• 1914-18 arası diyarbakır valisi doktor mehmed reşid'in de sorgulandığı lakin idam edilmeden intihar ettiği mahkemelerdir. yönetimi altında diyarbakır vilayetindeki ermeni ve rum sayısı 60 binden 1400'e inmiştir. halk arasında lakabı "diyarbakır celladı" dır. mahkemede suçunu inkar etmemiş tam tersine pişman olmadığını söylemiştir. kendisine sorulan"doktor olmanıza rağmen bu kadar insanı nasıl katlettiniz" sorusuna "memleketi mikroblarından temizledik, bir hekim olarak vazifemiz bu değil midir" diye karşılık vermiştir. musa anter de hatıralarında du deng katliamı gibi diyarbakırda olan olayları anlatır. ölümünden sonra cumhuriyet rejimi kendine şahingiray soyadını vermiş ve milli şehit ilan edip ailesine şehit maaşı bağlamıştır.
  • birisinin şu hitabetten etkileniyor olmasının yegane sebebi kendi cehaletidir.
  • said nursi'nin bir eseri.

    "ben talebeyim, onun için her şeyi mizan-ı şeriatla müvazene ediyorum. ben milliyetimizi, yalnız islâmiyet biliyorum. onun için her şeyi de islâmiyet nokta-i nazarından muhakeme ediyorum. "

    "nâmahrem olan kimseler nazar etmesin. âhirete kemal-i iştiyak ile müheyyayım, bu asılanlarla beraber gitmeye hazırım. nasılki bir bedevi garaibperest, istanbul'un acaib ve mehasinini işitmiş, fakat görmemiş; nasıl kemal-i hâhişle görmeyi arzu eder! ben de ma'rez-i acaib ve garaib olan âlem-i âhireti o hâhişle görmek istiyorum. şimdi de öyleyim. beni oraya nefyetmek, bana ceza değil; sizin elinizden gelirse, beni vicdanen tazib ediniz! ve illâ başka suretle azab, azab değil, benim için bir şandır!"

    "bu hükûmet zaman-ı istibdadda akla husumet ederdi. şimdi de hayata adavet ediyor. eğer hükûmet böyle olursa; yaşasın cünun, yaşasın mevt!.. zalimler için de yaşasın cehennem!.."

    "mert olan cinayete tenezzül etmez. şayet isnad olunsa cezadan korkmaz. hem de haksız yere i'dam olunsam, iki şehid sevabını kazanırım. şayet hapiste kalsam, böyle hürriyeti lafızdan ibaret bulunan gaddar bir hükûmetin en rahat mevkii hapishane olsa gerektir. mazlumiyetle ölmek, zalimiyetle yaşamaktan daha hayırlıdır. bunu da derim ki: siyaseti dinsizliğe âlet yapan bazı adamlar, kabahatını setr için başkasını irtica ile ve dinini siyasete âlet yapmakla itham ederler. şimdiki hafiyeler eskisinden beterdirler. bunların sadakatına nasıl itimad olunur?"

    "ve bizi bir cihette teyakkuza ve terakkiye sevkeden hakikî kardeşlerimiz türklerle ve komşularımızla dost olup el ele vereceğiz. zira husumette fenalık var, husumete vaktimiz yoktur. hükûmetin işine karışmayacağız. zira, hikmet-i hükûmeti bilmiyoruz..."

    " hürriyeti âdâb-ı şeriatla takyid ediniz."

    "medenîlere galebe çalmak ikna iledir, icbar ile değildir."

    görüşlerine katılmasam da inançları uğruna ölümden korkmamasına ve hitabına etkilenmemek elde değil.
hesabın var mı? giriş yap