• şöyle söyleyeyim öyleyse. çevremde hastane dışı ortamdaki tüm arkadaşlarım mühendis, en yakın arkadaşım dahil, bacanağım, kayınçom vs herkes ama herkes mühendis. ben covid zamanı çok yıprandım, bir dönem zul geldi, herkesin korkarak gittiği hastaneye hergün zorunlu bir şekilde gittik, televizyonda covid ödemesi diyip durdular bir tl bile ödememişlerdi dün sağolsunlar 180 tl yatırmışlar. bunlar olurken bu arkadaşlarımın hepsi home office çalışıyordu ve hatta çoğu tatil yörelerine yayılmaya başladılar ve şuan bir kaç arkadaşım muğla'da her hafta sonu çok güzel yerlere giderek hayatını yaşıyor, hafta içi de bilgisayar başında çalışıyor. elbette ki insanlar ile iletişim kuruyor ve o insanların nazını çekmek zorunda kalıyor ancak parasıyla yahu. benim gibi günde 200-300 kişiyle konuşup onları hasta olmadığına ikna etmek zorunda kalmıyor. bu noktada dar açılı bir dikotom yaşadım ancak, acil serviste hayatını kurtarmaya çalıştığım bir hasta yakınının beni ölümle tehdit etmesi sonrasında hastane çıkışı eve giderken bir paranoya başladı. bunu da ilk defa burada yazıyorum, eşime bile anlatmadım. iki nöbet sonrasında bir güvenlik görevlisini öldüresiye dövdü çinçinli abilerimiz. televizyonda da hergün bir başka haber. sonra almanya'ya giden arkadaşlarımın mutlu mesut instagram storyleri, türkiye'de tusu bile kazanamamış arkadaşlarımızın amerikada hatrı sayılır iyi düzeydeki üniversitede ki şirin şirin pozları beni, asla para için çaba sarf etmediğim mesleğimden uzaklaştırdı.

    tamam abi bilim yaparız hiç değilse dediğin anda devlet babanın sillesini yiyorsun. tübitak projeleri ekseriyet olarak mühendislerin elinde, ben tıp fakültesinde 1m lira proje alan birisini bilmiyorum ki türkiye'nin en prestijli üniversitelerinden birisinde asistanlık yapıyorum. bilim için istediğin 50000 lira yani neredeyse 4-5 bin dolar için devlet seni itin götüne sokuyor, eskaza bu parayı alır da çalışmayı rapor edersen q1 denilen dergilerde kesin yayın oluyor. bunun yerine devletimiz saçma sapan sikindirik konuları projelendiren mühendis arkadaşları daha çok seviyor bunun nedeni sanırım teknoloji ve sanayi odaklı bir bilim kurulu var tıp projelerini anlayamıyorlar. anlasın diye getirdikleri adamlar da sıklıkla bunun türkiyede yapılabileceğini düşünemeyen liyakatsız kişiler. amrikada yapayım research dedim bi yer ayarladım, tam gideceğim pandemi patladı, o dönem asistanlığım devam ederken 4-5 aylığına researche gidecektim ve neredeyse 3-4 k dolar gibi bir maaşı vardı her neyse bize çalışma için verilemeyen paraları maaş olarak veriyorlar, çekinmeden. 4-5 ayda ne kadar katkı sağlayabilirdim projeye neyse. kısacası bu işi bilim için de yapmak istediğinde kapılar kapalı çünkü ülkeye gelişme geliştirme ilerleme vizyonu gerekmiyor. devlet seni oraya oturtuyor gelen giden küfretsin dövsün bıçaklasın, hasta olmadıklarına ikna et insanları bla bla bla.

    tamam hacım, para için yapayım o zaman. çok geç dahili branş seçtim para düşünmeyip bilimsellik aradığım için bu alanda para kazanmak daha zor, çünkü senin yaptığını başka doktor da yapabiliyor, el hüneri gerekmiyor vs. ben hastadan para almayı da çok etik bulmuyorum ama son kertede maaaşım neredeyse asgari maaşa. en yakın biricik arkadaşımın maaşını sormadan bildiğimden sizlere bir karşılaştırma sunayım. küsüratı bilmiyorum.

