• nedensiz bir iç sıkıntısı ile başlar herşey, sebepsiz minik bir sıkıntıdır, geçecektir elbet, biraz oyalanılır, düşünmemeye çalışılır, arada "hakkaten bir sebep vardı da ben mi unuttum" sorulur..cevap alınamaz..
    insan hele de kendinden alamaz ise cevabı zıvanadan çıkar..kontrolsüz sağa sola çatmalar başlar, kırılan kalpler havalarda uçuşur, "sık dişini " der insan kendine, sıkamaz..
    teşhis konulamamış hastalığın soğuk iç gıcıklığı gelir oturur baş köşeye..gece olur, elbet bir anda gözgöze gelinir *, "ulan" der insan, "sendin demek..."...
  • geldi yine gelmekte olan. her seferinde ayni sey. dolunaydan 2 3 gun once basliyor, dolunaydan sonra bitiyor. nasil bir gerginlik, huzursuzluk, tahammulsuzluk, sinir...
    kendimi biraksam dunyayi yakabilirim sanki. oyle bir manyaklik... neden bu kadar etkilendigimi bilebilseydim keske.
  • dolunayli gecelerde yasanan anlamsiz gerginlik
  • (bkz: wolf)
  • birkaç gündür gerginim. içim sıkılıyor, tuhaf bir çaresizlik - umutsuzluk hali. bugün biraz daha iyi uyandım, ancak dakikalar sonra minicik saçma sapan bir şey beni delirtti. tüm dengem, keyfim bozuldu. hala da benzer bir yılgınlık hali omuzlarıma basıyor resmen.

    bu kafayla işe geldim (akşam çalışıyorum bugün). ne kadar çaktırmamaya çalışsam da tipim kayık olduğu için bir arkadaş dürtükledi. dedim bi tuhafım işte, beyleyken beyle vıdı vıdı vik vik. gözleri büyüdü ve gizemli ama kendinden emin bir sesle "dolunayyy" dedi. o da öyleymiş. şimdi bu muhabbete daha önce de defalarca denk geldim ve yuh bu kadar da olamaz diyebileceğim kendimle ilgili tespitlerim var. benzer bir bıkkınlık halindeysem aklıma da gelmişse bir bakıyorum hakikaten dolunay var. bu kadar tesadüf olabilir mi? bugüne kadar "he he dolunay tabi" dedim geçtim ama bugün "dur lan bakalım" diyerek araştırmaya koyuldum. bir yandan da utanıyorum azıcık, çünkü bilimsellikten uzak her türlü önermeyi baştan reddeden atayizin tekiyim.

    araştırma sonuçları tabi ki fos. elde bu durumu destekleyen bilimsel bir veri falan yok. yine de içten içe bu gerzek ihtimale sarılmak istiyorum. basit bir "dolunayın paçalardan çekiştirme" vakası olsa keşke şu ruh halimin sebebi. aksi halde tüm bu kafa depresyonun ayak sesleri gibi bu defa.
  • yahu benim bugünkü nedensiz gerginliğimin, ona buna atarımın ve sonunda hızımı alamayıp hırsımı kocamdan almamın nedeni dolunay mıymış? büyüksün astrobilim.
  • her dolunayda istisnasız yaşadığım durumdur. önceleri insanlar "senin psikolojin bozulmuş, ne alakası var" diyerek dalga geçtiler hep. ama ne zaman etraflarındaki olumsuz şeylerin hangi gün olduğuna dikkat ettiler, işte o zaman gördüler the full moon effect'i.

    (bkz: freddy'nin kabusları)

    dolunay günlerinde kafayı gözü sürekli bir yere çarpmaktan tutun da, merdivenlerden düşmelere, hatta durup dururken ciddi sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına kadar sıkıntılar yaşamış bir insan olarak; aman diyorum sözlükseverler. siz siz olun bir sonraki dolunayda (27 mart 2013) kendinize mukayyet olun!

    (bkz: oraya gidenler bir daha dönmedi)
  • beni babamlar her dolunayda kapıya zincirlerler mesela. kurt adam mı oluyorum diye sordum babama da yok oğlum ben zevk için yapıyorum dedi elimde olsa hiç çözmem seni. demek ki biz ailecek zıvanadan çıkıyoruz.
  • başlık içimizdeki kurt adamları görmemizi sağlamıştır
  • özellikle yengeç burcu için normaldir. kafayı yiyecek gibi olurum, çığlık atmak isterim resmen. kaç defa kontrol ettiysem yanılmadım, sebep dolunaydı.
hesabın var mı? giriş yap