• içinde türk dünyasını gösteren bir harita bulunur
    araplara türkçeyi öretmek amacıyla 11. yüzyılda 645 yayınlarından çıkmıştır
  • araplara türkçeyi öğretme amacı güttüğü için arapça yazılmıştır.
  • nasıl yazıldıgına bir türlü karar verilemeyen, ugruna sürekli yeni yeni baslıklar acılan hede.
  • yapıtın çevirmeni besim atalay'ın önsözünden bir bölüm:

    "(orhun ile yenisey anıtlarının yazıldığı dönemde) türk dili kendi yapısı içerisinde kendi kökünden aldığı hızla yürümekte iken hintten gelen uysal ve uslu buda dini türk kültürü ve türk dili için bir korku doğurmıya başlamıştı.
    (...)
    bu fırtınadan sonra batıdan daha sert ve daha yıkıcı yeni bir fırtına gelmiştir. arap fırtınası.

    bu kasırga pek ezici ve öldürücü oldu. islam tarihçilerinin de anlattıklarına göre 'türklerin tapıncakları yıkıldı. bilginleri öldürüldü. kitapları yakıldı' (...) böylelikle türk kültürüne ve türk diline korkunç bir yumruk indirilmiş oldu. herkes arap gibi konuşmıya, arap gibi düşünmiye zorlanıyordu. artık türk dili karışıyordu, bozuluyordu.
    (...)
    bundan sonra uzun zaman türkçe işi unutuldu. her okuyan arap gibi okumıya, fars gibi söylemiye çalıştı. osman oğulları bu işe hiç el sürmediler, bunlar türkü unuttukları gibi türkçeyi de unuttular."
  • sözlükte 7,500’ün üzerinde türkçe sözcük vardır. sözlük ilk kez sadrazam talat paşa’nın emriyle, 1915 yılında elde bulunan tek kopyayı korumak amacıyla tıpkı basımı yapılarak, öğretmen rıfat efe’nin denetiminde çoğaltılmıştır. daha sonra yarıda kalmış çeviriler de toplanarak türk dili’ne büyük emekleri geçmiş, dil bilimci besim atalay tarafından günümüz türkçesine çevrilip dört ciltte toplanmıştır.
    dünya üzerinde tek kopyası olan bir eserin kültürümüzden tam kopmak üzereyken rastlantı sonucu ona sahip çıkan insanlar tarafından nasıl bulunduğuna:
    1910 yılında istanbulda "sahaflar çarşı"sında, dönemin soylu ailelerinden bir kadın kitapçı burhan bey’e gelerek, bir el yazması kitap satmak ister. burhan bey’de kitabı alıp doğruca milli eğitim müdürlüğü’ne götürür. kitabın değerli bir yapıt olduğunu ve sahibinin otuz sarı lira istediğini söyler. milli eğitim yetkilileri "ne olduğu belirsiz bir kitaba avuç dolusu para vermeyeceklerini" söyleyerek, burhan bey’i uğurlarlar. kitapçı burhan bey bu işten vazgeçmez ve kitabı bu kez fatih millet kütüphanesinin kurucusu ve ilk müdürü olan ali emiri bey’e götürür. ali emiri bey eseri inceledikten sonra, kitapçıyı kütüphaneye kilitleyerek hemen dışarıya fırlar ve tanıdık tanımadık herkesten para toplamaya başlar. sonunda borçlanarak da olsa parayı denkleştirir ve kitabı önce kültürümüze sonra da fatih millet kütüphanesine kazandırır.
  • divanü lügat-it-türk, 11. yüzyılda karahanlılar arasında çıkmıştır.
    türkçe’yi araplara öğretmek amacıyla yazılmıştır.
    türkçe’nin ilk sözlüğüdür.
    arap alfabesiyle yazılmıştır.
    türkçe kelimelerin yanına arapça karşılıkları konmuş ve kelimeyle ilgili açıklamalar yine arapça olarak yapılmıştır.
    kelimelerin kullanımlarını göstermek için verilen örneklerin pek çoğu halk edebiyatı ürünlerinden seçilmiştir.
    kaşgarlı mahmud, orta asya’da yaşayan türk boylarını gezerek, halk arasında yaşayan atasözlerini, deyimleri, destanları, ağıtları, koşukları, vecizeleri derleyerek eserinde bunlara yer vermiştir.
    bu çalışma, en eski halk edebiyatı ürünlerimizin, günümüze ulaşmasını sağlamıştır.
    türk dili ve edebiyatının olduğu kadar türk tarihinin, coğrafyasının, kültür ve medeniyetinin de eşsiz hazinelerinden biri olan eser, çağının ilk ve en muhteşem örneğidir.
    7500 türkçe kelimeyi kapsar.
    3 cilt halinde bulunur.
    o dönemki türkleri ve komsularını gösteren bir harita bulunur.

    kaşgarlı mahmut sözlüğünü 1072 yılında yazmaya başlamış ve 1074 yılında, iki yıl gibi kısa bir sürede de bitirmiştir. eserin kendi el yazması olan ilk kopyasını da bağdat’ta, abbasi halifesi billah’a vermiştir. bugün elimizde bulunan elyazması kitap, kaşgarlı mahmut’un kendi el yazması değildir. onun ölümünden 192 yıl sonra, şamlı mehmet adında bir hattat tarafından aslından çoğaltılmış tek kopyadır. tabi türkçemizin de en değerli, el yazması ürünlerinden biri.

    http://www.obl.bilkent.edu.tr/…malari/edebiyat5.htm
  • (ara: lügat)
  • o zamanlar "lügat" sözlük değil lisan anlamına geliyordu.

    divan-ı lügat-it türk = türk dili divanı
    anlamına gelir.

    kelimeler alfabetik sıra yerine kısa kelimeden uzun kelimelere doğru dizilmiştir. ama tdk basısında alfabetik dizin de mevcuttur.
hesabın var mı? giriş yap