    bu yazılımcı arkadaşımdan bahsedeyim:

    yıl 2017 (dolar kuru: 3-4 tl )
    arkadaşım: 4000 tl + yol + yemek
    ben: 9000 tl --> devlet hastanesinde acil doktorluğu

    yıl 2018 (dolar kuru: 4-5 tl)
    arkadaşım: 6000 tl + yol + yemek
    ben: 6500 tl --> asistanlık

    yıl 2019 (dolar kuru: 5-6)
    arkadaşım: 10000 tl + yol + yemek
    ben: 7000 tl

    yıl 2020 (dolar kuru:6-7 )
    arkadaşım: 12000 tl + yol + yemek
    ben: 7500 tl

    yıl 2021 (dolar kuru: 8-18)
    arkadaşım: 19000 tl + yol + yemek
    ben: 9000 tl

    yıl 2022 (dolar kuru: 14-)
    arkadaşım: 2400 dolar (buna doların yüksek kuru sonrası karar verildi) + yol + yemek
    ben: 10300 tl (dün yatan döner sermaye dahil param bu)

    nöbet parası geliyor evet bir de saati 30-35 lira arası ama o zaten eksta mesai tüm mesleklerde var muhtemelen daha pahalıdır. yani ailemle vakit geçirmek yerine veya hafta sonu pikniğe gitmek yerine hastanede vakit geçirdiğim için saatlik kazandığım para.

    bu arada doktorlar da hastanede hastaların hiç sevmediği tatsız tutsuz yemeği yemek zorunda bırakılıyorlar, her öğle arası şu ekonomide iki lahmacun yiyoruz :d

    sonra tatilde arkadaşımın iğne adasında denizden çıkıp 600 bin dolarlık proje teklifine kabul alması

    tez danışmanım olan hacettepe doçenti'nin 1 m'lik ev için eşiyle birlikte 14 senelik doktorluktan biriktirdiği paranın yetmemesi nedeniyle kredi çekerek alması

    baktım parada yok.

    neyse dedim ben neden yazılımla uğraşmıyorum.
    baktım en başta çok karmaşık geldi.

    print("hello world.") yazabildim daşsodjaşsd

    bu açıdan udemy'den çok faydalandım. ilk dinlediğim kişi yazılımcı kafasıyla anlattığından bana biraz karmaşık geliyordu. sonrasında benim ihtiyacım olan tarafın machine learning deep learning gibi data analizine ait alanlar olduğunu sezinlediğimde başka kurslara kayıt oldum. yaklaşık 7-8 aydır işten geldiğimde nöbetim yoksa gece 4-5'e kadar buna çalışıyorum. bir çok model kurdum ve yüksek tahminli modeller oldu, yani artık data analizi için yazılım yapabiliyorum.

    reklam: udemy'de dataiteam sanırım ismi salim furtun ve musa arda data science için oldukça başlangıç için olumlu zaten balık vermekten çok balık tutmayı öğretiyorlar, öğrendiklerimle stack overflow ve kaggle'dan çok faydalandım. hatta çeşitli database'ler üzerinden harvard aracılığıyla st jude'da bir çalışmaya yardım edeceğim bir proje örneği istediler bakalım.

    şimdi gerekli basamak bunu paraya çevirmek ama bunu nasıl paraya çevireceğimi bilmiyorum. para kazanmaya başladığım an tıp diplomamı çerçevelettirip babamın evinde baş köşeye steteskobumla asıp vereceğim istifamı.

    amerika'da yine bir araştırmacı pozisyonu ayarladım ama tam yürütemedim sanırım, karşı taraf grant alamadı, farklı bir yere daha baş vuracağım.

