• artsürem.
  • zaman içinde değişmeyen.
  • dilbilim terimidir. ing.--> diachronic

    art zamanli olarak gecer literaturde. oncelik-sonralik iliskisine isaret eder.
  • saussureyen dilbilimde, dilin ve kelimelerin bir zaman aralığı içinde uğradıkları değişimin göz önünde bulundurulduğunu belirten sıfat.

    ilgili olarak: (bkz: eşsüremlilik)
  • incelediği nesneyi ele alma biçimi tarihsel olana verilen ad. genelde dil konusunda oldukça karşımıza çıkan bir kavramdır. karşıtı olan senkronikile beraber incelenir.

    analitik felsefe genel olarak senkronik çalışma disiplini ile dil felsefesiicra etme gayretindedir. buna göre, dilin mantıksal yapıları, ortaya koyulduğu form içerisinde tarihsel arka planı ve o hale geliş yolundan bağımsız olarak incelenir. buna göre dil-mantık ve gerçeklik arasında belirli bir mütekabiliyet korunmaktadır. fakat kıta felsefesi içerisinde dilin incelenmesinde senkronik bir anlayışı benimseyen biri vardır ki, tüm bu diyakronik senkronik muhabbetinden bahsedildiğinde akla gelen belki de ilk isimdir: saussure. onun yapısalcılık adını verdiği inceleme yöntemi dilin halihazırda bulunduğu koşulları, yapıları ve tikel örneklerin tabi olduğu evrensel ve tarihsellikten bağımsız kuralları inceler. levi-strauss yapısalcılığı antropolojiye uyarlamıştır. tüm kültürlerde onların teknolojik, ekonomik, kültürel vs gelişmişliklerinden bağımsız ve bu endekslerin öğeleri arasındaki ilişkiyi örgütleyen üst-katman olarak yapıları görür. böylece zamansal gelişim, diyakronik anlayışın içerdiği öncelik ve sonralık üzerinden değerlendirme işi, incelediğimiz nesneyi burada ve şimdi tüm yapısı içinde ortaya koymamıza engel olabilir ve onu muğlaklaştırır.

    diğer taraftan kıta felsefesi için tarihsellikincelediği nesneyi ortaya koyabilmek adına başvurulması gereken bir yoldur. tarih, sadece tarihçilerin inceleyeceği bir olaylar kabından müteşekkil olamaz. tarih gerçeğin kurulduğu, bilimlerin, sanatın, felsefenin içinde geliştiği mekândır. buna göre, inceleyeceğimiz nesnenin tarihsel koşullarını, onun tasvirinden soyutlayamayız. dolayısıyla, inceleyen özne de kendi tarihsel koşulları içerisinde yargılayacağından bu açıklama biçimi, ya totaliter bir içeriksel mantıkla tüm tarihi mantıksal hale getirmeye (hegel'deki gibi) ya da belli bir anlamda dilin tüm yargılarını, düşünmenin prensiplerini de kurgu haline getirebileceğinden gerçeği de göreceli kılıyor gibi görünebilir. (post-modernizmdeki gibi).

    diğer taraftan, 21. yy.'da yeniden gündeme gelen diyakronik araştırma biçimlerinden bazıları bilişselci ve rasyonalist bir tonu koruyarak şeyin kendisiyle ilgili senkronik olmayan bir biçimde, belli bir öncelik-sonralık mefhumunun önemini koruyarak düşünce geliştirmektedirler. diyakronik metodu kullanan bazı güncel felsefeciler: (bkz: quantin meillassoux) (bkz: ray brassier)
  • ing. olayların, ânbeân önemlerinden ziyâde, zaman içinde ilişki kurma biçimlerine göre anlaşılması veyâ yorumlanması, artzamanlılık.
    (bkz: eşzamanlılık)
    (bkz: dilbilim)
    wiki

    “artzamanlılık [grekçe diá (süresince, boyunca) ve chrónos (zaman) sözcüklerinden] özellikle dilbilimde dil dizgesinin ve bu dizge içindeki birimlerin tarihsel değişiminin incelenmesi yöntemini tanımlar. dilin zaman içindeki evriminin incelenmesi on sekizinci yüzyıl sonlarında başlayan ve daha çok on dokuzuncu yüzyıl dilbilim çalışmalarını betimleyen bir yaklaşım olmuşsa da, artzamanlılık terimi ilk kez yirminci yüzyılın başında yapısalcılık akımının kurucusu isviçreli dilbilimci ferdinand de saussure (1857-1913) tarafından eşzamanlılık terimiyle karşıtlığı içinde tanımlanarak, dilbilimin temel ilkelerinden biri olarak ortaya konulmuştur. artzamanlı bakış açısı, dili zaman içinde değişen, dinamik bir olgu olarak görürken, eşzamanlı bakış açısı dili bir sistem/yapı olarak ele alıp, belirli bir zaman kesiti içindeki dilsel yapıyı oluşturan birimleri, bu birimlerin niteliğini, işlevlerini ve karşılıklı ilişkilerini ayrıntılı olarak betimlemeyi amaçlar. artzamanlılık ve eşzamanlılık birbirlerine karşıt gibi görünseler de, bir yandan birbirlerinden bağımsız, diğer yandan da birbirlerine oldukça bağımlı yöntemlerdir.

