine, ne de yere yaptı. biraz kap içinde dinlendi sonra kutusuna girdi tekrar. bu arada kum kabını yıkamış, kurutmuş ve temiz kum koymuştum. yarasına kirli kum değmemesi adına önemli bence. birçok kaynakta gazete kağıdı vs gördüm ama dişi olduğu için çok da elzem gelmedi açıkçası. deneyimim bu şekilde benim.

    saat 19:00 civarı kutusundan çıkardık. oyun videosu izlettik, bir karton kutu içerisinde yattı. 20:00'den sonra mama ve su demişlerdi. kıyamadık 19'da verdik fakat yemeyi reddetti. lütfen korkmayın bu süreçte, yemeyeceğini de adımız gibi biliyorduk.

    00:00'da yattık. ışıkları kararttık. süreç boyunca loş ışık ya da karanlık öneririm. anestezi etkisindeyken ışık hassasiyeti oluşuyormuş. box üzerini örtü ile örtmenizde fayda var. yattıktan birkaç dakika sonra yanımıza gelip yattı. bu arada yere koymuştuk yatağı. yerden 15 cm yukarıya çıktı yani sadece. atlamaması, düşmemesi adına dikkatli olunması gerekli.

    ameliyatın ertesi günü sabah akşam antibiyotik vermemiz gerekiyordu. süspansiyon reçete etmiş hekim. hazırladık prospektüsteki şekilde. sabah 8'de uyandık, yaş mama verdik ve çok az da olsa yedi. önce parmağınızla ağzına götürmenizi öneririm mamayı sadece bir tecrübe olarak.

    ilacı hazırladık ve içirdik. bir kısmını tükürmüş, onu telafi ettik tekrar nispeten. enfeksiyon kapmaması adına ilacı kullanması önemli. şu an mırıl mırıl yatıyor bir odada. sakin, iyi. sadece 24 saat oldu ve süreç gayet standart ama korkutucu ilerledi.

    farklı bir durum olursa editleyeceğim. bunu yazmamın sebebi birkaç gündür yaşadığım gerginlik ve ilk geldiğindeki çığlıklarına çok üzülmem ve korkmam. yanlış/eksik bilgi var mı bilmiyorum, sadece deneyimimi yazıp aynı şeyleri yaşayan ya da yaşamak üzere olanların korkusunu bir nebze hafifletmek istedim.

    cuma günü kontrole gideceğiz, o zaman da gelişmeleri editlerim.

    edit: kontrole gittik, dikişine baktılar, sargıyı yenilediler. salı günü de dikiş aldırmaya çağırdılar. daha önceki deneyimimde ne antibiyotik kullanmıştım, ne kontrole gitmiştim. dikiş de kendiliğinden düşmüştü. ne fark var anlamadım açıkçası. fakat güzelimin keyfi yerinde, hareketini kısıtlamaya çalışsam da koşup oynuyor. birazcık yorgun sadece, normalden fazla yatıyor.
  • daha önce doğurmuş olan bir kedimin rahmi alınmıştı. kedi çok zorluk çekti. sonunda sağlığına kavuştu ama çektiği acılar sonucu insanlardan uzaklaştı. sevgi dolu bir kediyken haklı olarak hayvancağız içine kapanık yalnız kalmayı tercih eden bir hayvana dönüştü.

    bu sefer bir senedir neredeyse kedimi kısırlaştırmaya götürmemek için her yolu denedim. 3 tane veteriner değiştirdim. kilosunu uygun bulmadım. yaşı gelmedi, rüzgar esmedi gibi bahanelerle erteledim durdum. sonunda veteriner kontrolünde hadi bugün yapalım dedi. ya şimdi ya da hep kaçacağız kızım dedim. işlem gazlı anestezi ile yapıldı. toplam 1dikiş ile sorun çözüldü. eve geldiğinde uyukladı. 2. gün toparlamıştı. ortalıkta dolaşıyordu. 3. gün bu kedi ameliyat oldu diyemezdiniz. koşup oynuyordu. kendisi sürekli cat sploot pozisyonunda https://coleandmarmalade.com/…m-sploot-700x862.jpeg oturan bir kediydi. bu hareketi yapması da beş-altı gün aldı.

    şu an ergenlikten önceki gibi sevgi dolu bir kedi oldu. hareketliliği iyice arttı. bütün gün sevdirmek oyun oynamak istiyor. biz kilo alacak diye korkarken bu haspa kilo verdi bir haftada. mutluluktan şarkılar söylüyor. sürekli sevdirmek istiyor. yerinde duramıyor. sanırım hormonları gerçekten üzerinde bir baskı oluşturuyormuş. başka bir açıklama bulamıyorum.
  • internette yapacağınız ufak bir araştırmayla uygun veteriner bulabileceğinizi düşünüyorum. diğer taraftan ben de iki dişi kedimi 1 yaşındalarken 8 ay önce kısırlaştırdım. 2 günde ayakta gezebilir hale gelip 1 hafta içinde tamamen toparladılar. eminim kediniz de 2 senedir kısırlaştırmadığınız için sıkıntı çekiyordur. evham yapmak yerine harekete geçmeniz ikiniz için de iyi olacaktır.
    not: sizin bölgenizde yaşamıyorum o yüzden bir veteriner tavsiye edemeyeceğim.
  • 2 tane dişi kedim var.çarşamba günü ikisi de kısırlaştırma operasyonu geçirecek ve ben şimdiden uyku uyuyamıyorum,sanki ben ameliyat olacakmışcasına korkuyorum:(
hesabın var mı? giriş yap