• iki erkek kardeşin birbirine hissettiği yoğun sevginin ve tutukunun anlatıldığı, izlediğim en ilginç ensest temalı filmlerden biriydi ingilizce adıyla from begining to end..sinemasal anlamda ensest kategorilerinin içinde en az değinilen de sanırım iki erkek kardeş üzerinden ensesti anlatmak. bu sebeple türünün nadir örneklerinden biri diyebiliriz bu film için...

    annelerinin ölümünden sonra çocukluklarından beri birbirlerine hissettikleri bağlılığın sadece abi kardeş sevgisi olmadığını anlayan francisco ve thomas birbirlerine cinsel anlamda ilgi duymaya ve beraberinde de bu yeni durumu yaşamaya başlarlar. .çocuksu sevgilerinin yerini, aşka ve tutkuya bıraktığı bu yeni dönemde, ikili daha önce tatmadıkları duyguları hissetmeye ve zaman zaman başetmekte zorlanacakları kimi durumlarla da yüzleşmek zorunda kalacaklardır ..

    filmde, francisco ve thomas'ın çocukluk dönemlerinden kesitlerle, şimdilerine değin uzanan zaman dilimde, birbirine karşı olan bağlılıkları anlatılırken, bazen gereksiz kimi ayrıntılar, bazen de değinmesi gerektiği halde değinmeyip es geçtiği noktalar sebebiyle, filmin farklı konusu özgünlüğü ve cesareti de sekteye uğruyor.
    açıkçası eldeki malzeme iyi olmasına, oyuncular görsel anlamda ve oyunculuk anlamında başarılı olmalarına rağmen çok daha güzel olabilecek bir film vasat bir romantizme teslim edilmiş izlenimi doğuruyor. ekrana yansıyan aşk ve tutku oyuncuların birbiriyle uyumuyla adeta bir gerçeklik kazaanırken, filmin işlenişindeki eksiklikler filmi de ortalama bir düzeye hapsediyor..

    bu sebeple film ortalamayı geçebilecekken vasatı aşamıyor..
  • do começo ao fim, başından sonuna kadar demek. 2009 brezilya ayapımı film iki kardeşin yakınlaşmasını anlatıyor. bu çocukların babaları farklı ama anneleri aynı kişi. çocuklar beri birlikte büyüyorlar ve küçük yaşlarda bile çok yakınlar. bu yakınlık yıllar geçtikçe cinsellik de barındırmaya başlıyor. film iki erkek kardeşin aşk hikayesi oluyor…

    benim yorumuma gelince; filmin yönetmenini beğendim. iyi bir iş olmuş. hikayede bazı eksiklikler vardı. mesela ergenlik dönemini göremedik. o dönemde sevgilileri oldu mu ilişkileri nasıl bilemiyoruz. çocukluktan yetişkinliğe geçiyorlar. joão gabriel vasconcellos, francis, filmdeki en iyi oyuncuydu, filmi çok benimsemişti bence. aynı şekilde júlia lemmertz, anneleri, de çok iyidi.
  • hala etkisinden çıkamadığım film. aralarındaki tutku şehvet birbirlerine olan aşkları o kadar gerçekçiydi ki imrenmedim değil.

    --- spoiler ---

    tomas rusya'dayken francisco'nun gecelere akıp bar pavyon gezmesine çok uyuz oldum. sen tomas'a yüzük tak orada başı bağlı olduğu belli olsun diye ama sen her gece kızlarla oğlanlarla takıl. o sahnelerden çıkardım sonuç bu devirde sevgiline asla güvenmeyeceksin. ağabeyin olsa bile.

    filmin buenos aires sahnelerini çok beğendim. arjantin ve buenos aires'e olan ilgim tekrar depreşti. bir gün mutlaka gitmeliyim.

    yüzük takacakları sahnede francisco'nun okuduğu kitap (cartas de um sedutor - letters from a seducer) da ilgi çekiciydi. hilda hilts yazarı. bu kitap ve hilda hilts hakkında da araştırmalarım sürüyor takipteyim.

    --- spoiler ---

    sonuç olarak güzel bir filmdi ve hiç unutmayacağım bir film oldu benim için.
  • --- spoiler ---

    aklıma dahi gelemeyecek gariplikte bir konuyu işleyen film. iki erkek kardeşin birbirine karşı duyduğu aşkı ve ensest ilişkilerini anlatıyor film. birbirilerine yüzük takmaları yok mu, insanı hayrete düşürüyor. film biterken hayatlarının sonuna kadar böyle yaşayacaklarına inandırıyor sizi aralarındaki sevgi.

