• ege adalarıyla birlikte değerlendirilmesi gereken sorun. türkiye'yi yakın zamanda yunanistan, güney kıbrıs rum yönetimi ve mısır'la savaşın eşiğine getirebilir. birleşik arap emirlikleri, karşımızdaki ittifakı finansal yönden destekleyen ülke. dün fransa'yla birlikte bizim, libya'yla olan yakınlaşmamızı kınadılar. bu konuda israil ve italya, şimdilik tarafsız. ingiltere, abd ve rusya da olaya müdahil olunca işler iyice karışır. türkiye'nin deniz kuvvetlerini güçlendirirken işi de olabildiğince masada çözmeye çalışması gerekiyor.

    yazım: noktalama.
  • kimin ne paylaşacağına ingilterenin karar vereceği rezerv paylaşım sorunu
  • mısır ile ilişkilerin normalleştirilmesi adına ilk haberler aşağıdaki gibi:

    https://odatv4.com/…i-cagrisi-yapildi-15052043.html

    umarım somut getirileri en kısa sürede görürüz.
  • konuya ilişkin interaktif haritalı ve zaman çizelgeli genel bakış:

    https://www.ecfr.eu/specials/eastern_med
  • henuz zamani gelmedi, vakti geldiginde gercek bir sorun olacaktir.
  • (#109574659) git bi bence "meb" neymiş öğren. burada mevzu bahis olan kıta sahanlığı sorunu değil meb sorunudur. bm deniz hukuku sözleşmesi adalar üzerinden bir meb belirleyemezsin diyor. ama yunanistan ne yapıyor meis adasını meb göstererek güney kıbrıs ile hukuksuz bir anlaşma yapıyor ve hemde türkiye gibi doğu akdeniz'e en büyük kıyısı olan ülkeye karşı. resmen dalga geçer gibi türkiye ye sen antalya kıyısında kal gerisine karışma havasında takılıyor. sende kalkmışsın türkiyenin böyle hakları,hukukları vs yok diye zırvalıyorsun. bu kadar boş yapacağına aç biraz okuda bilgilen. sizin gibi insanlar oldukça bu ülkenin düşmana ne ihtiyacı var ki!!!!
  • "bm deniz hukuku sözleşmesi adalar üzerinden bir meb belirleyemezsin diyor"

    bunu nerede diyor, cidden gormek isterim. resmi bir link filan var mi tam olarak bunu dedigi yeri gosteren?
  • diyor, açıklayayım. önce çayı demleyin çünkü uzun ve "resmi linkli" oldu...

    ingilizce kısaltmasıyla unclos olarak bilinen bu sözleşme* adalara meb hakkı tanıyor ama ada dediğin şey çılgının tekidir; kapalı, yarı kapalı veya açık denizde hatta inanır mısınız nehirlerde, göllerde ve okyanuslarda bile bulunur. yani öyle "benim adalarım var bu da onun meb'i çünkü unclos!" demek bu sözleşmenin 'tüm adalara tüm koşullarda' meb sağladığı yanılgısına kapılmak demektir.

    yunanistan'ın imzacısı olduğu unclos, ege denizi gibi yarı kapalı denizlerde taraf devletlerin** birbirleriyle anlaşması gerekliliğini açıkça belirtiyor.

    kapalı ve yarı kapalı denizlerdeki rejime dair birleşmiş milletler deniz hukuku sözleşmesi, madde 122/123 (ingilizce): https://www.un.org/…reements/texts/unclos/part9.htm

    yani ege denizinin yarı kapalı rejimi "benim adalarım var, meb'im var zorluklardan korkmuyorum, uçuyorum" demek için pek müsait değil. yunanistan'ın imzacı olduğu sözleşmeye aykırı hareket ettiğini anlamak içinse tek taraflı ilan ettikleri meb haritalarına bakmak yeterli.

    münhasır ekonomik bölge tanımına dair birleşmiş milletler deniz hukuku sözleşmesi madde 59 (ingilizce): https://www.un.org/…reements/texts/unclos/part5.htm

    madde 59'da çok önemli bir kelime var "equity". alıntı: "...the conflict should be resolved on the basis of equity and in the light of all the relevant circumstances..."

