• diyanet "“bizim milletimizin hiçbir ferdi böyle sapık, batıl bir anlayışa asla prim vermez. milletimize, gençlerimize kimse iftira atmasın. " demiş.

    dünyanın her yerinde islamofobi'yi gündeme getiren, islam'a fobiyle yaklaştığını iddia ettiği modern dünyayı (batıyı) sürekli eleştiren güruh kalkıyor, bugün avrupa'da büyük çoğunluğa sahip olan inanışları (deizm, agnostizm, ateizm, vb) hem aşağılıyor hem de etrafında bir fobi duvarı örüyor.

    tek özgürlük anlayışları "başörtüsü" olanların, tek dini saygısı da islam'a karşı tabiki.

    türkiye'de birçok kişi tck 216'dan yargılandı/yargılanıyor. ama bu tck 216 sadece sunni islam için işliyor nedense. bu ülkede birçok deist (ve diğerleri) insan da mevcut. bu insanlar toplumla barışık vergisini ödeyen ve herkesin sahip olduğu haklara sahip olan eşit vatabdaşlar. sayıları tahmin edilenin üzerinde. diyanet bu insanları ve dini inanışlarını sapıklık olarak aşağılıyor ve hedef gösteriyor. topluma kin ve nefret aşılıyor. kendi "dindar" gençlerini kindarlaştırarak deistlerden ve deizmden uzak tutacaklarını düşünen bu örümcek kafalılar, alenen suç işlemekten geri durmuyor.

    gençlerin islam'dan uzaklaşmasının nedeninin deizmin söyledikleri değil, yobazlar olarak kendilerinin söylem ve eylemleri olduğunu anlamalıdırlar. bu son söylemleriyle eminim birkaç müslüman genç daha deizmin yolunu tutmuştur.

    "sapıklık" hiçbir dini inanış ve düşünceye yakıştırılabilecek bir sıfat değildir. çok ağır, çok tehlikeli bir söylem. ayrıca bu söyleme konu olacak deizme ait bir olay, kültür de bulunmuyor. ama illa bir inanışa bu tarz benzetmeler yapılacaksa her halde deizm en sonda gelen inanışlardan birisi olur. çünkü deistler "iyi insan olma" motivasyonlarını bir şeyhten, gökten indiği sanılan kitaplardan veya bir dini kurum liderinden almazlar. kendi hür vicdan ve akıllarıyla bunu yaparlar. bu motivasyonlar da daha sonra ortaya evrensel insan hakları bildirgesi gibi dünyanın en kucaklayıcı ve adaletli metinlerini çıkarır. insanlar "iyi insan" olmak için dine ihtiyaç duymadığını yüzyıllar önce keşfetmişlerdir ve bu keşfedenler de bugün dünyanın en ileri medeniyetleridir. malesef ortadoğu henüz bu süreci yaşamamıştır ama yaşamaktadır. diyanet'in ve benzer kurumların açıklamaları da bu sürecin sancısıdır.

    şu soruyla bitirelim;
    sizce bir uzaylı gelip bugün dünyaya baksa ve toplumları inceleyerek, dini kurumlarda yaşanan olayları inceleyerek bir dine "sapıklığı" yakıştıracak olsa, hangi dine yakıştırırdı?

    http://www.diken.com.tr/…batil-felsefi-bir-dusunce/
  • kendine müslüman ifadesi nereden çıkmış bu olayda çok iyi görüyoruz.
    diyanet işlerinin başındaki adam bile inanç özgürlüğünü kendine kadar istiyor.
    başkasının inanç özgürlüğü olmasa da olur, başkalarının inancına her türlü hakaret edilebilir. bunlar mı ilahi adalete inanan müslümanlar? dışardan bakınca hiç öyle görünmüyorlar? hepsi de kendine müslüman.
hesabın var mı? giriş yap