• bi de bunların kimseye çaktırmasa da kendi içinde** drama queenliğini yaşayan tipleri var ki tam evire çevire dövülmelik.. nasıl mı?

    mesela evde tek başına otururken romantik bi şarkı çalar, genelde winamp tanrısının işidir bu. depresif kızımız oturup hüngür hüngür ağlamaya başlar. peki neden? nedeni yok. aşk acısı çekmez, yalnız değildir, hatta güzel giden bi ilişkisi de olabilir. ama çok duygulanmıştır işte. şarkıdaki sözleri alır, geçmişinden en alakasız olayları çıkartır, onlara üzülüp ağlar. kesmez... uzun zamandır gitmediği bi yere gider ya da bi eşya görür dolabı açınca; bi bardak, bi küpe, bi herhangi bir şey; "biz bunu zamanında bilmemkimle beraberken almıştık/buraya onunla gitmiştik ama şimdi o hayatımda yok ühühühüh." ulan gerizekalı, herifi sen çıkartmışsın hayatından, e şu zamana kadar eksikliğini de hiç hissetmemişsin. ne bu saçmalıklar?

    eskiden sosyal kelebekken bu kişimiz bi anda ve kötü bi olay sonucunda o beraberken çok eğlendiği ama canı sıkkınken yanında olmayan arkadaşları tek kalemde silmiştir. yaptığı saçma mıdır, hayır. peki pişman mıdır, kesinlikle hayır. beş para etmez insanları yanında bulundurmaktansa onlardan uzak kalmayı tercih etmiştir. fakat eski resimlere bakınca oturup ağlar. hayır efendim, ağladığı o zamanlar ne kadar eğleniyodum şimdi hayat çok rutin değil. daha çok eski arkadaşlarımı özlüyorum gözyaşları bunlar. ah be salağım, ah be beyinsiz yaratığım...

    bazen evde oturmaktan sıkılır drama queenimiz. çok yalnızım, çok sıkılıyorum, yapacak bir şey yok.. e seni evde zorla tutan var mı, yok. dışarı çıkmak için paran var mı, var. yanına gidip konuşacak dostların da var. çalışacak kafaya da tecrübeye de sahipsin. asosyal değilsin, beceriksiz değilsin. eeee? çık, gez, dolaş, çalış, eğlen, kudur, gönüllü bişiler yap; seçenek çok, yeter ki çık o evden. ama olmaz. o zaman nasıl oturup delireceksin? kimseye göstermeden nasıl bunalım yapıp ağlayacaksın?

    burda da bitmez, devam eder. yavrucağımız insanların arasındayken o kadar neşeli, o kadar mutlu görünür - ve daha garibi öyle hisseder -ki, tek başına kalınca bi de bunun için üzülür. ben insanların içinde neşeli gibi görünüyorum ama aslında çok üzgünüm, üstelik onlar da bunu anlamıyorlar. ah be güzelim ah, nerden başlasam.. hadi diyelim biri senin üzgün olduğunu anladı ve sordu neyin var diye, ne cevap vereceksin? "benim hayatımda sorun yok, o yüzden ottan boktan nedenler uyduruyorum" mu?
    "ergenlik döneminde misin, manyak mısın?" diye sormazlar mı adama? "rahat mı batıyo lan?" demezler mi? sağlam bi dayak atıp kendine getirme önerisini sunmazlar mı? dengesiz, hasta ruhlu şey; kafam girsin lan senin depresyonuna!

