• iki cümleyi sebep bildirerek birbirine bağlayan zarf.
  • diye
    yıkıldığın mey hanede
    ney hane sana diye
    akıştan vazgeçen bir nehir tanımadın
    oysa biz
    her yanımızda şirin bir hücre olma ihtimali taşımalıydık

    nehir kendine
    mey kendine
    hane sessiz
    uyku bahane
    biz
    var mıydık sahi

    bir köylü iyi bilir
    ürünü kaybederse mevsimdendir
    gelecekte
    mevsim bahane
    ürün gelecek ihtimalidir
    nereye mi
    gelecek elbet
    size de
    orada sen de var mıydın

    gelecek
    köyde kır başı
    horoz sesinde kızıl
    kentte kızıl saçlı bir kadın
    barın en kuytu yerinde
    gelecektir
    size
    sahteliğin ona boyattığı
    saç rengiyle bile
    orada sen de

    ekin
    dahası ekilin
    yıkıldığınız mey hane
    ney hane diye
    ekin
    akıştan vazgeçen bir nehirlik
    olmaz bize
    gelen geçen
    hepimize

    ekin
    sen var mıydın
    yıkıldığın mey hanede
    ney hane sana diye

    köy nasibini alsın onca ışıksız geceden
    toprağı kazmak ederin kalsın
    oraya ay yansırsa gecelerden bir gece
    ayda yansıyan köyleri de siz gece
    aramalısın"." diye "ız"

    ekin, ek çık hani merdivenlerden
    adım adım aşılsın diye
    hiç terlemeden
    iniş ve çıkışlar
    olsun diyelim "iz"

    bir köylüye anlattım
    sen anlamazsın diye
    ney hane sana
    yıkıldığın mey hanede
    köylü ter içinde kaldı

    olsun mu diyelim? her yanımızda şirin bir hücre olma ihtimali taşımalıydık

    ne oldu gördük şiirin güncesinde
    sen aldan diye 'şir'den bir gece kaldı bize

    ömer serdar
  • siirt'in eruh ilçesinin savaşköy köyünün halen kullanılan eski ve asıl adı.
  • romanlarda en fazla geçen kelime.

    - yeter lan çok kitap okuyosun!
    + diye bağırdı sığır adam.
  • sin'den geliyorsan (bkz: #36339543)
    dın'dan geliyorsan (bkz: #39905311)
  • üç noktaya sebep olan sözcük.
    "
    ... diye bildim seni
    ... diye sevdim
    ... diye sakladım
    ... diye öldüm "
  • türkçeye sözdizilimsel bağlamda önemli bir fonksiyon kazandıran tümleyici bağ-fiil veya bağlaç. sentaksın ikili ağaç yapısı üzerine kurulu hiyerarşide (sentaks dualizmi), bu belirteç, sahip olduğu üst derecedeki konumuyla apayrı bir cümleyi veyahut yüklemi belirtebilir. bir cümle örneğiyle bu durumu özetleyelim: 'yarın gelecek misin diye sordu' yükleminde 'diye' elemanı başlıbaşına bir soru cümlesini belirmektedir: "yarın gelecek misin?".

    'diye' bu özelliğiyle diğer bağ-fiillerden ayrılır; çünkü 'sorarak' gibi bir bağ-fiil, zarf fonksiyonunda işlerken (bu nedenle zarf-fiil şeklinde de kullanılır), 'diye' sözcüğü, zarfların anlamsal işlevine sahip bir bağlaç gibi davranır. kısacası, bir yüklemi anlamsal olarak içinde bulunduğu anayükleme bağlayabilen yegane elemandır.

    'diye' sözcüğünü etimolojik olarak incelediğimizde bağ-fiil tanımının neden yapıldığını daha açık bir şekilde görebiliriz. sözcüğün morfolojik kökü 'demek' fiilindeki 'de-' köküdür. bağ-fiil anlamını yakınsamak için yukarıda verilen örneği küçük bir değişikle kullanalım: "yarın gelecek misin diyerek sordu" (diye + -rek). tamamen aynı anlamı vermese de, bu karşılaştırma, sözcüğün zarf-fiil gibi davranan yanını ortaya çıkarır.

    dikkat edersek, 'de+mek' fiili de apayrı bir yüklemi, alıntı semantiğinde olmak koşuluyla, bir nesne gibi kullanabilir. bunu yapabilen yegane fiildir. hemen örnek verelim: " 'çok yorgunum dedi' ve 'çok yorgunum söyledi' (gramere uymamakta)". bu cümlelere baktığımızda 'de-mek' fiilinin sentaktik farklılığı göze çarpmakta.

    bu ışıklı bilgiler birleştirildiğinde, 'diye' sözcüğünün anayükleme hem tümleyici zarf hem de bağlaç olarak bağlanabildiği görülmektedir. bağlaç işlevini düşündüğümüzde, sözcük kendi altyüklemi varmış gibi davranmaktadır (bakınız: bir önceki paragraf).
  • her ne kadar tdk tanımında "türü zarf, anlamı ise herhangi bir yargıya vararak" olarak belirtilmişse de aslında tür olarak cümleye göre değişiklik gösterir. ayrıca kelimenin kökü alışılagelmişlikten ötürü "diye" zannedilmektedir. fakat kelimenin kökü de- fiilinden gelir ve de- fiiline -e (zarf fiil eki) eki gelerek orada ünlü daralmasıyla (-e > -i ) da birlikte araya ünsüz türemesi yani kaynaştırma harfi (-y) gelmiştir. (hatta bu bilgi ösym sınavlarında dilbilgisi sorularında fazlaca karşımıza çıkar.) geldiği zarf fiil ekinden dolayı zarf türünden ziyade zarf fiil olarak kabul edilmiştir. fakat cümle içinde kullanım yerine göre farklı anlamlar kattığı için edat görevi de görebilir. çünkü amaç ve neden ilgileri kurar.
  • küçük iskender'in terapi'leri çok faşist ve güzel olmuş. terörist ve güzel de olabilirdi. onun kendine yaptıkları ise teröristçe. o bakımdan özüne sokmak tabii terörist eylemdir. özümüz kendine sokmak için değil başkaları soksun diye vardır. (bkz: küçük iskender/@ibisile)

    "kurulma sevdiğim güzelim deyi(n)
    bağlanma karayı alları geyin*
    ben bir çoban olsam sen de bir koyun
    beslesem elimde tuz ile seni" (bkz: sen bir ceylan olsan/@ibisile)

    (bkz: vara diye)
  • ingilizcesi olmayan sözcük.
hesabın var mı? giriş yap