    artzamanlı çalışma yöntemi içinde yetişmiş bir dilbilimci olarak saussure'ün eşzamanlı incelemeyi geliştirmiş olması salt artzamanlı bakış açısıyla kimi dilsel değişimlerin yeterince açıklanamadığını düşünmüş olmasından kaynaklanmıştır. bu nedenle, artzamanlı bir incelemenin öncesinde belli dönemlere ilişkin eşzamanlı incelemelerin yapılmış olması tarihsel değişimin daha iyi açıklanabilmesi açısından gerekli görülmüştür. böylece, dilin nasıl işlediği açıklığa kavuşturularak, hangi nedenlerle, nasıl değiştiği açıklanabilir. artzamanlı inceleme tarihsel dilbilimin temel yöntemi olarak dildeki değişimleri betimler, değişimlerin nedenlerini ve sonuçlarını açıklar, çoğu kez bu değişimleri kurallara bağlar. kurala bağlanamayan değişimlerin hangi nedenlerle ortaya çıkmış olabileceğine ilişkin açıklamalar sağlamaya çalışır. erişilebilen en eski belgelerden içinde bulunulan döneme kadar izlenen dilsel veriler karşılaştırmalı yöntemle ya da dil-içi yeniden-yapılandırma yöntemiyle incelenerek dilin sesbilim, biçimbirim, sözdizim, anlambilim ve sözvarlığı kapsamındaki gelişimi belirlenir. kesin belgelere ulaşılamayan dönemler için varsayımların sınanması yardımcı olmaktadır. geçmiş dönemlere yönelik belirlemeler, sözlü verilere ulaşılamadığından, dilin o dönemlerdeki bireysel ve toplumsal değişkelerini açıklamakta yetersiz kalmaktadır. saussure'ün tanımlamasıyla, dil (langue) toplumsal, söz (parole) bireysel bir olgudur. o hâlde, artzamanlı inceleme dil üzerine yoğunlaşırken, eşzamanlı incelemede sözün işlevleri de önem taşır. diğer bir deyişle, artzamanlı incelemede dil değişke-bağımsız bir olgu olarak ele alınmaktadır.

    koordinat düzleminde x (ab) ekseni eşzaman, y (cd) ekseni ise artzaman eksenidir. ab, cd eksenini bir x zamanında kesen ve dilin o ândaki durumunu belirten çizgidir. dil, cd ekseni boyunca tarihsel değişimini sürdürür. x zamanı içinde ve ab ekseni boyunca dili inceleyen bir dilbilimci için dilin o ândaki yapısal özellikleri önemlidir. o zamana değin dilin geçirdiği tarihsel değişim ilgi alanına girmez. eğer tarihsel bir bakış açısı benimsenecekse, o zaman eşzamanlı incelemeler bütününden yola çıkılmalıdır.

    on dokuzuncu yüzyılda yürütülen artzamanlı dil incelemeleri diller arası akrabalık ilişkilerinin, kökdilin (proto language) ve dil ailelerinin belirlenmesinde, sözcüklerin kökenbilimsel incelenmesinde (etimoloji), gelişimsel sesbilim ve anlambilim incelemelerinde önemli katkılar sağlamıştır. bu çalışmalar “karşılaştırmalı filoloji” olarak da adlandırılmıştır. günümüzde, özellikle dilbilim alanında eş zamanlı incelemelere daha fazla ağırlık verilmekte ise de, dil tarihi çalışmalarının ağırlıklı olduğu filoloji dallarında artzamanlı bakış açısı ile yapılan incelemeler sürdürülmektedir.

    artzamanlı bakış açısı dilbilimci için önemli bir bakış açısıdır. eşzamanlı ve artzamanlı bakış açılarını birbirinden ayıran bir yaklaşıma diğer bilim dallarının çoğunda rastlanmaz. örneğin, jeoloji ya da astronomi ele alınan olgunun hem ardışık, hem de anlık özellikleri üzerine düşünce yürütse de, bunları yöntemsel olarak birbirinden ayırmaz. benzer biçimde, tarihçi belli bir dönemin siyâsal görünümünü incelerken tarih dışına çıktığı izlemini vermeyebilir. oysa dilbilimsel incelemede art ve eşzamanlı yöntemleri birbirinden ayırarak, belirlenen amacı gerçekleştirmeye yönelik kesin bir yaklaşım tanımı gereklidir. bu tanım gereği, belirlenecek diğer yöntemler doğrultusunda dilin hangi özelliklerinin ele alınacağı baştan saptanmış olur. eşzamanlı ve artzamanlı incelemelerin kesişimi ile dil üzerine daha ayrıntılı betimlemeler yapma olanağı doğar.

    d. aksan, (ed.), dilbilim seçkisi, ankara: tdk yayınları, 1982.
    f. de saussure, cours de linguistique generale, 5. baskı, paris, payot, 1955.
    t. mcarthur(ed.), the oxford companion to the english language, oxford university press, 1992.
    b. vardar(ecl), xx. yüzyıl dilbilimi: kuramcılardan seçmeler, ankara, tdk yayınları, 1983.
    ayrıca bkz. anlambilim, artzamanlı dilbilim, dilbilim, saussure.
    felsefe ansiklopedisi / etik yayınları” kaynak
  • (bkz: artsürem)

    artsüremli olgular dile kendilerini benimsetirler ama genellikten yoksundurlar.
    artsürem ve eşsürem dilbilim açısından büyük bir ayrım noktasıdır. dildeki evrime ilişkin her şey artsüremlidir. dilbilimle ilgilenenlerin gerçek anlamda kavraması gerektiği bir ayrımdır bu.

    kaynak: xx. yüzyıl dilbilimi, tdk.
hesabın var mı? giriş yap