    farklı ağızdan yazılmış gibi duran ama aslında aynı malın eklediği not : kimseyle alıp veremediğim yok, bunları kendimden biliyorum. peki hem bu kadar hakareti kendime edip, hem de sonra "ühühü kendi hayatımı kendim karartıyorum" diye utanmadan zırlayacak mıyım, büyük ihtimalle. kendimle çelişme konusunda dünya rekoru kırmaya doğru ilerliyor olsam da yazdım buraya ki, belki daha aklı başında bünyeler okuyup "ahaha bu hatun ne kadar malmış, ama bi dakka bazen ben de yapıyorum aynısını, bu kadar salak olmamalıyım" diye düşünüp vazgeçerler, bi nevi ayna tutmuş olurum belki. (araya giren şizofren not : bak bak, önce ukalalık yap, sonra da git kendine kız tekrar, sigigit len)
    neyse.. ben gidip accık daha "hayat çok boktan ühühü" ve "de get anlamsız depresiflik yapma" kısırdöngüsünde dolaşayım. hımpf..
  • (bkz: centrum universalis)
    basina gelen herseyi abartarak hayatina heyecan katma cabasi icindeki kendi capinda saf, sefkat gosterilesi, niye bu tur yollara saptigi sorgulanasi insancik tanimi.
  • queen denilmesine bakılmasın. bunun erkeği de olur kadını da. hepsi aynı mallıktalar.
    en büyük acıları bunlar yaşar. herkes aşık olur ama en büyük aşkı bunlar yaşamıştır. herkes sevgilisinden ayrılır ama bunlar daha bi ayrılırlar. herkes ana-babasıyla kavga eder, tartışır, bunlar birbirlerini bıçaklarlar. herkes hasta olur, bunlar hasta olunca ölürler. kendi kendilerine aşk-ı memnu'da yaşarlar, gossip girl'de yaşarlar. hiç olmadı küçük sırlar'da falan yaşarlar.
    angutlar.
  • kokeni cok eskilere dayanan bir akimin savunucusu kimse. bu akim, eline igne batinca, dusup 100 yil uyuyan uyuyan guzel isimli prensesten sonra yayilmis, gunumuz prenseslerine kadar gelmistir.
    gunumuzde akimin savunuculari, her seyi bir trajedi gibi lanse etmeye çalismakta, bu yolla sevgi, sefkat, merhamet ve ilgi toplamayi ummaktadirlar.
    gerci evet, uyuyan guzelimiz igne batti diye, hayatindan 100 yil kaybetmis ve bunun yarattigi trajedi neticesinde yakisikli bir prens edinmistir. demek ki drama queen olmak ise yarayabilmektedir. gene de sorarim, 100 yil kaybetmeye deger miydi?
    (bkz: masal kahramanlarinin gercek yuzleri)
  • kurtulamadığım insan tipi. birini atlatıyorum, öbürüne çarpıyorum. hadi sosyal ilişkiler nedeniyle denk geldiklerim bir nebze de, "işten ayrılmak istiyorum" dediğinde insanın patronu trip atıp kezbansı laflar sokup gözleri dolu dolu kendi iş yerini nasıl terk eder, havsalam almıyor.

    bunu yapan da kıllı mıllı kocaman erkek!

    (bkz: ne yaşadım lan ben denen anlar)
  • sadece kadınlara özgüymüş gibi genel bir düşünce olsa da cinsiyeti olmayan ve en anlaşamadığım insan modelini açıklayan kelime grubu. zor durumda olan insanların derdini dinleme, sonra bunları kendi derdim gibi çözüme ulaştırmaya çalışma ve ne yazık ki uzunca bir süre kafama takma konusunda uzman bir insan olarak bu tarz insanlara içimden siz dert görmemişsiniz diyorum. gerçi hepimiz bazen öyle olabiliyoruz. çok kötü durumdaki insanları görünce "ya ben ne saçma sapan şeyleri kafama takıp, büyütmüşüm" diyebiliyoruz. tabii genelde bu tarz durumların etkisi kısa süreli oluyor. sonra unutuyoruz.

    düşünsenize insanların çok ciddi sağlık sorunları olabiliyor ya da daha kötüsü öleceğini bile bile yaşayan insanlar var. tabii ki hepimiz öleceğimizi bile bile yaşıyoruz fakat anlatmak istediğimi anlamışsınızdır. ne bileyim insanlar en sevdikleri insanların ölümüne şahit olabiliyor. bir sürü ciddi şey var hayatta. bugün de öyle bir örnek gördüm ve beni çok etkiledi. yani sizin ergen ergen gönül işleri sorunlarınızdan, ailenize yaptığınız şımarıklıklardan (bakın sorun demedim. direkt şımarık şımarık davranıp, her şeye mızmızlanan insanlardan bahsediyorum) daha büyük sorunları olan ne insanlar var. bazen bu tip insanları çok pis bozasım geliyor.

