• güneşin battığını gören herkes *doğuludur.
  • kürt diyemeyenlerin sığınağı.
  • ruslar da türkler gibi hem doğulu hem batılı, köprü kültür halkıdır. onlarla doz ve bileşim farkı gösteriyoruz. olasılıkla bu yüzden türklerle rus kadınları genellikle uyumlu evlilik kurabiliyor; rus erkeklerle türk kızları** uyumlu evlilik kuramıyor veya o taraf denenmemiş olarak bekliyor.

    sohbet etmekle insana, hayata dair önemli hiçbir şey yapılamıyor bile olsa sohbete evet. ve belki akdenizli veveya doğulu olduğumdan bana sohbetler sırasında fiilen yapılan, bulunan, keşfedilen, üretilen çok şey varmış, ortak yaratım harika ve uçucu bir şeymiş gibi geliyor. kaçlarca kişinin edilmiş bir söyleşiyi kaydedemediğine içi yanmıştır. tesellim o söyleşmelerin elde var bir yapılmış olması, kanıtı izi kalmasa da etkisinin tortusunun kalacak olması.

    [eğer alınyazısı birini kötülük için yaratmışsa, onu kimse bundan vazgeçiremez; iyilerin yaratıcı iradeyi iyilik için kullandıkları gibi kötüler de bunu kötülük için kullanırlar. bu nedenle özünde iyi olan birinin kötülük yapması o kadar büyük tehlike yaratmaz. çünkü davranışının bilincine vardığında, eyleminden pişmanlık duyar. bir iç çatışmaya hedef olabilir ya da korku duyabilir, bu olasıdır ama, her şey biraz katlantı sonucu düzene girecektir. doğulu düşünce şöyle der: "tanrıların isteğine göre, ya kral ya dilenci ya da suçlu rolü oynayacaksın."] carl gustav jung - insan ruhuna yöneliş

    ["kemal tahir'le ilgili yazının esasları" başlığı altında günlüğüne onun en olumlu yönleri olarak gördüğü üç noktayı şöyle sıralar atay: her şeyden önce kendisiyle hesaplaşan* biridir; önce batı'dan etkilenmiştir, ve -belki de en önemlisi- batı'nın da onun ürünü olan romanın da ne olduğunu biliyordur. bu yazısında da oğuz atay yine, başkasını anlatırken kendini anlatma* eğilimini devreye sokar, "kemal tahir ve doğu-batı sorunu" başlıklı makalesini kemal tahir'in yalnızca kendisiyle -atay'la- örtüşen yönleri üzerine kurar, onun 'doğu-batı sorunu'nu anlatırken, özde son yıllarının odak konusuyla ilgili kendi duruşunu, kendi görüşlerini dile getirir: "birçok doğulu aydın gibi türk aydını da kendini anlayabilmek için batıdan yola çıkmıştır, kendini ve toplumunu batıdaki örneklere benzetmeye çalışarak açıklama çabasına girişmiştir. sanıyorum kemal tahir de, kültürel yaşantısına böyle başlamıştır, batıdaki büyük kültür geleneğinin etkisinde kalmıştır. roman gibi, batıya özgü bir yazı dalında işe başka nereden başlayabilirdi?" (...) "kemal tahir gerçekçi bir yazar ve gerçekçi bir insan olarak toplumun eski ve dönemini tamamlamış doğulu günlere döndürülemeyeceğini bilir, bence eski günlerin özlemini yaşayan doğucular, kemal tahir'de boş yere kendi hayallerinin yansımalarını görmektedirler."] yıldız ecevit - ben buradayım

    (ilk giri tarihi: 26.1.2018)

    (bkz: doğu/@ibisile), ortadoğu/@ibisile
    (bkz: kültür farkı/@ibisile)
  • pek "doğulu, batılı" zımbırtılarını sevmem ama hadi uyalım biz de.

    etimoloji bazen iyidir.

    "kelam", kelime sözcüğü ile akraba, "konuşma" demek. islami literatürde "teolojik mantık" yerine kullanılmış, yer yer teoloji sebebiyle saçmalıkları da dahil etse de ciddi bir ilimdir.

    bunun batıdaki karşılığı "logos". yunanca "söz" demek. logos'tan türeme "logic", önce teolojik, ardından modern anlamda felsefi mantıktan anladığımız biçimiyle "mantık" karşılığı kullanılıyor.

    mantık. nutuk ile akraba, "konuşulan", "söz". türkçe asıl olarak ikinci anlamı ile, yani "logos" karşılığı yaygın, fakat "mantık'ut tayr"da (kuş dili) olduğu gibi eskiden birinci anlamında da yaygın kullanılmış.

    philosophia: bilgelik sevgisi (sophos: bilgelik, ilk anlamı ustalık, söz ustalığı, sofizm.)

    safsata: sophosçuluk oynamak, bilgelik taslamak sonucu ortaya çıkan şey.

    doğunun temel sıkıntısı, "mantık"ı tekrar ilk anlamına, "laf"a dönüştürmesidir. edebiyat parçalar doğulu. belagat vardır, fakat feraset ve mantık yoktur, mantığa hitap etmez "nutuk" atar. belagatin de kaideleri, kuralları olduğundan, nutuğunda mantık var zanneder. halbuki bunlar retoriğin kuralları, kaideleri, sistematiğidir en fazla. o yüzden "sophos sevgisi" değil, "sophisteia" yani "laf ebeliği" doğuda sevilir, tutulur. doğulunun derdi, mantıksız nutuktur.
  • mizrahi kelimesinin türkçesi,ortadoğulu yahudiler için kullanılır ülkemizde de bu soyadı taşıyan yahudi aileler vardır.
  • soyad olarak kullanan kişiler otomatik ünlü oluyor. enteresan bir tılsımı mı var nedir.
  • (bkz: mizrahi)
  • öncelikle;
    (bkz: vlad taltos)
    (bkz: #6064508)

    doğulular dragaeralılara nazaran daha kültürel bi yaşam sürdürmektedirler.
    imparatorlukta tanınmazlar ve büyü gücünden mahrum bırakılmışlardır.

    iyi cadılık bilirler ve iyi eskrim yaparlar.

    sakal ve bıyıkları sayesinde dragaeralılardan rahatça ayrılabilirler.
    dünyamız ortalama insan özelliklerine sahiptirler.

    özellikle yemek ve içki kültürleri kitapta çok güzel anlatılmaktadır.
  • (bkz: şarklı)
hesabın var mı? giriş yap