    çevirisi: "[ilgili devletler] ... arasındaki anlaşmazlıkların hakkaniyet/adillik temelinde ve ilgili tüm koşullar ışığında çözüme kavuşturulması gerekmektedir..."

    tüm anlaşmada hakkaniyet/adillik kelimesinin kullanıldığı tek madde burası!

    bakın eşitlik değil, hakkaniyet ve ilgili duruma uyumlu bir çözüm tavsiye ediliyor. kim tarafından? unclos. kime? imzacı devletlere. imzacı devlet kim? yunanistan. hakkaniyeti hiçe sayıp madde 59, 122 ve 123'e aykırı olarak adalar üzerinden tek taraflı meb ilan eden kim? evet doğru tahmin ettiniz!

    türkiye'nin imzacısı dahi olmadığı bu sözleşmede türkiye'nin elini güçlendirebilecek bu maddeler varken yunanistan'ın durmadan türkiye'yi suçlaması ve adalar üzerinden meb ilan etmesi bana gülünç geliyor.

    bu arada bizim lehimize de olsa yukarıdaki maddelerin hiçbiri türkiye için bağlayıcı değil. nedeni basit, çünkü türkiye imzacı devlet değil! kendi imzaladığı ve propagandasını yaptığı sözleşmeye aykırı davranan ise ne yazık ki yunanistan. ne yazık ki diyorum çünkü mental olarak türkiye ile ilgili hemen her olaya 'zero sum game' olarak yaklaşıyorlar; yani 'ya hep ya hiç'.

    aşağıdaki linkte de türk dışişleri'nin bir sunumu var (ingilizce):

    http://www.mfa.gov.tr/…tation-17-september-2019.pdf

    sayfa 17'den başlayarak, adaların meb hakkı tartışmasının benzeri durumlar diğer devletler arasındaki örneklerle sunulmuş. spoiler geliyor hazır mısınız? adalara, kıtadaki sahillerin meb'i ölçüsünde bir hak tanınmıyor! örnekler sıra sıra, boy boy.

    yukarıdaki tüm bilgilerden daha önemli olduğuna inandığım bir noktaya değinmek istiyorum. bir sözleşmenin veya anlaşmanın yasal/hukuki olması onu adil yapmaz. unclos yani birleşmiş milletler deniz hukuku sözleşmesi de zaten bunları göz önünde bulundurarak taraflara anlaşmazlık durumunda adil çözüm için koşulları değerlendirmeleri çağrısını yapmaktadır.

    türkiye'nin imzacısı olmadığı unclos, ada sahibi devletlerin çıkarınadır doğru ama ilgili maddeler dikkate alındığında o çıkar paydası kesin olarak havaya uçuyor. en önemlisi ise unclos imzacısı diğer ülkelerin aralarındaki benzer sorunlar türkiye'nin tezleri ile uyumlu şekilde çözümlenmiştir.

    (bkz: ada ben ayrılmak istiyorum)
  • öncelikle şunu söylemek istiyorum. şu anda devletimizin doğu akdeniz ve ege denizi politikasını mevcut şartlar dahilinde en iyi şekilde sürdürdüğü düşünüyorum. ancak bu hükümet olmasa da yerine liyakata önem veren, dışişlerindeki eğitimli donanımlı insanlara monşer deyip küçümsemeyen, orduda, dışişlerinde, ab bakanlıklarında, büyükelçiliklerde ve dış temsilciliklerde (bu liste uzayıp gider. türk diasporası kapsayan herşey) benden olanı değil vatanının menfaatlerini düşünen insanlara görev veren bir hükümet olsaydı şu anda bu kadar başımız ağrımazdı. daha önceki dış politikada yaptığımız yanlış girişimlerinde şu andaki haklı doğu akdeniz ve ege adaları davamızda bize çok zarar verdiğini düşünüyorum. haklı iken haksız duruma düştük diyebilirim. yine de mevcut hükümetin şu anki en azından mavi vatan siyasetini doğru buluyorum. umarım bu durumu kendi kişisel gelecekleri için heba etmezler.
hesabın var mı? giriş yap