    mesela atıyorum sevdiğiniz insandan karşılık alamadınız da sevdiğiniz kız size abi mi dedi? :) belki de bu benim için iyi olandır, ileride çok daha iyi bir insanla karşılaşabilirim de. belki o insan size karşılık verseydi çok mutsuz olacaktınız, bir sürü sorun yaşayacaktınız, ne bileyim evlenecektiniz ve belki o kadın/erkek sizi aldatacaktı. o an kötü gibi görünen şey belki de sizin için iyi olandır. bunu nereden bilebilirsiniz ki? hiç. yine ekstrem durumları hariç tutuyorum çünkü her anne, baba bir değil bunun farkındayım fakat bazen çok düzgün ailelere sahip insanların sürekli sorun çıkarıp, her şeyi abarttığını görüyorum. hayatta her şey sizin istediğiniz gibi olmaz işte. biraz da uyumlu olmak gerekebilir. ya hiç ailenizi tanımadan yurtlarda büyüyen bir çocuk olup on sekizinizde yurttan gönderilen ve hayatla o yaşta mücadele etmek zorunda kalan bir çocuk olsaydınız? ne bileyim ailenizi büyük bir kazada kaybedip tek başınıza kalsaydınız. her şeyden şikayet etmek yerine arada biraz da şükretmeyi bilin.
  • her drama queen attention whore değildir. hem attention whore hem drama queen olan kadın sayısı çok fazladır ama attention whore=drama queen diyemeyiz.
  • gün görmemiş hakikatler ciltliklerinde kendisine "ömür törpüsü" veya "gönül tortusu" gibi karşılıklar bulmuş olgudur. radius'una giren yaşam birimlerinin enerjisiyle hayat sürdüğü, üç kol aralık mesafedeki her beşerde çağan ırmak etkisi yarattığı gözlemlenmektedir.

    ne zaman bir yerde why does it always rain on me çalınsa güçte bi dengesizlik hisseden bu canlı türü, drama tanrılarına savurduğu "hayat, beni neden yoruyorsun" duası ile ihtiyaç duyduğu manevi kudrete tekrar kavuşabilmektedir. bu tespihi yeterince çektiği zaman bi emily bronte ya da emily dickinson olacağını zanneden kraliçemiz belli bir yaşta izdivaç edip evinin kraliçesi olmayı seçer. (aşk olsun!)

    kurbanlarını ekseriyetle kankasına aşık olan erkekler ile sınıfta ağlayan kızın yanında bekleşen kızlardan seçer. bunlardan çaldığı enerjiyi ne yapacağını bilememezlikle uzayın derinliklerine sevk etmekte, bu yolla da galaksiler arası otoban yapımı çalışmaları için gereken enerjinin önemli bir miktarını tedarik etmektedirler.

    uzaylılarla konuştum, haberler iyi.
    "zaman zaman içine düştüğümüz enerji kıtlığı sıkıntısını şimdilik drama queenlerin saçtığı zoltryx (yeşil halkın enerji atığına verdiği isim) sayesinde giderebiliyoruz", şeklinde beyanat verip "son drama queen ölene kadar dünyanızı istila etmeyi düşünmüyoruz" diyerek yüreklere su serptiler. (tu kaka dediğiniz drama queenler hayat kurtarıyor)

    "istila bizi teğet geçti" şeklinde demeç veren savunma bakanlığının ise uzak da olsa bir kriz ihtimalinde ihtiyaç duyulacak takviye zoltryx tedariği amacıyla ıssız adam project'i yürürlüğe soktuğu gelen bilgiler arasında.
  • gerçek hayatın oscar'lık oyuncularıdır çoğu...
hesabın var mı? giriş yap