• ozellikle bati kulturunun, tuketim kulturune meze yapmak icin yeniden "kesfedip", yarim yamalak pazarladiklari bu dogu felsefeleri, bu ultra-yuzeysel new age tarzi doga gorusleri ve otcu hippi tandansli gaia kepazeligi, her ne kadar taraftarlarinda yarattigi "21.yyin entellektuel ve duyarli insani" imaji icin sevilse de, sadece insan zihninin sigligina dalalettir.

    efendim soyle ki, insanlar tarih boyunca kisilik ozelliklerini gordukleri olaylara ve yarattiklari kavramlara yansitmislardir. hegelin ortaya attigi "yabancilasma" kavraminin ozu budur. bir kavrama insani ozellikler yuklenir (ozellikle sizin karsitliginizi olusturacak sekilde cunku en cok bu ozelliklerin yoklugu hissedilir kisi de ve birseye atfederek tatmin olunur) ve bu kavram ya yuceltilir ya da asagilanir. yuzyillar boyunca suregelen gelenekler, kurallar ve toplumsal kurumlar sayesinde de bu yaratilan imaj iyice kuvvetlenir, gercek olarak bellenir. o kadar ki, insan kendi yaratmis oldugu bu kavrami artik taniyamaz; o kadar karmasiklasmis ve derinlesmistir ki onu anlayamaz bile. iste yabancilasma budur.

    bir ornekle somutlastirmak gerekirse, hegelin ardili feuerbachtan yararlanilir. bu zat efendim, koyu bir materyalist olarak, din ve tanri inancini, sosyal hayatin karmasiklasmasiyla olustugunu soyler. bir suru kural ve dogma dogar. insanlar genelde bu tanriya en cok deger verdikleri nitelikleri atfederler ve kendilerini bunun karsisinda olabildigince aciz ve hatali gorurler. bu psikoloji ve binlerce yilin getirdigi kultur birikimi icinde, insanlar tanriya yansittiklari ve ozlemini cektikleri niteliklerin aslinda son derece insani nitelikler oldugunu goremez. onun yerine tanri kendisinden cok daha farkli ve sonsuz kez daha ustun, bambaska birsey olarak gorurler. (kilit nokta, bu bambaskaligi hissederlerken, tanriyi insani niteliklerle tanimliyor olmalaridir) iste bu sekilde insan, kendi yaratimina inanilmaz bir sekilde yabancilasmistir. [marx butun bu "ustyapinin" kokeninde ekonomik yapinin oldugunu dusunmustur. her ne kadar teorilerinde yanlislar bulunsa da, (bkz: din/@immanuel tolstoyevski) entrysinin basindaki ornek bu baglamda epey ilginctir]

    simdi ayni seyi doga ana icin yaptigimiz asikar. bakiniz, soyut dusunce kabiliyetimizin temeli olan dilimize bile nasil yerlesmis doga ana. binlerce yildir suregelen bu dusunus tarziyla doga deyince otomatikman, herkesi kucaklayan, anlayisli ve sabirli bir anne geliyor aklimiza. kavramlarimiz bu "yabancilasmis" temel uzerine kuruluyor.

    bakiniz milliyetin bugunku haberi: "uzmanlar, doga katledilmese tsunami felakete donusmezdi dedi". efendim olay soyle, kuresel isinma ve endustri gelisimi yuzunden bolgedeki mercan kayaliklari ve bazi organik olusumlar yokolmuslar, bunlar yokolmasaymis tsunaminin siddetini azaltirlarmis. uzmandirlar, haklidirlar, onlara diyecek birsey yok. ama bu hippilerin haberi iletme bicimine, mansete bakin : doganin intikami! tipki tanrinin ofkesi gibi.

    elbette doganin intikam aldigi falan yok cunku bir "ruh"a sahip olsa bile bunu bu kadar sig bicimde insani ozellikler tasiyan birsey olarak gormek ayiptir. zaten tsunami mercan kayaliklarina bagli degil ki, o zaten "intikamini" almis tsunamiyi "yaratarak", mercan kayaliklari olsun olmasin.

    hegelin ve feuerbachin bahsettigi, insanin kavramlarina insani ozellikler atfetmesinin koku, modern zamanlarda kanta dayanir. ona gore insanin baska turlu dusunmesi bile imkansizdir zaten, yani tanriyi da doganin "ruhunu" da ancak insanmis gibi dusunebiliriz, baska turlusune zihnimiz uygun degildir. onun takipcisi schopenhauer da zaten ilk defa tanriyi acikca yadsiyan filozof olmustur bu goruslere dayanarak. [bu onemli dusunceler icin felsefenin oykusu basligindaki icindekiler bolumunden, ilgili entryleri bulunuz].

    sonuc olarak, romantik new age taraftarlarina sozum, doganin insanvari bir karakteri yoktur, boyle acayip acayip oc almaz, plan kurmaz, vs.. bir ruhu olsa bile bunun neye bezeyecegi, "karakterinin" nasil olacagi tahayyul edilemez [bakin karakter kelimesi bile ne kadar insani, kavramlari bu kelimelerle yarattigimiza gore insanbicimciligin disina nasil cikabiliriz?]

    rasyonel insanlar icin ise fazladan bir paragraf: doga evrende suzulen bir kaya parcasinin uzerinde, yine ayni cansiz maddeden meydana gelmis bir kimyasal duzenden ibarettir. bu gelisimin kisa bir oykusu icin (bkz: memetics) veya (bkz: evrim teorisi/@immanuel tolstoyevski). butun bu gelismeleri daha iyi anlayabilmek icin iki onemli kilit kavram da emergence ve olasilikci determinizm.

