• iki kere gözden gecirmek, kontrol etmek.
  • ing. satrançta yapılan hamlede hem oynatılan taşın şah demesi hem de başka bir taşın önünü açarak ona da şahlatması anlamına gelir. şah doğrudan kaçırılmalıdır
  • concurrent programming'de kullanilan bir teknik.

    co(i=1 to 100)
    {
    if a[i] < m
    << if(a[i] < m) m = a[i]; >>
    }
  • (bkz: cross check)
  • yalçın doğan ve özdemir ince adlı iki uzaylı gazetecinin bugünlerde bağdat'ta oluşturdukları ikiliye hürriyet gazetesinin verdiği ad. ikilinin oradan geçtiği haberler "double check" vinyetiyle okuyucuya aktarılıyor. lakin küçük bir tatsızlık olmuş, bu iki çılgın gazeteci bağdat'ta gözaltına alınmış. saatlerce gözaltında kalmış. sonra da serbest bırakılmışlar. bir barbaros devecioğlu kahkahası atmanın yeridir, diye düşünüyorum.
  • gazetecilikte haberin doğruluğunu kontrol amacıyla mevzuyu iki kez ya da bilemedin ikiden fazla kez incelemek, araştırmak anlamında kullanılır. örnek olarak, ilkeli yayın politikası yapan kuruluşlara bakınız..
  • tekrar gozden gecirmek, iki kez kontrol etmek anlamina gelir. sivil havaciligin olmazsa olmazidir.

    (bkz: cabin crew slides armed and cross check)

    alistikca da uzerinize yapisir, bir yasam tarzi haline gelir. cevrenizdekiler sizi supheci, zor guvenen biri olarak tanisa da double check hayatinizdaki pek cok konuda hayat kurtarir.
  • terim olmadığı halde kullanımının havalı olduğunun düşünüldüğü ingilizce sözcük öbeği.
    bende kullanan bünyenin ağzına kürekle vurma hissi uyandırıyor.
  • özellikle hizmet sektöründe check yoktur, double checktir o her zaman.

    güney’e bakan boş oda var mı? let me double check.

    yemekte kullanılan domates taze mi konserve mi? let me double check.

    bir şeyi bilmeyince bilmemiş gibi olmak yerine sanki daha iyi hizmet vermek için ikinci defa kontrol ediyormuş gibi oluyor.

    pek bi antipatik bulurum.
  • ing. kontrol etmek( söylediğin şeyin yanlış olma şüphesi varsa bunu yapman önemli)
hesabın var mı? giriş yap