    --- spoiler ---
  • film yüce insan george bernard shaw'a ait "some people see things as they are and ask why, some other people dream things that never were and ask why not?" sözüyle başlıyor. bir filme konu olabilecek en güzel sözlerden biri ama filmin gidişatına bakınca zaten yeterince dolu ve derin olan bu söz biraz havada kalmış.

    --- spoiler ---

    filmin genelinde hiç kötü hissiyat yok, dünya hali değil de dünyaüstü bir gezegenin insanları herkes sanki. aile çok mutlu, anne figürü çok net, babanın bir kez sinirlendiğini görüyoruz ki hemen ardında görülmeyecek düzeyde pişmanlık ve af dileme var, keza boşanmış eşlerin birbirlerine olan sevgi dolu tavırları... kısaca bu filmde kötü tek bir duygu kırıntısı dahi yok. mutsuzluk kesinlikle yer almayan bir kavram. herkesin o kadar aşk dolu ve üst seviye olması iki kardeşin bağını daha da gerekenleştirme adına bir gösterim olabilir zira asla başka bir dünyaya ve o dünyanın insanlarına özlem duymayacak mutlulukta bir hayat gösterilmeye çalışılmış, film boyunca yalnızca bu sade hayatları izliyoruz. boş akvaryumda iki balık gibiler, sudan çıktılar mı çırpınmalarına şahit olunuyor hafifçe, ondan da başka bir probleme ihtiyaç duyulmamış. özetle, daha çok ensestin creepyliğini yok etme adına yapılmış bir ütopiklik izliyoruz ve bir bakıma da başarılı oluyorlar.

    geçenlerde ensest ilişkide yabancı iki kardeşin röportajını okudum. üç aşağı beş yukarı bu tutkuda bir öykü. intiharı denemiş kardeşlerden biri, diğeri depresyon sürecinden geçmiş, sonunda ülke değiştirmişler kendilerini evli olarak tanıtmışlar hatta çocuk yapmışlar. böyle anlatınca insana ürkütücü geliyor değil mi lakin bu filmde bu tarz bir rahatsızlık duymuyorsunuz bunun nedeni de yalnızca pürüzsüz ve derinliksiz bir romantizm yaratılmaya çalışılması. bu sebeple de ensest tema filmde haliyle yalnızca bir etiket olarak kalıyor.

    --- spoiler ---

    hiç enseste girmeden yer yer aşinalık yakalayabileceğiniz bir öykü arayanlar:
    (bkz: 10.000 km)
  • izlerken yeterince rahatsız olmamaktan rahatsız olduğum bir film oldu. yeterince rahatsız olmamamın sebebi oyuncuların ciddi anlamda çok iyi görünmesi miydi yoksa hissettirilen aşkın yoğunluğu ve gerçekliği mi ensesti en dip seviyeden "çok yanlış, ama..." seviyesine getirdi bilmiyorum. ensest hakkında "ama" diyebileceğimi hiç düşünmezdim.
  • romantizm, tutku. tabular. filmden hiç rahatsızlık duymuyorsunuz sebebi oyuncuların iyi iş çıkarması mıdır bilemiyorum. yalnız ulan bunlar gerçekte de gay mi diye araştırdım thomas pezevengi evlenip çocuk yapmış yalanası ağabeyi de yeni nişanlanmış. ulan öyle bir hissettirdiniz ki herhalde beraberlerdir diye düşündüm. alksdklasdl.
  • yönetmenliğini ve senaristliğini aluizio abranches’in yaptığı 2009 yapımı brezilya filmidir.

    işlediği konusu gereğiyle aklımda yer etmiş, unutmayacağım filmlerin başını çekmektedir. izlediğim ilk ensest ilişkiyi anlatan bu film inandırıcılığıyla alıp götürmüş, “norm”larımı sarsmıştır.

    8/10

    (bkz: do começo ao fim)
  • ilginç bir film. sevginin ve aşkın en sade, en basit, en masum halini gösteriyor. sevdim. enteresan.
  • eşcinsellik ve ensest gibi, biri dünyanın çoğu yerinde hala tabu olan, diğeri daha yeni yeni kabul gören iki çarpıcı temayı bir araya getirip bu kadar banal, yüzeysel ve bomboş bir film çekebilmek apayrı bir başarı gerçekten.
hesabın var mı? giriş yap