• kuaförlerin gelin başını cerrahların pankreas başından daha pahalıya yaptığı ülkede normal olan durum.
  • sebepleri açık ve seçik bellidir;

    1) malpraktis: yanlış tedavi veya ameliyat sırasında gelişen komplikasyonlar sonucu hasta kaybedildiyse ve hasta yakınları da biraz sosyoekonomik ve kültürel olarak üst düzey ise size dava açar ve tazminat cezası alırsınız. hoş sigorta karşılar; fakat bir değil iki değil. 100-200 bin tl'leri bulan meblağlar bunlar. sürekli malpraktis sonucu karşılanması zor durumlar. dermatoloji, ftr, radyoloji gibi risksiz bölümler varken, yüksek puan alan adam neden cerrahi seçsin ki?

    2) eğitimsiz halk ve bunun sonucu kaçınılmaz hasta ve yakınları tarafından darp: yani bunu çok da açıklamaya gerek yok. biliyorsunuz bizim halkımız biraz ibne, pardon agresif.

    3) asistan-hoca ilişkisinin cerrahi branşlarda en sert şekilde hissedilmesi: bunu biraz açmak lazım. tüm dahili branşlarda bildiğiniz gibi ameliyat falan olmaz. dolayısıyla asistanın hocasından kapacağı bilgiyi, kitaptan teorik olarak da alabileceği bir durum vardır. ancak cerrahi branşlarda bu durum biraz farklıdır. hocalar ile ilişkileriniz kötüyse ve eliniz de çok iyi değilse sizi ameliyatlara almayabilirler. sen ne kadar istersen iste, istediğin kadar teorik donanımı kazan. ameliyata girmezsen bir hiçsin cerrahide. apendektomi yapmayı bilmeyen genel cerrahi asistanları çıkıyor daha ne olsun.

    4) maaş durumları: cerrahi öyle bilindiği kadar ahım şahım para kazandıran bir dal değil artık. dediğim malpraktis riskleri, hasta yakınları ve asistanlığının zorluğu gibi faktörler işe dahil olunca, kazanılan paraya bunların değmeyeceği düşünülüyor.

    5) nöbet: dahiliyeci kıdemli asistan ayda 2 nöbet tutar, onda da gece hiç çağrılmaz. bsc'ci kıdemlinin nöbeti en az 5-6'dır ve gece çağrılma olasılığı çok yüksektir. icapçıyken bir gelir sak, mecbur ameliyata girersin.

    yani velhasıl kelam; nöbetim olmasın, malpraktis cezası yemeyim, hastayla pek yüz göz olmayım, mesleki tatmin çok da şeyimde değil diyen adamlar gelmiyor işte cerrahiye. gidiyor radyo, psikiyatri falan yazıyor. ne diyelim onlar da haklılar.
  • bazı cerrahi hastalıkların muhtemel tübitak destekli projeler ile daha kolay tedavi edilebilmesindendir. cerrahiye ihtiyaç artık kalmamaktadır.

    (bkz: pankreas kanseri için whipple yerine hacamat olmak)

    https://www.youtube.com/watch?v=34jc1fmefd0
  • çünkü dayak yemek istemiyorlar, çünkü risk almak istemiyorlar. cerrahi, acil, kardiyoloji riskli branşlardır. bazen o kadar yoruluyorum ki hiç doktor olmasaydım bile diyorum. sonra iyi anılarım geliyor aklıma içim ısınıyor. zordur tıp, tüketir, camiada klasiktir. bir doktor çocuğu doktor olsun istemez diye. doğrudur, görüyor ve artırıyorum. yeğenim doktor olsun istemem.

    ayrıntılar için.
    (bkz: malpraktis)
    (bkz: beyaz kod)
  • son yıllarda tıpta uzmanlık sınavı (bkz: tus) yani tıp bitiren doktorların branş seçimi için girmiş oldukları sınavlarda en yüksek puanların artık cerrahi branşlar olmaması durumudur. peki bu durum neden önemlidir? geçtiğimiz yıllarda, 6 yıllık üniversite eğitimini tamamlayan tıp mezunu doktorların en başarılı olanları 'tus' a girerek çok yüksek puanlar alıp nöroşirurji, kalp-damar cerrahisi, kadın-doğum gibi cerrahi branşları tercih etmekteydi. şimdilerde hekimler artık hasta ile mümkünse göz göze gelmediği hatta iletişime en az geçtiği radyoloji gibi branşları seçiyor. yani en başarılı doktorlar röntgen okuyup değerlendiren hekimler olurlen, kalbini beynini kesen hekimler o hrkimlerden daha az puan alanlar oluyor. onlar da çok kıymetli hepsi ayrı ayrı değerli o ayrı. peki durum ülkemizde neden bu hale geldi?
    - artık hekim efendi devri kapandı denmesi,
    - hekimi şu numaradan şikayet edin diye teşvik edilmesi,
    - dayağı haketti diyeni savunup hekimlere şiddet hatta öldürülmesi- ki bu mantıkla her meslek grubunda dayağı hakedeni dövüyor musun, misal taksi şoförü de canına kasettiğinde dövüyor musun-
    - hatta yine halkın diline dolanan senin maaşın benim vergimle ödeniyor denmesi- yine belirtmeden geçemeyeceğim bu durumda tüm başımızdakilerin, belediye memurunun hatta senin maaşın da yine o vergiyle ödeniyor
    - performans sisteminin gelmesi, yani her hastaya ayırılacak sürenin önceden belirlenmesi ve o güne otomatikman o kadar hasta yazılması- bu durumda doktorun eksik veya yanlış teşhis koyması kaçınılmaz oluyor elbette. değişik testler veya farklı muayeneler ile tanı koyulacak bir hastalık var ve ayrılan süre dolduysa sen dışarı çıkmak zorundasın çünkü diğer hastanın numarası geliyor, doğal olarak senin tanın koyulmamış veya eksik koyulmuş oluyor, ama sorsan halk memnun çünkü sıra geldi sanıyor
    çok uzağa değil yakına bak sözlükçü kardeşim, daha yeni olmadı mı? birçok sözlükçü oh iyi olmuş tadında entryler girdi konuya
    (bkz: bıçak parası isteyen kalp cerrahının tutuklanması)
    şimdi sana sorarım sana, adam niye kalp cerrahisini seçsin?!
  • cerrahi branşların çeşitli tehlikeler içermesi sebepleri arasındadır.