    entryi dun ruyamda gordugum bir tabletin ustunde yazanlarla bitireyim:
    "dogada ve evrende kusursuz duzen diye birsey yoktur, surekli bir kaos vardir. ama bilimsel yasalara uygun, mukemmel bir kaos. ilim, irfan, matematik, kimya dururken iki matrix, bir final fantasy izleyip ustune solaris okuyarak gaza gelerek evrenin romantik bir aciklamasini yapilan hippiler, bu guzellige yaptiklari saygisizliktan oturu suphesiz ki en korkunc karadelik tarafindan yutulacaklar. biz (onlari) uyardik. [yine de solarisi okuyun, biz (onu) yarattik ve iyi oldugunu gorduk]"
    ---upanishadlar, doganin dili, 3:1416

    [zamani gecmis, muhattabi silinip gitmis edit: "biz suphesiz onceki entrylerden bir paragraf bile okumayarak emege saygisizlik edenleri de mahvederiz, (onlari) bitiririz."
    ---hammurabi yasalari, bitiris, 0:00]
  • kafaya sertçe vurma da olabilir. bir gün gerçek olması temennisi ile:

    =>
  • atropos güzel bir link vermiş, ben de çevirisini eklemek istedim.
    i:insan, d:doğa

    i: doğa ana, seni mahvettiğimiz için senden tüm insanlık adına özür ve af dilemeye geldim.
    d: o.. benim sevgili ben-merkezci insanlarım...
    i: bu kadar bencil olduğumuz için çok üzgünüz. amacımız asla seni yok etmek değildi.
    d: ben-merkezci derken bunu kastetmemiştim. ben her koşula uyum sağlayabilirim. bana ne yaparsan yap, sadece değişir ve yeni biçimlere girerim. tarih boyunca senden çok daha korkunç şeylere rağmen hayatta kaldım.
    öte yandan siz insanlar şu an beni o kadar büyük ölçüde değiştirme sürecindesiniz ki artık içimde yaşayamayacaksınız. beni yok etmiyorsunuz, kendinizi yok ediyorsunuz.
    ben-merkezci derken bunu kast etmiştim. çünkü sizin yaşayamadığınız şartlarda başka hiçbir şeyin yaşayamayacağını sanıyorsunuz.
    i: nası yani?
    d: kendini becermektesin ve kimse seni özlemeyecek!
    i: ???? (mavi ekran)
  • karadeniz'de denizin her sene mütemadiyen gerçek sahibi olduğu yolları alması...
    istanbul'da bugün şiddetle yağan yagmur ve yaşanan fırtına...

    bir çok doğa olayı bunun en güzel örnekleridir.
  • her döngüyü tamamlaması ile doğa, daha sonra yeniden vermek üzere kendisine ait olan emaneti geri alır. bazen bir gün, bazen bir mevsim, bazen bir yıl veya bir ömür...

    doğaya ait olanı kendi malınmış gibi sahiplenmeyeceksin, sonsuza dek kaybetmiş gibi de üzülmeyeceksin...
  • doğa kin tutmaz. kaldı ki doğada insan kadar sahte bir medeniyet fetişi ve yüksek biliş düzeyi saplantısı da yoktur.

    tüm bu saçmalıklar insana has. insan, kendini o kadar kıymetli görüyor ki günü yaşamak, yaşadığı anın tadını çıkarmak yerine kendini biricik bir konuma yerleştirip adalet ve sevgi dağıtabileceğini düşünüyor. insanların en çok da bu yüzden bir tanrıya ihtiyacı yok.

    o kadar hastalıklı ölüm korkuları, amaçları, beklentileri var ki... sanki 150 yıl sonra onunla anısı olan biri kalacakmış gibi...

    orwell, diktatörlüklerin tahakküm kurduğu bir distopya olarak kurguluyordu geleceği. bence huxley haklıydı. hepiniz zevkten ve endişeden öleceksiniz.
  • ilkel korkular listesidir. doğa'nın akıl yürütme, sinsi planlar yapma gibi huyları yoktur.arkadaşlar lütfen mağarayı boşaltalım.

    (bkz: antropomorfizm)
  • zaman geçer..
    cuceler kedilerle arkadaş olup dedikodunuzu yaparlar...
    cüceler cüce kalır, kediler şişip buruşur..
    zaman geçer..
  • insanlik doganin basina bir hastaliktir ... bir virus (bkz: matrix felsefesi) ... urer, yayilir, yerlestigi yerdeki butun dogal kaynaklari tuketir, orasi yasanmaz bir hale gelince de baska yerler arar kendine ... bu baglamda doga her firsatta insanoglundan kurtulmaya ve ona yaptiklarinin bedelini odetmeye / ocunu almaya calisir ... ki yerden goge kadar (ki bu zaten doga oldu) haklidir da ... daha once bunu pek cok kereler yapmistir, uzerindeki bu hastalikli organizmadan defalarca kurtulmustur ... bu da kurallarini kendisinin belirledigi o evrensel cemberin bir parcasidir ... insanoglu sorun cikartir o da cesitli yontemler ile ocunu alir :

    .depremler
    .seller
    .goktaslari (disardan yardim)
    .yanginlar
    .ve bilimum afetler

    hepimiz bu gezegenin cocukariyiz, ve onun dusuncelerini dusunuyoruz ...
  • insanoglunun bir uydurmasıdır. doga *, bizim felaket olarak adlandırdıgımız yollarla gelişimini sürdürür. kıtaların hareket etmesi, yagmurlar falandır filandır bunların hepsi normal şeylerdir. anormal olan biz insanlarızdır. dunya kendi sonuna dogru gelirken biz, butun bu olanları felaket olarak adlandırırız. *
hesabın var mı? giriş yap