    kesinlikle bunu egomla söylemiyorum, ben bir uzman doktor olarak kendi alanımda türkiye'nin en prestijli anabilim dalından uzmanlığımı alacağım ama bu işi yapmamak için ne gerekirse yapacağım. burda amerika olur olmaz bilmem neresi olur hiç fark etmez. ben 12 senedir tıp fakültesinde yetişiyorum, öncesinde bir 12 sene daha lise ilk öğretim. bunlar bana devletimin yatırımı, bunu da biliyorum ama bunu heba eden de devlet.

    gerekirse evet ben de twitterda yazacağım;

    - türkiye bir çocuk doktoru kaybetti, amerika bir kasiyer kazandı umrumda mı, değil. şimdi bu wntey kesin linç yer hiçbirini okumayacağım haklısınız ben de bu mesleği sevsem böyle düşünmem. bizi, bu duruma getiren de sizin nefret ettiğiniz doktorlar. onlara hiçbirşey olmadı, hala mersedes arabalarına binip bilmem kaç milyonluk villalarında şuan hafta sonu senin benim göremeyeceğim antrikotları basmışlardır barbeküye. onlara bişey olmayacak, onlar kalacak ve düzenlerini devam ettirecek. olan sana olacak, bana zaten oldu.

    edit: kendi maaşımı yıllara göre güncellemeyi unutmuşum 2022 ocak ayı 15'inde yatan bordro karşılığıdır. bana 30-40 bin lira maaş alıyonuz diyen biri çıkmasın lütfen.
  • gerekçelerini okurken üzüldüğüm istifa. tıp okumuş birisi başka ne iş yapabilir diye düşündüm bir şey bulamadım. henüz otuzuna gelmeden yorulduysan korkma istifanı et küçük özel bir klinikte veya hastanede insanların "benim vergimle maaş alıyor" küstahlığıyla gelmediği bi yerde çalış. hiç bir makam, maaş, konum senin ruhundan önemli değil. yaş geçtikçe böyle kararları almak daha zor oluyor.
    üzülme.
  • devlette çalışıp insanlarla yüzyüze olarak iş yapan grubun genel sorunudur. devletimiz sağolsun. hoş olmayan durumdur.
  • zorunlu hizmet bittiyse gayet istifa edip, ufak bir yerde özel bir hastane veya klinikle anlaşıp, yaşayıp giderek bir nebze olsun çözülebilecek durumdur.
  • hükümetin "alın bunlar sizin malınız. eti sizin, kemiği de sizin" demek suretiyle halkın önüne atıp kapıyı dışardan kilitledikleri sağlık personellerinden birinin isyanı.

    dünya üzerinde hiçbir meslek mensubu, işini yapmadı diye hırpalanamaz, dayak yiyemez, hakarete uğrayamaz. bu işin kanunları vardır, hukuk vardır, kural vardır. yapmışsa bir yanlış; yargılaması vardır, cezası vardır.

    ama işte doğruları herkes biliyor. önemli olan hayatın gerçekleri. gerçekler de, ilk paragrafta bahsettiklerim.

    sizin durumunuza üzülmeyi gerçekten çok isterdim hocam. inanın isterdim ama buna üzülmek lüks bir meziyet. çünkü artık bunlar haber niteliği taşımıyor, çünkü son derece normal, çünkü son derece olağan.

    ben doktor değilim, tıp öğrencisiyim. sizin yerinizde ben olacağım yarın. ve beni bekleyen şeylerin de sizin başınıza gelenlerden çok farklı olduğunu düşünmüyorum.
  • yanlış mesleki tercih yapmış bir insanın serzenişidir. bilgisayar mühendisi veya ekonomist filan olmalıymışsın dostum. senin gibi hassas bir bünyenin neyine türkiye gibi memlekette doktorluk gibi damardan bir hizmet sektöründe çalışmaya çabalamak. (hoş, sağlık/ilaç endüstrisi sömürünün, rantçılığın, lobiciliğin tavan yaptığı "business" sektörlerinden olageldi)
    insanla en az muhatap olduğunuz işler güzel işler. gir bi datacenter'a server'ların, kabloların arasında resmen huzur var.
hesabın var mı? giriş yap