    (bkz: içinde komünist yazan tiroidektomi spesmeni)

    (bkz: aksiller ven üzerindeki komünist yazısı)

    (bkz: portal ven üzerinde komünist yazdığını görmek)
  • rahat olmak için tıp(sevsede sevmese de) seçen insanların gene rahat olmak için basit branşlar seçmesidir. fazla para kazanmak için bölüm seçse saygı duyarım ama rahatlık için seçince olmuyor be,. zeki insanlar böyle heba oluyor işte.
  • malpraktis konusunun özellikle hekimler başta olmak üzere sağlık çalışanlarını hastalar ve hasta yakınlarıyla karşı karşıya getirebilecek önemli bir sorun olduğunu belirten dr. ali şeker, sağlık çalışanlarını hedef gösteren söylemlerden kaçınılması gerektiğini değindi. chp istanbul milletvekili ve sağlık, aile, çalışma ve sosyal işler komisyonu üyesi dr. ali şeker, tıbbi malpraktis konusunun araştırılarak tüm paydaşların görüş ve önerilerine başvurulabilmesi amacıyla meclis başkanlığı’na bir araştırma önergesi sundu.

    “tıbbi malpraktisin bir tek etkene indirgenemeyeceği, onu ortaya çıkaran mesleki eğitim, sağlık sisteminin işleyişi, sağlık ekibinin kendi içindeki iletişimi gibi çok sayıda etkene bağlı olduğu da unutulmamalıdır” diyen chp’li şeker, “böylesine hassas bir konunun popülist bir yaklaşımla ele alınması, sorunun kangrenleşmesine, tıp eğitiminin ve her türlü tedbir ve önleme rağmen komplikasyon olasılığı yüksek bölümlerin uzmanlık eğitimlerinin tıp öğrencilerince tercih edilmemesine yol açmaktadır. sorumluluk üstlenilmek istenmediğinden, bu riskli hastalıkların tedaviye erişemeden hayatlarını kaybetmelerine ya da sakat kalmalarına yol açmaktadır. yine son yıllarda yurtdışında çalışmayı tercih eden hekim sayısındaki artışta da ülkedeki demokrasi ikliminin zedelenmesi başlıca etken olmakla birlikte tıbbi malpraktis konusunun ülkemizde yanlış ele alınış biçimi de etkilidir” ifadelerini kullandı.

    2020 yılı tus sonuçlarını değerlendiren chp’li şeker, acil tıp, kadın hastalıkları ve doğum, beyin ve sinir cerrahisi, çocuk cerrahi, genel cerrahi, göğüs cerrahisi, kalp ve damar cerrahisi gibi uzmanlık alanlarında ilan edilen kontenjanların neredeyse yarısının tercih edilmediğini, 2020 yılı 1. dönem tus sonuçlarına göre göğüs cerrahisinde 68 kişilik kontenjan ayrılırken bu kontenjanların 44’ünün boş kaldığını yani yalnızca %35.29’unun tercih edildiğini, 2. dönem tus sonuçlarına göre ise ilan edilen 67 kontenjanın 39’unun boş kaldığını yani yalnızca %41.79’unun tercih edildiğini belirtti. chp’li şeker “yerleştirmeler sonucunda beyin cerrahisi ve kadın doğum alanlarının neredeyse tercih edilmemesi, genel cerrahi ve kalp-damar cerrahisinin ise tercihte alt sıralara düşmesi, üzerinde ciddiyetle durulması gereken, sebeplerinin ve olası sonuçlarının hassasiyetle incelenmesi gereken bir husustur. geçmiş yıllarda tıp öğrencilerince asistanı olabilmek için yarışa girilen alanların şimdi hiç tercih edilmiyor olması ilerleyen dönemde halk sağlığı açısından önemli sonuçlar doğuracaktır. riskli hastalar ilgili branşlarda tedavi olabilecekleri hekime ulaşamayacak, sağlıklarını kazanmayacaklardır. tüm diğer uzmanlık branşlarında olduğu gibi cerrahi, kadın hastalıkları ve doğum gibi branşların da idealist, işini aşkla yapacak, nitelikli, mesleğini ve branşını bir ömür boyu sevecek, ettiği yemine yürekten bağlı bir şekilde görevini ifa edecek hekimlerce tercih edilmesi elzemdir. aksi durum hem hekimi hem hastayı olumsuz etkileyecek, mesleği ileri götürecek hekimlerin yetişmesine engel olacaktır” dedi.

    kaynak:
    https://www.medimagazin.com.tr/…cak-2-17-96103.html

    (bkz: doktorların artık cerrahi branşı tercih etmemeleri)
hesabın var mı? giriş yap